14. Bölüm "İş Birliği"

209 57 71
                                    

       Birinci Yılımızın şerefine...💖

  "Kıvanç'ın Ağzından..."

Henüz on dakika geçmesine rağmen çığlıkları ve haykırışları hâlâ kulağımda yankılanıyordu. Derin "Biri bize yardım etsin." diyerek kendini yere doğru serbest bırakırken, ağzından çıkan her bir çığlık da, yerini dudaklarının arasından çıkan küçük fısıltılara bırakıyordu.. "Lütfen yardım edin." Yavaş adımlar eşliğinde ona doğru ilerleyerek yanında durdum ve kulağına doğru eğilip fısıldamaya başladım. "Şhtt sakin ol. Ben yanındayım ve seni asla bırakmayacağım."

Derin birden öfke dolu gözlerle bana doğru bakarken," Sadece uzak dur benden. "diyebildi.

Anlamamış gözlerle onu izlemeyi başlamıştım ki, tekrar konuşmasıyla sadece ağzımı araladım." "Bunu sen yaptın değil mi?" Cidden bunu benim yaptığımı mı düşünüyordu? Her şeyden önemlisi bunu neden ben yapacaktım ki? Gelen soruyla beraber afallamış bir şekilde kalakalırken, bir kez daha konuştu. "Benden uzak dur..."

Sadece oturup gözlerinin içine baktım. Düşünmeye çalıştım ama anlayamadım. Neydi bu, bana olan öfkesi? Her şey iyi giderken, neler olmuştu birdenbire?

Yavaşça kafamı sağa sola sallarken, "Hayır ben yapmadım." dedim.

"Neden sana inanayım ki?" diye sorunca bu sefer. "Çünkü ben masumum." diyerek yanıt verdim.

Derin'in sinirden dolayı bir kez daha  krizi tutmaya başlayınca, ona doğru eğilerek tekrar fısıldadım. "Lütfen izin ver sana yardım edeyim?" Gözlerinin içine bakarak  bekledim sadece. Kulaklarım dudaklarının arasından çıkacak olan her bir fısıltıyı dikkatlice dinlerken, o sadece başını sallamak ile yetindi.

"Ne yapmam gerekiyor?" diyerek bir şekilde gülümsedim. "Sadece çantamı getir bana." deyince, hızla ayağa kalkarak etrafıma bakınmaya başladım.

Nereden lan bu lanet olasıca çanta?

"Çantası masanın üzerinde Kıvanç." diyen Kayra'ya cevap bile verme gereksinimi duymadan, masaya doğru yönelip, üzerindeki siyah çantayı elime alarak tekrar hızlı bir şekilde Derin'in yanına doğru ilerleyerek yere çöktüm.

Peki ya şimdi?

"İçinde ilacım var onu.. Verir misin?" demeye kalmadan, çantasını hızla açıp bir hışımla ona doğru uzattım.

Burukça gülümseyerek, "Teşekkür ederim" deyip ağzına götürünce, bir kere sıkmasıyla derin bir nefes aldı.

"Sanırım şimdi daha iyiyim... Ama biraz yoruldum." derken, ona doğru bakıp "İstersen biraz dinlen." dedim.

Tek kaşını havaya kaldırıp, etrafı yavaşça süzmeye başladı. "Burada mı?" demesiyle ağzımdan kaçan küçük bir kahkaha ile, "Evet burada..."dedim.

***

Derin uyumuş. Kayra, Giray ve ben ise bu lanet olası yerde, başka bir çıkış yolu daha aramaya başlamıştık. Ya da en azından elektriklerin neden gittiğini öğrenebileceğimiz bir şey.

Biz 5 odadan oluşan oldukça büyük bir yerde ip ucu ararken, Barış ise Derin'in yanında kalarak, olası bir durumda tutan astım krizini önlemeye çalışacaktı.

"Kıvanç sanırım ben bir şeyler buldum. Ama..."

"Ama ne?" diyerek sesin geldiği yöne doğru ilerken, Kayra'nın yanında durup ama dediği yere doğru bakmaya başladım.

"İşte şimdi sıçtık..."

"Ne yapacağız? Ben bu işlerden anlamam çünkü. Ayrıca burada en az 20 tane düğme var."

DIŞLANMIŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin