21

7.7K 280 29
                                    

Multimedya: Edis.
!yazdığım bütün bölüm silindi ve oturup saatlerce ağladım hatta bu bölümü yazarken iç çekişlerim vardı. Gecikme için üzgünüm. Umarım olmuştur. Biriciklerim!

Bölüm şarkısı; Çağatay Akman-Gece gölgenin rahatına bak :))

Yutkundum. Boğazlarımda daha önce hiç tatmadığım, garip bir tat vardı. Garip ama güzel. Gözlerimi aralamaya gücüm yoktu. Kafamın içinde tilkilerim nereden öğrendiklerini bilmediğim bir türküyü bağırarak, tepiniyorlardı. Önce kaşlarımı çattım daha sonra da hafifçe gözlerimi araladım. Tanıdık gelen tavana bir kaç dakika baktım. Dün en son şişe çevirmece oynuyorduk. Gerisi zihnimde karanlık bir boşlukken dizlerini kendine çekmiş tilkim usulca fısıldadı.

Yarın... Bu olanların hiç birini hatırlamayacaksın.

Hızlıca yatakta doğruldum. Üzerimde sadece iç çamaşırlarımı görünce ağzımı kocaman açtım. Ben, ne yapmıştım? Dün gece bir şey olmamış olmalıydı. Evet birşeyler yapmış olamazdım! Odaya göz gezdirdiğimde kendi evimde olmadığımı fark ettim. Hey! Ama tavan her sabah kestiğim tavanımın aynısıydı. Çarşafı bedenime sardım. Bir an önce kimin evinde ve neden bu halde olduğumu öğrenmeliydim. Benim evimle aynı yapıya sahip olan bu evde salona çıktım.
Edis koltukta battaniyeye sarınmış uyuyordu. Yanına yaklaşıp, tepesinde dikildim. Üzerinde dün gece ki kıyafetleri duruyordu. Gözlerimi kocaman açıp, fesat düşüncelerimi beynimden uzaklaştırdım. Evde kendisi varken benim birisiyle olmama izin vermemiştir değil mi? Vermemiştir vermemiştir. Ya verdiyse? Vermekle ilgili aklımda tekrar fesat düşünceler filizlenirken düşüncelerimi susturmayı denedim. Hızlıca Edisi sarsmaya başladım. Uyanmayıp, sadece homurdanınca derin bir nefes aldım. En sağlam çığlıklarımdan bir tanesini atınca hızlıca yerinden kalkıp, küfürler savurmuştu. Şu an bu halde olmasam kahkahalarla gülerdim ama önce neden bu halde olduğumu öğrenmeliydim.
"Günaydın demiyeceğim, hiç ayan bir güne uyanmadım çünkü. Ve şimdi uzatmayalım ve pat diye yüzüme vurabilirsin. Dün gece ne oldu?" Ellerimle yüzümü kapatmaya çalıştım ama bedenime sardığım çarşaf buna izin vermiyordu. Bu hava da bir de üzerime çarşaf mı örtmüşlerdi? Ve sadece iç çamaşırlarım varken? Caniler.
"Ne saçmalıyorsun yine Allah aşkına? Ne gecesi, neyi pat diye söyleyeceğim?" Dedi sinirle saçlarını karıştırırken.
Sinirle bağırdım. "Ya adam! Üzerimde sadece iç çamaşırlarım var, kendi evimde değilim. Üstelik dün çok içmiştim ve sadece bazı şeyleri hatırlıyorum. Sence neyi ima ediyor olabilirim? Mantık yürüt!" Sinirliydim çünkü ben kendimde değilken vücudumdan bir şeylerin kopmuş olmasını düşünmek iğrenç bir şeydi.
Çenesi sinirle kasıldı. Neden ona sinirliyken bile köprücük kemiklerini öpme isteğimi geri gönderemiyordum? Aptal olduğum için!
"Demet." İsimimi nadir duyduğum anlardan birindeydim. "Aptal mısın?" Evet, bunu bende bazen bir süreliğine kabul ediyordum. "Senin isteğin dışında sana dokunabileceğimi mi düşünüyorsun?" Dedi sakince. Gözlerinden ne geçtiği apaçık belliydi. Öfkesinin parıltıları gözlerimi alıyordu. Sakince seçtiği cümleler yeri titretecek büyüklüğe sahipti. Gerçek anlamda aptaldım. Çocukluk aşkıma, küçüklüğüme bu soruyu soracak kadar aşağılık mıydım? En azından daha üstü kapalı bir şekilde de sorabilirdim.
"Ben... Sabah bu şekilde uyanınca," diye mırıldandım.
"Çıplak bedenine sardığın bez parçasıyla beni tahrik ediyorsun, git koltuğun üzerine bıraktığım kıyafetlerini giyin," dediği şey üzerine gözlerim irileşirken, yüzüne baktım. Sırıtıyordu.
"Kıyafet demişken, neden üzerimde iç çamaşırlarım dışında bir şey yok ve beni kim soyundurdu?" Diye sordum utanç içinde.
"Ben," dedi rahat bir tavırla. "Salak saçma bir elbise seçtiğin için, rahat uyumanı istedim." Kafamı salladım ve utancımdan çarşafı daha sıkı kavrayarak uyandığım odaya yürümeye başladım.
"Burası kimin evi?" Diye seslendim salona doğru.
"Komşun oldum, çirkin ördek yavrusu."
Yeni komşuna merhaba de.
Anlamını çözemediğim cümleler takla atıyordu kafamın karanlık boşluğunda.

AYAKLI BELA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin