Gece boyu Uras'ın seslenişlerini işitmiştim. Kalbimle girdiğim savaşta az kalsın yeniliyordum. Onun yakarışları göğsümü delip geçerken kollarım boynuna sarılmak için can atmıştı. Öfkeme sarılmıştım her fırsatta kendimi durdurmak için. Başarılı da olmuştum. Geceyi ona koşmadan atlatabilmiştim.
Hayatımızda ne olursa olsun kalbimdeki aşkı derindi. Ona bağımlı gibiydim. Kollarım, vücudum ona teslim oluyordu. Acımın yanında sevgimle de bir savaş içerisindeydim.
Sabah olduğunda gözlerimi aralayıp bir süre yatakta düşünmüştüm. Düne göre kendimi daha iyi hissediyordum. Kafamın içindeki sesler susmuştu en azından. Yattığım yerden kalkıp kapının kilidini çevirdim. Aralanan kapının ardında Uras vardı. Tüm geceyi kapımın önünde uyuyarak mı geçirmişti bu adam böyle?
Konu Uras ise şaşırmamalıydım. Onun aklına yetişemiyordum doğrusu. Yerinden kalkıp karşıma dikilmişti tüm heybetiyle. Saçları karışmış gözleri yorgunlukla kısılmıştı. Kalbim yeniden hızlandığında bakışlarımı kaçırdım ve onu geçmeye çalıştım. İzin vermemişti. Bunu beklemek de tam bir aptallıktı.
Bizi yeniden odaya kapattığında ondan kaçamayacağım farkındaydım. Öyle de olmuştu. Duvarla kendi arasında kaldığımda tüm savunmamı delip geçti. Gece boyunca sırtlandığım öfkemden eser kalmadı ona karşı olan zaafım yerleşti kalbime. Nefesi yüzüme çarptıkça, dudakları bana dokundukça ona karışmamak için sonuna kadar direnmeye çalıştım. Söyledikleri ve yaptıkları ile kafamı karıştırıyordu.
Beni böyle ikilemde bıraktığında anlatacaklarını bitirip geri çekildi. İşte bu ikilem arasında kaçma fırsatını bulmuştum. Hızla onun çekim alanından uzaklaşırken kafamı toplamaya çalışıyordum. Söylediği gibi belki ona da başta yalan söylemişlerdi. Fakat o her defasında bu yalanı sürdürmüştü. Ona gözlerindeki derin hüznü sorduğumda dahi bu yalanı devam ettirmişti.
Kırılmamam için uğraşırken başta kendi koparmıştı kanatlarımı. Kalbimden de gözümden de kendi kendini düşürmüştü. Ben bir obje değildim onun hayatında. Kırılan bir kalbi canı istediğinde tamir edip yeniden hayatına dâhil edemezdi kolayca.
Ona neden âşık olduğumu ve güvenimi kaybettiğini söylediğimde hüzünle ve kırgınlıkla çıkıp gitmişti. İşte birbirimize artık bunu yapıyorduk. O beni kırıp döküyordu bende onu. Ortaya çıkan bu sır bizi cennetimizden kovmuştu. Şimdi cehennemde yanma zamanıydı.
Pencereden dışarıya baktım. Hava birkaç gün öncesine göre kötülemeye başlamıştı. Gri bulutlar gökyüzüne yerleşiyordu. Yağmur yağacaktı belliydi.
Dışarıdaki hareketlilik dikkatimi çektiğinde onu gördüm. Bir fırtına gibi esti, gürledi ve etrafını dağıttı. Zararı kendinde büyüktü. Cehennemi şimdiden onu ateşler içinde yakmaya başlamıştı.
Onun bu halini izlemeye dayanamadım. Arkamı dönüp ellerimi kulaklarıma bastırdım. Sanki böylece sesini duymuyordum. Oysaki kalbimde hissediyordum onun tükenişini. Zaten yaralı ruhunda daha hızlı yitip gidiyordu ve ben çok istesem de ona elimi uzatmıyordum.
Hızla banyoya koştum. Kafamın içindeki çığlığını susturmam gerekiyordu bir an önce. Duşun altına girip suyu açtım. Buz gibi su tepemden aşarken beynimin içini dağıtmış beni kendime getirmişti.
Bir süre bu şekilde su altında kaldım. Musluğu kapattığımda üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkarıp kirli sepetine bıraktım. Lanet olsun regl olmuştum! Şimdi tam gününü bulmuştu doğrusu. Karnımdaki hafif sancı artacağa da benziyordu.
Banyonun içine döşenmiş dolapların içini kurcaladım. Elime geçen büyük havluya sarınıp dışarı çıktım. Acilen üzerimi giyinip önlem almam gerekiyordu. Zaten buz gibi suyun altında üşümüş vücudum titremeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN ONA AŞIKSIN 2- SIYAH
General FictionUmudun tükenişi yüze çarpar ya rüzgar misali Kalp kırığı cam kesiği gibi acıtır canı Deniz dalgalanır, fırtına kopar Savrulursun o lodosun içinde Yeniden yeşermek kolay değil Dal kırıldığında kökten medet bekleme... 04.07.2016 tarihinde yazılmaya...