Araf: 11.bölüm

614 274 58
                                    


        " Karanlık "

     • Dilerseniz  multideki şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz iyi okumalar

    Tüm hayalleri yok olmuşken insan tekrar hayal kurmaya cesaret edebilir miydi? Yoksa canı her bir darbede acırken tekrar ortaya canını koyabilir miydi? Tam umutlarım girdiği topraktan yeniden yeşerirken o buna izin vermeden tüm filizlerim ile beraber beni ezmişti.
Tek kelime konuşamayan ben orada öylece dikilirken

" Yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim bayım,telefonunuz "

Ümitlerim ile birlikte giden telefonu adama uzattı.Elimi hatırlatmak istediği şeyler için sıkı sıkı sıkarken marketin içerisinde ilerlemeye devam ettik.Ödemeyi yapıp poşetleri arabaya taşıdı.Yol boyunca her yerde sessizlik hakimdi.Dışarıdaki ağaçlar kadar özgür olmak istedim.Kar tanecikleri kadar özgür.

Yine tüm kasveti ile öylece orada duran eve gelmiştik.Arabadan inip kendimi soğuğa sardım.Yerde bıraktığım ayak izlerime her adımım da yenisini ekleyerek verandaya kadar yürüdüm.Peşimden gelip kapıyı anahtarla açtı.İçeri girip ısınmak için kendimi zamanın akışına bıraktım.Gün ışığının içeriye girdiği yerler aydınlığa kavuşurken duvarlarda çerçevelere sıkıştırılmış yüzler vardı.Kıvrıldığım yerden doğrulup incelemeye başladım.İki küçük yüz,onlara esen fırtınaların değiştirdiği küçük yüzler.Finn ve James.James'in kollarının altına girmiş kameraya büyük gülümsemeler vermek isteyen Finn.Bakışları hiç değişmeyen,gölgesine bile savaş açan,o küçük adam.Parmaklarımı gezdirirken sert kapanan kapı olduğum yerde irkilmeme neden oldu.Arkama dönmem ile siyah gözler karşımdaydı.

" Ölmek mi istiyorsun ? "

Nefes nefese bir şeyler söylememi beklerken daha da sinirlendi.

" Bir daha benden uzağa gitmeyeceksin! Kaçmayacaksın! Benden kurtulamayacaksın! Ailenden kimseyi göremeyeceksin! Senin ailen şu andan itibaren öldü.Şimdi anladın mı beni! "

Bağırıyordu.Nefesimi ne zaman tutmaya başladığımı bilmezken her şeyimle yıkılmak üzereydim.Öfkesini de yanına alarak üzerime doğru yürüdü.Sıkıca kavradığı çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi.

" Anladın mı beni ! "

Kafamı sallarken ellerini çenemden çekti.Ondan biraz olsun uzaklaşmaya çalıştım.
Kapıdan çıkıp bir süre geri dönmedi.Günün geri kalanını koltukta oturarak geçirdim.Hava kararmaya başlarken yukarıda ki yatak odasına gidip ısınmak için battaniye aradım.Dolaptan bir tane bulup aşağı indim.Karanlıkta bir şey hareket etti.

" Ah! "

Yanan şöminenin ışığında önünde duran koltuğa çarpan James'i görebilmiştim.İlerleyip koltuklardan birine yerleştim.Yüzünün yarısını ateşin parlaklığı aydınlatırken diğer yarısı bakışları kadar karanlıktı.

" Kaşlarını çatınca alnında bir çizgi çıkıyor. "

" Sen içki mi içtin ? "

Tüm olanlardan sonra rahatlamak için içki içmişti.Beni bu durumdan kurtaran tek şeyin biraz alkol olması güzel olurdu.

" Çok fazla içtim. "

Gülümseyince dudakları yana doğru kıvrıldı.Yanan ateşin kıvılcımlarına baktım.Oturduğu yerden kalkıp yanımdaki boşluğa oturdu.Kafamı ateşin aydınlattığı yüzüne çevirdim.

" Seni öpmek istiyorum Amber. "

İçki ve sigara kokan nefesi etrafımı sararken söylediklerini anlamaya çalıştım.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin