13. Kader Konuşunca İnsan Susarmış! /Düzenlendi

18.6K 1.4K 152
                                    

'Tevafuk Diye Bir Şey Var..

Allah O'nu Senin Karşına Çıkardıysa,Bunun Bir Sebebi Vardır..'

-YAREN-

Kader ne demekti?

Geçenlerde bir yazarın kaleminden dökülen, 'Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.' satırlarını okuduğumdan beri, kader denilen ilahi varlığın sorgulamasını yapmıyordum. Yolcu bendim ve bütün yollarım karşımdaki bu adama doğru çıkıyordu. Herkesin huysuz, aksi diye tabir ettiği adam benim kaderimdi. Kapının girişinde gözünü dahi kırpmadan bana bakan adam benim kaderimdi!

Üzerine kalıp gibi oturan takım elbisesinin içinde, etrafına öyle bir hava yayıyordu ki, o havanın içinde kaybolmaya hazırdım. Gözleriyle uyumlu olan mavi gömleği insana adeta, 'Sen mavi giyin, ben denizi unuturum!' demeye zorluyordu..

Bakışlarında gizli saklı cümleler benim içimde feryat figan bağıran çığlıklarımla konuşurken, Yusuf'un ardından ikimiz haricinde bir başkasının varlığını daha hissetmeme neden oldu. "Hadi ama Yusuf! O kadar da korkunç olamaz dimi? Çekil şöyle kenara!" Arkasından bilinmeyen bir güç tarafından ittirilen Yusuf, öne doğru yalpaladı. Arkasından gün yüzüne çıkan diğer adam beni tepeden aşağı hızla süzdü. Suratında nedensiz bir sırıtma mevcuttu. Öne doğru iki üç adım attı. "Merhaba küçükhanım." Adam bana doğru elini uzattığı an, Yusuf'un sesi odanın içinde yankılandı.

"Yeni mimar sen misin Yaren?"

Hala ağzımı açıp iki kelime edemeyişimin sebebini sorguluyorum. Yusuf ile aramda kalan adam bakışlarını bir bana, bir Yusuf'a çeviriyordu. Yusuf'un sorusuna sadece kafamı sallamakla yetinirken, adını bilmediğim adam sorgularcasına kaldırdığı elini ikimiz arasında gel git halinde salladı.

"Siz tanışıyor musunuz?"

Bakışlarım ansızın Yusuf'a döndü. Adeta sen söyle, benim konuşacak dermanım yok diyordum. Bacaklarımdan başlayan titreme, bütün bedenimi esir alırken, fark edilmemek adına bir ayağımı diğer ayağımın önüne atarak dengemi sağlamaya çalıştım. Odadaki sessizlik hala devam ediyordu. Yusuf hala bana yiyecek gibi bakıyordu. Gözlerindeki parlaklığın sebebine yüreğim anlam yükle derken, mantığım öyle bir hataya düşme diyordu.

"Kimsenin konuşmaya niyeti yok anlaşılan." Adını bilmediğim adam, sessizliğimizi bozarak bütün bedenini bana doğru çevirdi. Az önce uzatamadığı elini, tekrar kaldırdı ve kibarca bana doğru uzattı.

"Samet Durmaz. İkinci mimar olan patron şeysiyim. Patron kelimesinden pek haz etmem o yüzden sen beni patron olarak bilme. Gariban bir işçiyim."

Suratındaki sırıtma hala devam ediyordu. Adamda sanki bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji vardı. Bu hali ve tavrı oldukça hoşuma giderken, dudaklarıma duyduklarımdan memnun olduğumu belirtircesine bir gülümseme bıraktım. Havada duran eline, kendi elimi uzattım. "Yaren Yılmaz. Memnun oldum Samet bey." Adamın suratında bey dememden kaynaklı bir mimik değişimi oldu.

"Bey mi? O da kim?" Samet keyifli bir sırıtışla arkasında duran Yusuf'a çevirdi bedenini. "Duydun mu? Siz hala işe yaramaz olduğumu söylemeye devam edin!" Yusuf kendisine denilen cümleyi duymamış gibiydi. Bir adım attı. Kalbim tekledi. Bir adım daha attı. Nefesim düğümlendi. Ve bir adım daha attı. Ağzımın için öyle kurudu ki, çöllerde susuz kalan birinin kaderini yaşıyordum. Bakışları değişti. Gölgelendi. Tekrar ışıldadı. Eli ağır bir şekilde havaya kalktı. Kalbimin atışı sanki onun her hareketine senkronize edilmiş gibiydi..

KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Yazılıyor!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin