39. Abant / Part 3/ Düzenlendi

11.5K 964 180
                                    

Kolları arasında uyuyan kadını saatlerdir soluksuz seyrediyordu, Sinan. Onu rahatsız etmekten o kadar çok korkuyordu ki, aldığı nefesleri bile sayılı alıyordu. Bütün alemde korkusuz olarak bilinen bir adamın bir kadının karşısında savunmasız olması inanılır gibi değildi.. Lakin o halinden de, şuan yaşadığı durumdan da ziyadesiyle memnundu.. Huzurun anlamını belki de ilk defa hissediyordu taşlaşmaya yüz tutan yüreği.. İlk defa sancısız bir nefes alıyordu sanki, solup giden ciğerleri.. Gözlerinin içini görebilseydi eğer, ışık saçtığına ilk defa şahit olacaktı. Hayatı ilk defa yaşanılır bir haldeydi.. Solmak nedir bilmez bir tebessüm saatlerdir yer etmişti, dudaklarına.. Zaman kavramını unutmuştu tüm benliği.. Ve buna sebep olan sadece kolları arasındaki kadınıydı..

"Uyanmak istemiyorum.." diyen kadının mırıldanmasıyla irkildi, genç adam. Kafasını boyun girintisine saklı duran suratı görmek için aşağı eğdi. Gözleri hala kapalı duran Narin, kızgın bir ifadeyle derin bir nefes bıraktı. "Bu anın biteceğini bilmek, çok sinir bozucu.."

Suratında alaylı bir gülüş belirdi adamın. "Evini sevdiğini sanıyordum.." dedi imalı bir sesle. Narin gözlerini hızla açtı ve alttan bir bakış attı.

"O seninle uyumadan önceydi!"

İki sevdalı yüreğin bakışları kesiştiğinde, adamın uykusuzluktan küçülen gözleri ve hayli yorgun haliyle karşılaşan Narin, şaşkınca duraksadı. Sorgulu bir hale bürünen Sinan merakla kasıldı. "Ne oldu? Neden öyle bakıyorsun?" 

"Uyumadın mı sen?" diye soran genç kız, adamın yanağına elini uzatarak göz altlarını baş parmağıyla okşadı. Suratına konan eli tutarak dudaklarına götürdü Sinan.

"Seni seyretmek uykudan daha cazip geldi.." diyerek sıcak bir öpücük bahşetti.

Narin'in anında gözlerine çöken hüznü gören genç adam, yattığı yerden hafifçe doğruldu. "Üzülme! İlk defa uykusuz kalmıyorum. Ayrıca hiç uyumadım değil.. Birkaç saatte olsa uyudum.." dedi ikna etmeye çalışırcasına. Kafasını sallayan genç kız, yattığı yerden doğruldu.

"Uykuyla pek aran yok demek.." dedi alayla.

Sinan dudak büzerek boynunu hafifçe eğdi. "Geceleri pek uyuduğum söylenemez. Hayatımla hesaplaşmak için güzel saatler.."

Genç kızın kaşları havalanırken, dudakları tek taraflı kıvrıldı. "Vampir olduğunu düşünmeli miyim?" dediğinde Sinan aklına gelenlerle kaşlarını çattı.

"Kan sevdiğim doğru ama o emikleyen şeylerden olmadığım kesin!"

"Emikleyen şeyler mi?" 

Narin adamın benzetmesine öyle bir kahkaha savurdu ki, Sinan asılan suratıyla kadına çevirdi ateş saçan gözlerini. "Gülme şöyle kadın!" dedi sıkılı dişlerinin arasından. Hayretle kafasını salladı. Hayranlıkla okuduğu kan canavarını unutmuş değildi. "İşte o okuduğun kan emikleyen şeylerden bahsediyorum! Yemin olsun denk gelsem hepsini ateşlerim!"

Narin adamın yersiz öfkesini hayretle karşılarken, "Hepsi hayal ürünü biliyorsun dimi?" diye sordu. Suratındaki gülümseme anında yok olurken, "Hem bir saniye! Sen benim okuduğum kitapları da mı biliyorsun?" dedi korkulu bir ifadeyle. Bu adamın hakkında bildikleri gerçekten onu korkutuyordu. Şaşkın bir balık edasıyla kendinden yanıt bekleyen kadınına alayla güldü Sinan. Suratına doğru eğilerek yanağını parmaklarıyla sıkıştırıp tek gözünü kırptı.

"Ben senin aldığın nefes sayısını bile biliyorum kadın, o ne ki?"

Bu adamın karşısında sağlığını koruması ciddi anlamda zordu zavallı kızın. Söyledikleri, bakışları o kadar derindi ki, bazen nasıl karşılık vereceğini şaşırıyordu. "Sen nasıl bir adamsın böyle?" diye inledi sevda yüklü sesiyle. Sinan, gelen soruyla duraksadı. Bunun cevabını vermek o kadar da kolay değildi. Zaten o nasıl bir adam olduğunu çok iyi biliyordu. Bunu kadınından duymak istedi o an. "Sen söyle!" dedi. Oturuş şeklini düzelterek vücudunu tamamen Narin'e çevirdi. "Ben nasıl bir adamım?"

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin