9

12.5K 339 25
                                    


multi: yelloz :D


Sabah erkenden kalkıp kısa bir duş alarak, diz kapağımın altına gelen hardal sarısı elbisemi giyindim. Gözlüklerimi de takıp mutfağa daldım koşar adımlarla. Hızlı olmalıydım değil mi?

Evet büyük sayılabilecek günlerden birisiydi. Yellozu görecektim. Umarım esmer değildir. Neden mi? Sarışınları sanki daha bir sevmiyorum. Özellikle de çakma olanları!

Dolapta ne bulduysam atıştırdıktan sonra ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Otobüs durağına kadar kafamın içinde cirit atan çirkef tilkileri susturmaya çalıştım. Ah evet birde tilkilerim vardı. Beynimi yönetip kalbime karışmayan tilkiler!

Şirketin önüne geldiğimde haince sırıttım. Çok kötüsün! Diyen minik tilkiye sağlam bir tekme savurup, beynimin karanlık odalarına gönderdim. Sağlam adımlarla şirkete giriş yaptım. Kapıdaki görevli ilk başta şaşırır gibi olsa da gülümseyip yanıma yaklaştı.

"Bu gün izinlisin sanıyordum?" Dediğinde kafamı sallayıp bakışlarımı Kayra'nın odasının kapısına diktim.

"Öyle ama bir kaç dosyayı unuttuğum aklıma geldi, bende bir gelip halledeyim dedim." Dediğim de anlayışla başını sallayıp yanımdan ayrıldı. Acaba o gözde sekreter (!) içeride miydi?

İçimdeki garip duyguyla kapıya yürüdüm. Önünde durduğumda kalbimin çıkacak derecede hızlı attığını hissedip bir adım geriledim. Buna hazır mıydım? Dün evet, ama şu an bu kapı önünde hayır! Yapabilirdim, hem neyden kaynaklıydı ki bu korkum?

İçime doğan saçma cesarete güvenerek, kapıyı çalmadan içeri girdim.

"Hayırdır?" Diye ilgisizce sorduğu soruyu aldırmayıp, odada gezdirdim gözlerimi. Boş olduğunu fark edince tekrar yüzüne baktım.

"Dosya... Imm dün halledemediğim birkaç dosya kalmıştı da eve götüremedim. Bu gün de boşum ondan gelip hallederim diye düşünmüştüm." Dedim bir çırpıda. Kararsız bakışlarını üzerimde hissedince umursamayarak kendi masama yöneldim. "Önemli misafiriniz gelmeyecek mi?" bastırarak söylediğim kelimelerden farklı anlamlar çıkarmamasını umuyordum.

"Birazdan gelir, neden?" dedi otoriter bir ses tonuyla. Masama kurulup, ona doğru döndüm.

"Hiç, ben işlerimi halledene kadar burada olur mu merak etmiştim." Diye pudra pembesi bir yalan attım ortaya.

On beş dakika kadar boş boş önümdeki dosyayı inceledim. Keşke daha fazla dosya bıraksaymışım. Karşı masada hareketlenme olunca bakışlarımı hemen oraya çevirdim. Kayra ayağı kalkmış camın önünde duruyordu. Ne önemli bir misafirmiş bu böyle! Beni beklemez gider elin pis, yelloz gözde sekreterini bekler! Senin neyini bekleyecek bu kılıkla? Diyen kafamdaki sinsi tilkiye kötü bir bakış atıp, tekrar dosyaya bakmaya başladım.

"Geldi!" ne kadar neşeli bir ses tonu böyle? Kapıdan alelacele çıkarken bende hızla peşinden koşmaya başladım. Ay ama napayım? Merak ediyorum. Kapıdan çıkmamla sarışın, dizinin üzerinde etek giymiş olan güneş gözlüklü bir kadın bize doğru geliyordu. Erkek olsam ben bile bu kadını isterdim.

Sinirle kadına bakıp olduğum yerde durdum. Kollarımı göğsümde kavuşturup olacakları izlemeye başladım. Kız koşarak kollarını Kayra'nın boynuna doladı. Kayranın ne yapacağını merakla incelerken o da kıza sarıldı.

Kayra sekreterine sarıldı. Kayra sekreterine sarıldı!

Selam :) biliyorum yine kısa bir bölüm ama inanın sözümü en kısa sürede tutacağım. Şu anda evin içi tıklım tıklım misafirlerle dolu ve ben odamda karanlıkta bölüm yazmaya çabalıyorum. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Yazım hatalarım varsa affola. Hepinizi teker teker öpüyorum ve kucaklıyorum. Hayırlı bayramlar! Ben çaylara bakmaya gidiyorum :)) YENİ  HİKAYEME DE BİR GÖZ ATIN.

AYAKLI BELA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin