'Önce sessiz moda alalım. GüzeeeeI, bir sırt resmim daha oldu. Gizli dosya da tamam... Şifre, şifre!.. Hah, tabii ki güleait1 en uygunu. Asla tahmin edemez. Çaktırmadan şu fotoğraf çekme işini de halledersem harika olacak. Anlarsa da öğrenmeye çalışıyorum derim. Ha gayret Gülizar, başaracaksın.'
Bütün cesaretini toplayıp Asaf'ın geçen hafta hediye ettiği akıllı telefonu havaya kaldıran genç kız, arkası dönük duran adamın birkaç pozunu daha çektikten sonra dönmesini bekleye başladı. Kendisine baktığını hissetmiş gibi başını çevirirken, hızlı davranıp birbiri ardına çekim yapmaya devam etti. Nihayet istediği pozları yakaladığı sırada adını seslendiğini duyunca, kamera modundan çıkıp dosyayı kapattı.
"Gülizar!.. Gülizar ne yapıyorsun?"
"Ben... Hiiiiççç. Şu, eee..." 'Oooohhh çok şükür, çektim, nihayet çektim.' "Kamera nasıl çalışıyordu onu hatırlamaya çalışıyorum."
"Yaa..."
'Yalan söylüyorsun Gülizar... Olsun hiç pişman değilim. Ayrılırken hatıralarımın yanında en azından somut bir hazinem olacak. Şu lanet olası alçıyı bu kadar çok seveceğimi söyleseler inanmazdım. Acaba hemen gitmemi ister mi?'
"Unuttun mu?"
"Hı hı... Evet."
"Dur göstereyim."
Pencerenin önünden ayrılıp masaya doğru gelmesiyle dipteki sandalyeye geçen genç kız, oturmadan evvel telefonu Asaf'a uzatarak anlattıklarını dinliyormuş gibi yapmaya başladı. Her seferinde olduğu gibi burun kanatlarını titreten kokusunu içine çekerken, ahenkli sesini beynine kazımaya, keskin hatlara sahip profilini unutmamak için incelemeye koyuldu. Sinekkaydı tıraşlı yüzünde konuşurken oluşan mimikleri, arada kendisine baktıkça ruhuna işleyen gözlerini, duygularını açık etme korkusuyla seyretti.
"Çok basit, tek dikkat etmem gereken şu işaret. Bu moda dokundun mu seçtiğin objeyi ya da şu gençlerin selfie dedikleri kendini çekme tuşuna geçiriyorsun."
"Hı hı."
"Sonrası, netlik sağla ve kamera resminin üzerine dokun. Anladın mı? Gülizar!"
"Hıııı!"
"Sen beni dinliyor musun?"
"Evet Asaf! Eee... Anladım, çok teşekkür ederim." 'Acaba söylesem mi?' "Şey, şu şeyi, selfie dediğini deneyebilir miyiz? Hem görerek öğrenmiş olurum." 'Lütfen, lütfen evet de... Hadi Asaf'ım lütfen kabul et.'
"Olur, gel bakalım Gülizar Hanım."
"Tamam." 'Allah'ım, nihayet başardım. Ne olur ne olmaz, resimleri yedekleyip mailime de atayım.' "Ne yapacağım?"
"Hiçbir şey sadece gülümse."
Sol kolunu omzuna atan adamın elindeki telefonu havaya kaldırmasıyla ağzı kulaklarına varan genç kız, hayatı boyunca en değerli eşyası olacağına emin olduğu resim için poz verdi. Gözümü kırptım bahanesiyle sevdiği adama ait bir kaç fotoğrafı garantiledikten sonra sabahtan beri sıkıntılı görünen yüzüne döndü.
"Bir şey mi oldu Asaf, kalktığından beri çok düşünceli görünüyorsun?"
"Gülizar..."
"Efendim!"
"Eee..." Duyarlı kızının tepkilerini ölçmek için ifadelerini tartarken, bahçeye çıkaracağı için giymesine yardımcı olduğu kot pantolon ve sarı kazağıyla çok hoş göründüğünü düşündü. Alışması adına bilgisayar başında çalıştığı sürelere denk getirerek kısa aralıklarla yalnız bıraktığı her seferinde telefonla aramaya, yakın civarda olduğunu hissettirmeye çalışsa da tam zamanlı ilk defa yalnız kalacağını bilmenin huzursuzluğunu yaşadı. Gün içinde gelip giden Çağla dışında yabancı en ufak sese karşı hala ürkek bir tavır sergileyen genç kızın, hafta başında göreve başlayacağını öğrendiği zaman nasıl karşılayacağını merak ederek sözüne devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül'e Ait (TAMAMLANDI)
RomanceDuygularını rafa kaldırmayı hayat biçimi olarak seçen genç adam, sevmenin ne demek olduğunu bilse de sorumluluğunu almak istemez. Kendisi için biçtiği gelecek yalnızlık üzerine kuruluyken, hele kendi şeytanlarıyla savaş verirken hiç istemez. Tabi m...