11. Bölüm "Çiçekli böcekli."

722 109 25
                                    

Kayra kulağıma doğru eğilip, kafasındaki planı anlatınca gülümseyerek ''Zekice'' dedim. Buna bayıldım hatta.

Kayra da bana pis pis sırıtmaya başlayınca ve kuaför salonunda işimiz bitince, biz de ücreti ödeyip kapıdan dışarıya doğru büyük bir adım attık ve kendimizi serin havaya teslim ettik.

Güneş, tam olarak tepede olmasına rağmen hava serin ve rüzgârlıydı. Yazın esas anlamı da, buydu zaten. Yavaş yavaş yaz mevsimine girmeye başlıyorduk işte. Eğer okulda olsaydım bir hafta sonra mezun olabilecektim. Fakat hayaller mezuniyet, gerçekler evde pineklemek. Ne kadar güzel değil mi? Başkalarının düşünceleri ve ön yargıları yüzünden ben okuldan atılmıştım. Yine onlar kazanmıştı, her zaman olduğu gibi.

Kayra ile sıcak ama bir o kadar da rüzgârlı havada yürürken artık telefon almam gerektiğini düşünerek, az ileride olan telefoncuya doğru gidip, mağazanın kapısından içeriye girerek telefonları incelemeye başladım. Pek çok seçenek vardı ve hepsi de son derece kaliteli ve güzeldi.

Biz telefonları incelerken mağaza görevlisi olan adam, raflardan çıkardığı birkaç telefon modelini bana doğru uzattı. Göstermeye ve  telefonların özelliklerini bir bir anlatmaya başladı. Birkaç model vardı, hepsi gerçekten güzeldi. Örneğin ilk gösterdiği telefonun modeli Iphone 6 Plus'tı. Görünüm olarak her ne kadar güzel dursa da, ben daha çok kullanıma önem verirdim. Hem herkesin elinden düşürmediği bir telefonu sırf hava atmak için alacak değildim ya? Bu yüzden Iphone seçeneğini kafamda eleyip diğer seçeneklere bakmaya başladım. Bu sefer görevli elinde LG G4 siyah deri kaplamalı bir telefon ile geldi yanıma ve onun özelliğini anlatmaya başladı. 16 Megapiksellik bir görüntü kalitesi ve 32 Gb'lık bir hafıza alanı varmış. Bu telefon da güzeldi aslında ama ben daha çok diğer seçeneklere yönelmeye başlamıştım.

Samsung Galaxy ve ayrıca burada Note 4 ve 5 modeli de vardı. Annemde Note 5 olduğu için, hemen hemen tüm  özelliklerini bildiğimden ve çantamı kaybetmeden önce bende de Note 4 olduğunda dolayı bu seçenekleri de kafamdan tamamen eleyerek, geriye kalan son modele bakmaya başladım.

Fotoğraf çekmeyi genelde çok severdim, bu yüzden daha önce ismini duyduğum ama hiç alamadığım telefonu sordum hemen "Sony Xperia Z5 Premium'dan var mı acaba?"

Görevli "Tabi." diyerek, hemen arkadaki raflardan birine uzandı ve eline aldığı telefon ile yanıma geldi. "Sony Xperia Z5 Premium Krom akıllı telefon. İyi tercih yaptın, sanırım fotoğraf çekilmeyi veya çekmeyi seviyorsun. Çünkü genelde bu telefonu daha çok çekim yapmayı seven kişiler tercih ediyor. 23 Megapiksellik bir çekim gücüne ve de  32 Gb'lık bir hafıza alanına mevcut. Bu yüzden de gerçekten güzel bir telefon."

"Evet biliyorum." diyerek elime alıp duruşuna baktım. Büyük ve biraz da ağır bir telefon olmasına rağmen, hem şık duruyor  hem de harika bir görünümü vardı. "Bunu alıyorum." diyerek telefonu görevliye uzattım ve annemin sabah telefon almam için bıraktığı kredi kartını da cüzdanımdan çıkartarak, işlem yapması için görevliye verdim. Adam ilk önce fiyatının 2799 tl olduğunu fakat şuan indirime girdiği için 2599 TL'ye düştüğünü söyledi.

Biraz çok gelmişti fiyatı ve üstelik bu kadar para  kazanmıyordum. Bu yüzden de bu telefonu alma konusu da beni kötü hissettiriyordu. Özellikle şu sıralar maddi durumumuzu düşünürsek, baya kötü hissettim ve sırf bu yüzden adama verdiğim kredi kartını geri isteyerek, meşgul ettiğim için özür dileyip, şuan alamayacağımı belirterek tekrar kendimi dışarıya doğru attım.

Telefon gerçekten mükemmeldi aslında ve ben gerçekten ilk görüşte aşık olmuştum ama aramızda engeller vardı, ''para engeli'' diyerek iç çektim.

DIŞLANMIŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin