-16-

10.8K 394 57
                                    

Mm: Kayra DİNÇER.

Gözlerimi araladığımda saat 13.00'ı gösteriyordu. Bütün enerjimle yataktan kalkıp banyoya girdim. Uzun ve ılık bir duş alıp çıktıktan sonra üzerime gri eşorfman takımımı giyindim. Saçlarımı kurutmadan kabaca bir topuz yaptım. Islık çalarak mutfağa girdim. Ocağa çay suyu koyup, bir tabağa yumurta kırdım ve çırpmaya başladım. Bu enerjimin sebebi ne mi? Ah bu gün o yellozla gittikleri restoranı öğrenecek ve minik bir süprizle karşılarına çıkacaktım. Bam diye!
Çırptığım yumurtayı tavaya yayıp iyice karıştırdım. Üstü tam pişmeden ocaktan alıp, masaya koydum ve çayımı da doldurdum. Başka bir şey hazırlamak istemiyordum. En güzel türk yemeği. Tavuktan çıkmış yumurta daha ne olsun dostlar!
Kahvaltımı keyifli bir şekilde edip, paytak adımlarla salona yürüdüm.
Belki akşama kadar film izleyip, yatabilirdim. Televizyonu açıp tek tek kanalları gezdim. Sevdiğim veya izlediğim tek bir dizi bile bulamayınca çizgi film kanallarından birisini açtım.
Tom'u görünce dudaklarım istemsizce kıvrıldı. Küçüklüğümün en favori karakteriydi bu kedi. Ve bir türlü yakalayamadığı minik fare jerry.

Çizgi filmleri izlerken saat çoktan altı olmuştu. Esneyerrk yerimden kalktım. Tam kalktığım sırada telefonumdan yükselen mesaj sesiyle yerime oturup telefonumu elime aldım. Mesaj küçükken aynı mahallede oturduğum arkadaşımdandı. Ona aşıktım evet. Ama eskiden. Her küçük kız gibi oda benim küçüklük aşkımdı.

"Gönderen; Edisçik
Bu gece istanbula geliyorum. Adresini mesaj atsana, kalacak yerim yok."

Mesajı okuyup gözlerimi devirdim. İnsan bir arardı değil mi? İzin isterdi. Müsait misin? Diye sorardı. Ama Edis bu ayının tekidir sorar mı? Asla! Gururu kaldırmaz beyefendinin. Ve biliyormusunuz dostlarım bu pis ego yığını beni hep ezerdi. Bir keresinde gözlüklerimi kırmış, elinde sopayla yere vurarak şişko patates diyerek etrafımda dönmüştü. Ve ben o gece salya sümük susmadan ağlamıştım. Tabii çoğu zaman beni korurdu da. Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceleri beynimden kovdum. Birşey söylemeden adresi mesaj attım. Şimdi ona ne sebepten dolayı burada olduğunu soramazdım. İki saat açıklama çekmek istemiyordum çünkü çok önemli bir gün bu unuttunuz mu?

Odama yürüyüp dolabıma astığım elbiseyi çıkardım. Bir kaç dakika elbiseyi süzüp, yatağın üzerine koydum. Tekrar telefonumu elime alıp, yellozu aradım!

"Alo?"
Sesini de hiç özlememişim yelloz!
"Merhaba, ben sizden akşamki yemek için bir kaç bilgi alacaktım da. Biliyorsunuz Kayra bey ve sizin için özel şeyler hazırlatılmalı."
Elimle ağzıma vurdum. Özel şeylermişmiş. Şeytanın aklına kötülüğü elimle tepiyordum resmen.
"Ay canım ne kadar da düşüncelisin sen öyle. Yemek akşam saat 20.00'da RAÇER restoranda olacak. Kayra özel olsun diye kendi restoranında bulunmamızı istedi."
Deyince gözlerimi kapatıp, derin bir nefes aldım. Kendi restoranı? Özel olsun? O özel yemekte ne olacak tahmin bile edemezsin pis yelloz. Bu yüzden sus!
"Çok çok özel yemeğiniz umarım ki beklediğiniz gibi geçer de bir aksilik çıkmaz." Dedim dişlerimi sıkarak. Kahkaha atınca tek gözümü kapatıp, yüzümü buruşturdum.
"Merak etme ben ve Kayracığım yan yana gelirsek bir aksiliğin çıkması söz konusu olmaz."
Kayracığım diyen ağzın kopsum emi! Ama dostlar nerden bulmuş Kayra bu yellozu? Hiç mi düşünmemiş beni? İleride böyle bşr sekreterim olursa ne yapar dememiş mi bu adam?
"İyi eğlenceler o zaman size." Deyip suratına kapattım. Zaten işime yarayacak bilgileri de almıştım. Şimdi geriye bir tek hazırlanmam kalıyordu. Ah birde küçük süprizim!

Hızla düzleştiricimi fişe taktım. Saçlarımı tek tek düzleştirim saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Koyu bir göz makyajı yapıp dudaklarıma da mat, kırmızı bir ruj sürdüm.
Elbisemi bacaklarımdan geçirip, aynada kendime baktım. Boyum kısaydı ama artık zayıf olduğum için o kadar da kötü durmuyordum. Hatta aksine sevimliydim. Ayakkabı dolabıma çıplak ayaklarımla yürüyüp, elbiseme uygun seçtiğim ayakkabılarımı giyindim. Siyah çantamı da elime alıp, tekrar aynanın karşısına geçtim.

AYAKLI BELA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin