"Anlıyorum bayım ama benim de bugün ihtiyacım var."
Müdürüme milyonuncu yakarışımı yapıp bu seferki vereceği tepkiyi bekledim.
"Olmaz hanım efendi, hesabınıza bugün para yatırmamız mümkün değil."
Diyen adama sinirlenip açtım ağzımı yumdum gözümü.
"İyi o zaman paranızda sizin olsun işiniz de iyi günler." Deyip kapattım telefonu.
Hayır anlamıyorum çirkinim diyemi mutlu olamıyorum ben? Ama hep derlerdi ki çirkinlerin şansı fazla olur. Hani nerede benim şansım? Yok!
Oturduğum yerden kalkıp balkondaki masadan gazeteyi alıp iş ilanlarına bakmaya başladım. Gözlüklerimi gözlerime iyice yerleştirip derin bir nefes aldım.
Temizlik?
Asla! Kendi evimi zor temizliyorum ben.Bebek bakıcılığı?
Anlamam ki ben bebek bakmaktan. Geç!Kasiyerlik?
Sayılarla aram ilkokuldan beri berbat. Hiç anlamam bunu da geç!Mağazada eleman?
Olabilir aslında ama ayacıklarıma yazık be, boşver.Muavinlik?
Asılanda olmaz, olabilir aslında ama kim milletin getir götürüyle uğraşacak ki!'İş arıyosun önüne gelen işleri beğenmiyorsun' diyen iç sesime gözlerimi devirip tekrar bakındım gazeteye. Bulamayacaktım sanırım.
Dizlerimin dibinde duran bira şişesini elime alıp bir kaç yudum da boğazımın kuruluğunu giderdim.
Birkaç iş daha bakındıktan sonra maaşıyla birlikte üstelik çok yüksek rakamlarla yazılı olan yere takıldı gözlerim.Sekreterlik?
Neden olmasın bir arayalım bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAKLI BELA #Wattys2016
Teen FictionO çirkindi. Sivilceli, kilolu ve gözlüklü bir bela. İşsiz kalan çirkin genç bir kız iş ilanlarına bakarken, gözüne takılan yüksek maaşlı bir iş yerine baş vuruyor. Seçmeler de yakışıklı patronunun sorduğu soruya zekice cevap verip, sek...