29. ~Şaşırtan Teklif~/Düzenlendi

13.7K 1K 158
                                    

-YAREN-

Üç günlük dediğimiz şu fani hayatta her şey istediğimiz gibi gitmiyordu. İstemediğimiz durumlarla karşı karşıya kalıyor, hatta o durumlara yeniliyorduk. Şuan karşımda görmek istemediğim bir adama yenilgili bir halde bakıyordum. Varlığımdan memnun olmuşçasına sırıtan Ali Tekin, masasına beni meze yapan gözlerini biran olsun benden ayırmıyordu. Eğer biraz daha dikkat çekmeyi başarırsa, üç günlük ömrü Yusuf tarafından büyük bir keyifle sonlandırılacaktı.

"İyi misin?"

Yusuf'un kulağımda çınlayan sesiyle irkilerek, bakışlarımı ona çevirdim. Sorgulayıcı bakışları ruhuma kadar işlerken, güçlükle gülümsedim. "İyiyim hayatım. Alışkın değilim sadece.." diye geveledim. Alışkın olmadığım doğruydu ama birazdan işlenecek cinayete kesinlikle bağışıklığım vardı!

Bulunduğumuz koca davet salonu bana dar gelirken, artık orada bir saniye bile duramayacağımı anladım. Hiç değilse bir süre uzaklaşmam gerekiyordu. Böyle durumlarda kaçış olarak en bilinen yer aklıma gelirken, oturduğum yerde kıpırdanarak kızların dikkatini çekmeye çalıştım. Çalıştığımla kaldım! Hepsi yanındaki adamların ağzına düşecek gibiydi. Bir tek Gülsüm, sahnedeki adamın konuşmasını dikkatle dinliyordu. En nihayetinde Sevim'in bakışları beni buldu. Kaş göz işareti yaparak lavaboların olduğu tarafı gösterdim. Gözlerini aynı benim gibi kocaman açarak kaşlarını çattı. Ne kadar aptal bir kuzenim vardı! Masada birbirimize işaret verdiğimizden dolayı dikkatleri çabuk çektik.

"Bir sorun mu var Yaren?"

Harika! Yusuf yine ruhundaki dedektif yanını ortaya çıkarırken, hızla ayağa kalktım. "Lavaboya gitmem lazım!" dedim. Benim centilmen erkeğim hemen ayağa kalkmaya yeltendi. Bu ince düşünüşü başka zaman olsa beni eritmeye yeterdi lakin başka zamanda değildik. Şuan için Yusuf'un masada kalması gerekiyordu. O an, "Olmaz!" diye bağıran bendim! Bütün milletin şuan baktığı o aptalda bendim!

"Yaren neler oluyor? Ne olmaz? Allah aşkına iyi misin sen?"

Yusuf kalp krizi geçiriyormuş gibi şekilden şekle girerken, yavaşça yutkundum. O aptal surat ifademin daha da aptal bir görüntü almasını sağlayarak kocaman sırıttım. "İyiyim hatta harikayım! Sevim benimle gelir." dedim ve hortlak görmüş gibi bakan kuzenime döndüm.

"Dimi Sevim? Benimle gelirsin dimi canım? Gel bence!"

"Tabi, tabi.." diyerek yerinden kalkan Sevim sonunda bir sorunum olduğunu anladı. Lavaboların olduğu tarafa doğru hızla ilerlerken, bir taraftan kendi kendime söyleniyordum. Köşeyi döndüğümüz anda kolumdan tutarak durdurdu ve elini alnıma koyarak bekledi. Bu anlamsız hareketine karşılık, elini ittirerek bedenimi geri çektim. Kaşlarını çatan Sevim, "Allah Allah! Ateşinde yok!" dedi.

"Eğer biraz daha burada durursak ateşleme nasıl olur öğreneceğiz!"

Sevim, anlamayan gözlerini üzerimden hiç çekmedi. Kaşları daha da çatıldı. "Ne içtin sen?" diye sordu bu sefer. Sorusuna karşılık elimi geçiştirircesine salladım. Kenarda bulunan yapay bir ağacın arkasına doğru çekiştirdim. Patlama noktasına geldiğini burnundan sesli aldığı sert nefesiyle belli ederken, "Ali Tekin'i hatırlıyor musun?" diye sordum. Kısa biran için duraksadı. Hatırlamaya çalışır gibi bir ifadeye büründü. Kısılan gözleri adamı hatırladığında kocaman aralandı.

"Sinan'ın don paça okul bahçesine saldığı kılkuyruk değil miydi?"

Sevim'in hatırladığı detayı eminim bütün okul hatırlıyordu. Kafamı yavaşça salladım. "Aynen o!" dediğimde devam et dercesine baktı. "O manyak herifin aklına neden geldiğini anlatacak mısın artık?"

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin