-SAMET-
"Oy Erzincan can Erzincan can cana kurban!"
Yaren'in gelişiyle odadan kaçmam bir olurken, yakamda bulunan mendille tek başıma kurduğum halayın sonu Onur'un beni durdurmasıyla oldu.
"Hayırdır lan?" Onur merakla benden bir yanıt bekliyordu. Oralı olmadım. Elimdeki mendili Onur'a doğru hızla salladım. "Eller bana eller bana ben sana hayran!"
Onur sinirle geri çekilirken, "Elin ayağın rahat dursun!" diye bağırmayı eksik etmedi. Koridorda toplanan kalabalığa aldırış etmeden halaya son hız devam ederken bu sefer Ahmet'le göz göze geldim. Bana attığı o acınası bakışlarına da aldırış etmedim. Asansörün kapısından nefes nefese çıkan Yasemin, şaşkınlıkla yerinde kaldı. "Samet neler oluyor?" diye sordu.
"Salında gel aman aman hey meydan kız görsün aman!"
Orta yerde deli gibi tepinen bir tek ben olunca herkesin şaşırması gayet doğaldı. Yasemin ellerini beline koyarak artık sabrının kalmadığını gösterdi. "Acil durum diye çağırdın! Bu mu acil durumun?" Yasemin'in eğlenceme gösterdiği tepkiyi yok sayıp, elimle yanıma gelmesini işaret ettim.
"Gel Yasemin gel. Kutlamamız var! O suratsız abin Yaren'le barıştı! Oh yandan!"
Oluşan kısa süreli sessizlik yerini şükür seslerine bırakırken, "Gerçekten mi? Allah'ım çok şükür!" diye bağıran Yasemin, boynuma son hız atladı. Kucaklamanın her türlüsünü denediğim kadınımı sarmalara doyamasam da şuan içimde tükenmek bilmeyen bir halay isteği vardı.
"Gel halaya gel! Şappi şappi şappi! Ahey ahey!"
Haberin mutluluğunu yaşayan herkes halayıma katılırken, Ahmet ellerini iki yana doğru açıp suratına sürdü. "Sonunda be! Onur, adak adamıştım adamlara haber et halletsinler kardeşim!" dedi.
"Yuh!" Onur'un yükselen sesi anında Ahmet tarafından bastırıldı. "Ne yuh lan. Herifi görmediniz mi? Günlerdir derbeder oldu kardeşim. Kendine bir şey yapmasından çok korktum Allah muhafaza.."
Dostumun bu ince düşünüşüne hayran kalmadan edemedim. Kolundan çekiştirip zorda olsa halay zincirine dahil ederken, "Ahmet'im sen nasıl bir adamsın ya.." dedim. O mütevazi bakışlarından birini sunan adama minnet duymadan edemedim. Ahmet, aramızdaki en belirsiz adamdı. Kaya gibi sert görüntüsünün altında bambaşka bir adam barınırdı. Bu halini de herkeslere göstermezdi. Sinirlendiğinde ise gözü kimseyi görmezdi. O haline şahit olmak ise dünya da görmek istediklerimin arasında kesinlikle yer almıyordu!
Bir süre daha devam eden eğlence Yusuf'un bizi basmasıyla son buldu. Herifin şu kısacık günde sadece bana değil bütün çalışanlara çektirdiği eziyetin kutlamasına pek iyi gözle bakmadığı ortadaydı. Bütün çalışanlar çil yavrusu gibi ortadan kaybolurken, Yusuf'la baş başa kalmam benim felaketimin habercisiydi. Neyse ki, Yaren'in Yusuf'u kontrol alması sonucunda herhangi bir kaza çıkmadan odama kaçabilmiştim. Bir süre sonra yanıma gelen Yasemin, tedirgin tavırlarıyla dikkatimi çekerken, neler olduğunu sordum. Konuşmak yerine sessiz kalmayı tercih ederek, bakışlarını odanın duvarlarında dolaştırdı. Bu hali iyice beni kuşkulandırdı. Oturduğum yerden hızla kalkarak göz hizasına kadar girdim. Tek elim pamuk tarlalarını aratmayan yanağına usulca süzüldü.. Mis kokulu saç tellerini parmaklarımın ucunda kaymasına izin verirken biraz daha yaklaştım.
"Neler olduğunu anlatacak mısın yavrum?" Fısıltılarım Yasemin'i titretmeye yetti. Bacaklarındaki titremeyi bile hissedebiliyordum. Bu duygu inanılmazdı. Sevdiğim kadında böylesine bir etki bırakabilmek muhteşemdi! Derken elim havada asılı kaldı. Buna sebep ise Yasemin'in ağzından çıkan kelimeler oldu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)
Teen FictionHuzurun diğer adı,gözlerinin cennet yeşiliydi.. Bakışları tıpkı Karadeniz'in hırçın dalgaları gibiydi. Asi ama insanı kendine bağlayan, aşık eden, hayat veren.. Parlak dalgalı saçlarını, rüzgara karşı savurduğunda, etrafını esir alan kokusu adeta şü...