***
Günler geçiyor ama göğüs kafesinin altındaki yara geçmek bilmiyordu. Geçen zaman duyguları eskitmeyi başaramıyordu. Eve geldiklerinden bu yana üç hafta geçmişti, bu üç hafta içinde hemen hemen her gün aynı şeyler tekrarlanıyordu.
Hakan'ın olmadığını bir türlü kabullenememişti Çağla. Geçen zaman bedeninde ki yaraları sarmaya yetmişti ama ruhunda ki yaralara etkisizdi.
Ceyhun yeni uyanmıştı yüzünü yıkadıktan sonra su içmek için mutfağa gitti, Çağla kahvaltı hazırlıyordu.
"Oo uykucu bey uyanmış. "
Dedi gülümseyerek." evet uyanmayı başardım. " diye cevapladı gülerek.
"Hakan uyanamadı mı daha? "
Çağla'nın bu sorusunu duymazdan gelerek balkonda oturan Deniz'in yanına gitti.
"Hayırdır uşağum Karadeniz'de gemilerun mi battı? " diye sordu sevecen bir tavırla.
"Ay Ceyhun hiç beceremiyorsun."
"En azından gamzelerini görmeyi başardım. " dedi gülümseyerek.
Ardından "cidden hayırdır ya ne bu dalgınlık? " diye sordu.
"Bilmem öyle işte. Çağla'ya Hakan'ı görmediğimizi nasıl söyleyeceğimizi düşünüyorum. "
"Ben söylerim ya sen dert etme. "
" Onu kırmadan nasıl söyleyebilirsin ki? "
"Kırılıcak illa ama geçicek zamanla merak etme. "
Bu sırada Çağla seslendi :
" Kahvaltı yapmayı düşünmüyor musunuz? ""Geliyoruz tatlım." Dedi Deniz ayağa kalkarken.
Çağla gerçekten muazzam bir sofra hazırlamıştı. Sabah sabah bu kadar şey hazırlamasını beklemedikleri için Ceyhun'da Deniz'de şaşkındı. Deniz onca zamanın ardından ilk defa huzurluydu. Çağla çok iyi görünüyor, tıpkı eskisi gibi neşeliydi. " N'olur bu mutluluğu hep devam etsin." Diye içinden dua ediyordu.
Tam kahvaltıya başlayacaklardı ki sofrada ki eksikliği fark etti Çağla. " Hakan içinde tabak getirmiştim onun tabağı nerede?"
Ceyhun ağzında ki yemeğe aldırmadan konuştu " Ha şurda ki tabak mı? Onu ben mutfağa geri götürdüm. Olmayan biri için tabak koymanın anlamsız olacağını düşündüm. "
Deniz Ceyhun'un verdiği cevaba hayretle bakıyor, tüm olacakları az çok gözünde kestiriyor gibiydi. Ceyhuna bakarak "Yapma" anlamında kaşlarını yukarıya kaldırmaya başladı. Ceyhun ise hiç aldırmadan soğukkanlı bir şekilde hareket ediyordu.
" Ne demek olmayan biri? " sinirlenmeye başlamıştı Çağla.
"Hakan yok. Bunu hepimiz biliyoruz neden görüyormuş gibi yapmaya devam edelim ki? "
"Hakan var!"
"Yok kendini kandırıyorsun. Günlerdir Hakan için koyduğun tabaklar hiç el değmeden geri gidiyor mutfağa bunun farkındasın."
Konuşurken kelimeleri teker teker vurgulayarak söylüyordu ve aşırı derecede sakin konuşuyordu.
Çağla ise onun aksine aşırı sinirlenmişti."Defol git şu evden! "
"Gitmiyorum. " tüm vücudunu geriye doğru yaslamış gayet sakin bir şekilde konuşuyordu.
Deniz ise bir yandan ondaki rahatlığa hayret ediyor bir yandan da Çağla'yı sakinleştirmek için kollarından tutup sandalyeye oturtmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÂRUMAR (DÜZENLENİYOR-KİTAP OLACAK)
Ficção Geralİmkansızların arasından sızıp hayatımıza giren ince bir sızıydı aşk... Uçurum kenarında ki insanların tek sığınağıdır aşk, Her şeyden, herkesten bir kaçış yoludur, Eğer kaybetmişsen, bir kez olsun en afillisinden kaybetmeyi göze aldıysan, hiç düşünm...