Araf: 6.bölüm

755 349 119
                                    


        " Mesafe "

   Karanlık oda da öylece durmuş siyah gözleriyle bedenime savaş açmıştı.Bu karanlık odanın yanında bir hiç sayılan gözleri neden bana bu kadar tanıdıktı.Ben kimsesizliğin içinde kendine koca bir dünya kurmuş kişiyken bu adamın benim dünyama bir siyah sis gibi çöküp yer edinmesi nedendi.

" Ben bu yüzü tanıyorum. Senin baban... "

Kuşandığı tüm kılıçlarını bana saplayacakmış gibi üzerime gelirken arkamda hissettiğim kitaplık ile bedeni ile arasında bırakarak kaçış yollarımın üzerilerine bir duvar ördü.

" Babam hakkında ne biliyorsun ? "

Sorusunu iyice duymam için kulağımın yanına eğilmişti.

" Bir şey bilmiyorum.Sadece... "

Kelimeleri doğru söyleyemez olmuştum.

" Sadece sen kazada gördüğüm adama çok benziyorsun. "

Beni bakışlarıyla süzdükten sonra hâlâ ikna olmamıştı.Ona benzeyen ölü bir adamın olması bunun onun babası olduğu anlamına gelmezdi.

" Bu onu benim babam yapmaz "

Bakışlarını üzerimden çekip boş bir noktaya bakmaya başladı.Bedenini üzerimden çekmesini beklerken aynı mesafeyi korudu.
Ellerimi siper ettiğim arayı biraz daha açmak için çabalasam da daha da azalan bir ara ile karşılandım.
Nefesinin sıcaklığı ile vücudum ısınmaya başladı.

" İçindeki korkuyu hissedebiliyorum.Ben işimde iyiyimdir "

Nefesinin sıcaklığı ayrılırken beraberinde bedenini de götürdü.Kendimi ne kadar süredir sıktığımı bilmezken rahatladığımı hissettim.Uzun süredir o andaymış gibi gelirken aşağıda ki partinin devam ettiği kendini belli etti.
Kapıdan çıkıp gidişini izledim.Daha fazla burada kalmadan bende peşinden çıktım.Koridorun ucunda sırtı ile kapattığı kızın kim olduğuna bakmaya çalışırken bunun Haily olduğunu dağınık saçlarından,deri mini eteğinden anlamam kolay oldu.Orada sarmaş dolaş yapıştığı kişinin hiç görmediğim çekici gülüşünü gördüğüme gerçekten şaşırmıştım.Bir şeyler söyledikten sonra yanından ayrılırken Haily'in yüzüne üzgün bir surat ifadesi yerleşti.Haily'nin kırmızı bardağında ki içkiden bir yudum daha almasını izlerken Nancy'nin sesini yanımda duydum.

" Hey ! Burada ne yapıyorsun? Her yerde seni arıyorduk. "

Burada olmasına minnettardım .Artık bu cehennem havuzu partiden gitmek istiyordum.

" Nancy artık buradan gidebilir miyiz ? "

İlk başta sorduğum soruyu anlamasa da

" Seni götürmesi için Daniel'i ikna edebilirim. "

Bu da bir seçenekti tabi ki.Telefonda Daniel ile bir konuşma yaptıktan sonra kapatıp

" Birazdan burada olacağını söyledi. Bu üzerindeki tişörtü nereden buldun? "

Boşvermesini istedim.

Beklemekten başka seçeneğimiz yokken Nancy'nin alt kata inme fikrine dayanarak aşağı indik.Yorgunluğun yanında kendini gösteren susuzluğu bastırmak arzusuyla bir bardak su içmek için mutfağa gittim.Hiçbir temiz bardağın bulunmadığı,tezgahın üzerindeki içki ve buz kovalarından oluşan mutfakta bir kaç kız haricinde kimse yoktu.Bu evin en sessiz ve en sevişen çiftsiz bölümü burasıydı.Kızların konuşmalarından istemsiz olarak bir şeyler duymuştum.

" Bence siyah onu çekici yapan tek şey "

" Kesinlikle öyle değil yanılıyorsun,kasları güvenebileceğim tek dağ gibi ,ne kadar güçlü olduğunun ispatı da yukarı da dövdüğü çocuk "

" Okulda adının James Sullivan olduğunu öğrendim ."

Demek bay siyah gizemlinin adı buydu. JAMES SULLİVAN .Ah hayır olamaz.Kazada ki adam Martin Sullivan onun babası mıydı.Şok etkisi ile düşünürken biraz açık havaya ihtiyacım vardı. Mutfaktan çıkıp evin çıkışından bahçeye ulaştım.Havanın yüzümü iğneleyen soğuğu canımı acıtsa da benim için daha iyiydi.James'den aldığım tişörtün böyle bir hava için uygun olmadığı kendini gösteriyordu.Ben olanlarla bağlantı kurmaya çalışırken evden biraz uzaklaşmaya çalıştım.Yeşil bahçenin sonundaki yola yakın mesafede Daniel'ı beklemeye başladım.Siyah renkte ki lüks arabanın farları ile kendime geldiğimde önümde durup açık bıraktığı camdan bakan kişinin James olduğunu öğrenmem uzun sürmedi.

" Sanırım birisinin böyle bir soğukta bir arabaya ihtiyacı var "

Her yerde karşıma çıkmak zorunda mıydı.Dondurucu soğuğa dayanamazdım,zaten Daniel'da gelmiyordu.Başka bir seçeneğim yoktu.
Arabanın kapısını açıp kendimi içeri attım.Sıcak havanın yüzüme vurması ile biraz ısınsam da yaptığım şeyin sonra farkına vardım.

" Sana arabama binebileceğini söylediğimi hatırlamıyorum."

Ah çok aptalım .Buradan kendime dünyanın en aptal insanı ödülünü veriyorum.

" Benim hatam üzgünüm senin tam bir pislik olduğunu kendime hatırlatmayı unutmuşum. "

Arabanın kapısını açıp inecektim ki kolumdan tutup beni durdurdu.

" Benim bir pislik olmam senin bu aptallığına katlanamayacağım anlamına gelmiyor "

Olduğum yerde kalıp arabanın tarif ettiğim yere ulaşmasını bekledim.Araba sürerken çattığı kaşlarına,yüzünün görebildiğim kısmına,dağılmış saçlarına bir şahesere bakar gibi baktım.Bunu fark edip beni aşağılaması hiç gecikmedi.

" Neden bıkmazsızın yüzüme bakıyorsun ? Ben bile bu yüzü senin kadar aynada incelemedim. "

Hiçbir şey söyleyemedim.Utancımla baş başa kalarak camdan dışarı baktım.Telefonumdan saatin 2 olduğunu görmem o kadar süredir ne yaptığımı sorgulamama yetmişti.Sonunda eve geldiğimizde arabayı durdurup inmemi bekledi.Aklımdakileri toparlayıp konuşmaya başladım.

" Babanın kazada öldüğünü biliyorum,çünkü bende ailemi aynı kazada kaybettim. "

Direksiyonu tuttuğu ellerini sıkarken

" Seninle babam hakkında konuşmak istemiyorum."

Öfkelendiği sesinden belli oluyordu.

" Ben tesadüflere inanmıyorum,neden benim etrafımdasın? Bunu bilmek istiyorum "

İçindeki nefesi dışarı bıraktı ve

" Çünkü senin ailen benim hayatımı mahveden büyük bir tesadüften ibaret.Ben de bu tesadüfün geride bıraktığı kızın hayatını mahvetmek istiyorum. "

^ Hikayemi okurken faydalı olacak TANITIM FİLMİ hikayemin tanıtım bölümündedir iyi seyirler ^

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin