42. Benim Dünyam / Düzenlendi

12.1K 746 94
                                    

Genç kız, titreyen bacaklarıyla merdivenlerden inmeye başladı. Aşağıda onu bekleyen adamla henüz karşılaşmaya hazır hissetmese de, karşılaşmak isteyen benliğine sus diyemiyordu. Elbet bu olacaktı. Hayatına biranda giren ve aynı hızda çıkan adamla bundan sonra ne yapacağını öğrenmek istiyordu. Onu hayatında istiyor muydu? Bütün o gördüklerini unutabilir miydi? Peki, bu kadar tehlikeli biriyle yaşayabilir miydi? Bütün soruların cevabını adı gibi bilse de, dillendirmek istemiyordu. Bahçe kısmına açılan kapıya doğru ilerleyen Narin, etrafına attığı ürkek bakışlarını az ilerisinde gördüğü adamla yürümeyi bıraktı. İşte oradaydı! Bütün asaletiyle, bahçenin orta yerinde duruyordu. Nasılda özlemişti.. Sesli bir nefes aldı ve bir adım daha attı. Attığı her adımda kalbi duracakmış gibi hissediyordu genç kız. Adama yaklaştıkça, bakışlarındaki donukluğu fark etmesi çok zamanını almamıştı.. Ve o donuk bakışlar anında canını yakmaya yetmişti. O an kulaklarında tek bir cümle çınladı..

'Sana eskisi gibi bakmıyor!'

Sinan, günlerdir hasretliğini çektiği kadınını gördüğü anda nefesi kesilse de, usta oyunculuğu sayesinde belli etmemiş, sakinliğini ciddi şekilde korumayı başarmıştı. Usulca yaklaşan kadının kokusunu derince solumamak için var gücünü kullandı. Şu koku için hevesine adam bile harcardı, yalan yoktu!

"Merhaba.." dedi Sinan ilk adımı atarak. Sesi oldukça ciddi ve soğuktu.

Narin irkildi. Tanıştıklarından beri belki de ilk defa bu kadar öldürücü bir ses tonuyla ona merhaba diyordu.. Dudaklarını güçlükle araladı. Önünde kenetlenen ellerini sıktı. "Merhaba.." diyebildi titrek sesiyle.

Sinan yutkundu. Sanki nefesi boğazında takılı kalmıştı. Elinde olsa boğazını bile kesebilirdi. Sertçe attığı bakışlarını kadının üzerinden hiç çevirmedi. Kavisli kaşı havalandı. "İyi misin?" diye sordu aynı ses tonuyla. Sanki silah zoruyla konuşuyormuş gibiydi. Bu durum Narin'in canını daha da yakıyordu. İyiyim diyemedi. Çünkü yalan söylemekten nefret ederdi. Gel gör ki, kötüyüm de diyemedi..

"Gördüğün gibi.." dedi aklına gelen ilk cümleyle. Sinan ceplerinde duran ellerini yumruk haline getirdi. Omuzlarını düşürmemek için direniyordu. Derin bir nefes soludu ve bütün kontrolünü tekrar sağlamayı başardı. Narin adamın konuşmasını bekliyordu. Ağzından çıkacak her bir kelimeye muhtaç gibiydi. Sinan ise konuya nasıl gireceğini henüz bilemiyordu. Bugün aklındaki bütün soru işaretlerini çözmeli, Narin'i tekrar kazanmalıydı. Şimdi kolundan tutup arabaya bindirip buradan son hız ayrılabilirlerdi. Böyle boş boş beklemek cidden vakit kaybıydı ve Sinan Aslan vakit kaybından hiç hoşlanmazdı! O sırada Samet'in verdiği akıllar kulaklarında çınlamaya başladığı anda duraksadı.. 'Kadınlarla emir verilir gibi konuşulmaz dostum! Rica ederek konuşmayı öğren!' demişti.. Evet, bunu başarabilirdi. Çok basitti. Eğer müsaitsen seni götürmek istediğim bir yer var Narin diyebilirdi.. Çok zor olmamalıydı..

"Hadi gidiyoruz!"

Belindeki silaha uzanması ve kafasına sıkması saniyelerini almazdı! Hayallerindeki cümle kesinlikle bu değildi. Hepsi Samet'in suçuydu! Ses tonunu yumuşak tutmaya özen gösterse de Narin'in irkilmesinden onu bile beceremediğini anladı. Kaşları anında çatıldı. Samet gibi bir adamdan akıl alınmayacağını bir kez daha anlarken, boğazını hafifçe temizleyip burun kemerini sıktı. "Yani sende uygunsan, istersen gidebilir miyiz?" Sinan ilk defa konuştukça battığını hissediyordu. Bu hali genç kıza komik gelmiş olacak ki, kıkırtılarını tutamadı.

Adamın kaşları gittikçe daha da çatılıyordu. Suratındaki gülümsemeyi hızla yok eden genç kız, "Nereye diye sormalı mıyım?" diye sordu. Tek kaşını alayla havaya kaldırdı. Yaptığı bu önemsiz gibi sayılan hareket adamın içindeki ateşi anında harladı. Onun karşısında kimse böyle hareketlere cesaret edemezdi. Tabi Narin kimse değildi!

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin