Bir ay sonra...
Herşey çok güzel bir şekilde ilerliyordu. Sivilcelerim kaybolmuş, dişlerim düzelmişti. Ve dostlar hedefime de ulaştım. Şu anda tam doksan atmış doksan bir bedene sahibim! Bir tek tellerim çıkartılacaktı o kadar. Bu arada, Kayra bey yurt dışı sefasından gelmiş. İşe bir ay boyunca gitmediğimi öğrenince ne yapacak acaba? Aman be ne yapacaksa yapsın, tabii beni gördükten sonra o güzelim gözleri yuvasından fırlamazsa. Ya size diyorum ki güzelleştim! Cidden. Dolabımdan kot şortumu alıp, üzerine de balıkçıl yaka bir kazak aldım. Tabii şekilli vücuduma tam oturmuştu. Heyt be Demet, şu halini de görecekmiydin? Kendi kendimi övmeyi bir kenarı bırakıp, saçlarımı sıkı bir şekilde at kuyruğu yaptım. İnce bir eyeliner çekip hafifte allık sürdükten sonra çantamı alıp, evden çıktım. Hastanenin önüne gelince istemsizce yüzüm buruştu. Tilkilerim bile çığlık çığlığaydı kafamın içinde. Ya dişlerim çok acırsa?
Yemeği hatırlatan minik tilkimle el sıkışıp, emin adımlarla içeri girdim. Bugün değişimin son noktası da tamamlanacaktı. Doktorun kapısına gelince tıklatıp, içeri girdim.
"Buyurun?" Kayra patronumu boşverin bu doktor da bir harika!
"Şey... Ben bundan bir ay önce tel taktırmıştım. Tellerin alınma günü bugündü." Dedim. Doktor beyin gözleri biraz açılsa da bozuntuya vermedi ve dosyamı bularak biraz inceledi.
"Evet Demet hanımdı değil mi?" Dediğinde gururla dikleştim.
"Evet." Doktor eliyle deri koltuğa uzanmamı işaret etti. Topuklu botlarımın bıraktığı sese gülümseyerek uzandım.
"Çok büyük bir değişim bu, intikam meselesi mi?" Diye soran doktora hayretle baktım. Yüzündeki samimiyeti görünce gülümseyerek kafa salladım.
"O zaman açık konuşuyorum. Bu kişi her kimse sizi fena kızdırmış ve sizi tanıyamıyacağına eminim." Dediğinde suratımdaki gülümseme daha da genişledi.
Ağzımı açıp, doktor beyin işini bitirmesini bekledim. Bu sefer daha az acımıştı. Ve çok çabuk bitmişti.
Tam teşekkür etmiş kapıdan çıkıyordum ki doktor bey arkamdan samimi bir şekilde "İyi şanslar!" Diye bağırmıştı. Gülümsedim ve hemen alış veriş mağazasına doğru yürüdüm. Ne giyeceğim hakkında bir şeylere karar vermem gerekiyordu.
Hemen ünlü bir mağazaya girip elbiselere bakındım. Mini bir şey tercih etmek istiyordum çünkü zayıfladığım vücudum ikisininde gözlerine girsin!Denediğim elbiseye bakıp gülümsedim. Sanırım bu olmuştu. Kabine girdim ve tekrar kendi kıyafetlerimi giyinip, beğendiğim elbiseyide alarak çıktım. Alelacele kasaya yürüdüm ve ücretini ödeyerek mağazadan çıktım. Açıkmıştım ve sanırım titriyordum. Hızla bir restorana girip kendime etli bir salata sparişi verdim. Yemeğimi yerken bir yandan da Kayra'yı düşünüyordum. Neden ona bu kadar hırslanmıştım ki? Benim için bir patrondan fazlası değilken neden bu kadar büyük bir çabaya girmiştim onun için? Tüm suçu işimin başına atarak masaya ücreti buraktım ve kalktım.
Bu gün gerçekten çok yorucu geçmişti. Bir taksi bulup eve gittim. Poşetteki elbiseye baktım ve burukça gülümsedim. Bundan haftalar önce sadece bir bacağım sığardı bu elbiseye, şimdi ise bedenimi sarabiliyordu. Elbiseyi askıya asıp, topuklu ayakkabılarıma bakındım ve elbiseme uyan bir tanesini seçtim. Kazağımı çıkarttım ve yarım badilerimden bir tanesini giydim. Şortumu çıkartmadan kendimi yumuşak yatağıma bıraktım. Uyumadan hemen önce bir intikam selfiesi yapıp, yeni açtığım instagram hesabıma attım."Soğuk olan herşeyi severim. İntikam gibi..."
Uuu. Demet bayağı bi uçmuş kızlar. Hadi yorumlarınızı görelim o zaman 😍😍😘😘☺️☺️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAKLI BELA #Wattys2016
Teen FictionO çirkindi. Sivilceli, kilolu ve gözlüklü bir bela. İşsiz kalan çirkin genç bir kız iş ilanlarına bakarken, gözüne takılan yüksek maaşlı bir iş yerine baş vuruyor. Seçmeler de yakışıklı patronunun sorduğu soruya zekice cevap verip, sek...