Biraz +18 bir bölüm oldu ama ilerleyiş bakımından olması gerekiyordu ne yapayım. Keyifli okumalar :) Bu arada benim bir buçuk yaşında bir bebeğim var eh, ondan fırsat kaldıkça bölümleri düzenleyip yüklüyorum bu yüzden gecikmeler için sorry:)
Geçen birkaç günde Defne neredeyse benden kaçar olmuştu. Onu görmem için yanıp tutuşan halime sürekli bahaneler uydururken bu gün ne olursa olsun benden kaçamayacaktı.
Hale bu gün sabah yurt dışına çıkmış giderken de Defne'yi bana emanet ettiğini belirten bir mesaj yollamıştı. Şirketteki işleri bir an önce hallettikten sonra ilk işim Defne'nin yanına mümkün olan her hızda ulaşmaktı.
Odanın kapısı tıklatıldığında İtalya'da ki otelin yöneticileri ile yaptığımız konuşmanın sonuna gelmiştik. Kapatmadan önce daha sora detayları yeniden konuşacağımızı belirtirken sonunda telefonu kapatmış ve ''gir'' diye seslenerek kapıya çevirmiştim gözlerimi.
İçeri giren sekreter Derin Atlasın geldiğini haber verirken içeri almasını söyleyerek sandalyeden kalkmıştım.
Birkaç saniye sonra içeri giren kadın yine kendinden emin duruşu ile odanın ortasına kadar ilerlemiş ve ''Merhaba Uras Bey'' diyerek durmuştu.
Ağır adımlarla yanına ilerlerken nezaketen ''Nasılsınız?'' diyerek hatır sormuş ve elini sıkmıştım.
Derin, elindeki dosyayı göstererek ''Vaktiniz varsa inşaat için oluşturduğumuz dosya hakkında görüşmek istemiştim'' derken onu koltuklara yönlendirip, geçip oturmasını bekledim. Yine ikili koltuğa otururken çaprazında kalan tekli koltuğa yerleştiğimde, dosyanın kapağını açmış birkaç kâğıdı masanın ortasına yaymıştı.
Uzanıp kâğıtları alırken üzerindeki yazılanlarda göz gezdiriyordum. Yapılacak olan konutlar tamamen doğa yürüyüşlerine açık, hem de denizi her daim gözler önüne seren bir yerdeydi. Evlerin içi elektronik eşyalarla donatılacak ve bütünüyle akıllı bir ev haline getirilecekti. Oldukça lüks hizmetler sağlanan sitenin ortasında istenilen su kanalı sıra boyunca bir caddede alışveriş keyfi sağlarken bir yandan da kafeler bir kahve molasına ihtiyaçları varmış gibi o caddede yerini alacaktı.
Hemen hemen istenilen şeyler kabataslak belirtilmişti. İstenilen şeyler doğrultusunda gerekli çizimi hazırlamam fazla vaktimi almazdı.
Kâğıtları tekrar masanın üzerine bırakırken gözlerini beklentiyle üzerime dikmiş kadına çevirdim bakışlarımı.
''Siz isteklerinizi belirtmişsiniz. Merak etmeyin bu doğrultuda bir proje hazırlarım''
''Emininim çok iyi bir tasarım ortaya çıkaracaksınızdır Uras Bey''Derin yerinden kalkarken ona uydurup bende karşısına geçmiştim. Elini yeniden görüşmek üzere uzatırken ona karşılık verip elini sıkmış ve geçirmiştim.
Bu görüşmenin ardından ofiste pek bir işim kalmamış bende ayrılmıştım. Defne'nin yanına uğramadan önce yol üzerindeki evime uğrayıp üzerime daha rahat kıyafetler giymiş ve yeniden yola çıkmıştım. Akşamüstünün trafiği içinde bir süre sonra Hale'nin sitesinin önüne ancak varabilmiştim. Güvenliği geçip binanın önündeki açık otoparka arabayı bırakırken fazla oyalanmadan binadan içeri girmiş ve asansörle yukarı çıkmıştım.
Kapıyı çalmadan önce kolumdaki saate kısa bir an baktım. Saat:18.00'a gelirken zili çalıp bekledim. Birkaç saniye geçmişti ki açılan kapının ardında Defne karşısında beni beklemeyen bir ifade ile ''Uras, senin ne işin var burada?'' diyerek sormuş, ona henüz bir cevap vermeden aralık kapıdan içeri girmiştim. Kapı ardımdan kapanırken ellerim çoktan Defne'nin belini sarmış ve onu kendim ve kapı arasında sıkıştırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN ONA AŞIKSIN 2- SIYAH
General FictionUmudun tükenişi yüze çarpar ya rüzgar misali Kalp kırığı cam kesiği gibi acıtır canı Deniz dalgalanır, fırtına kopar Savrulursun o lodosun içinde Yeniden yeşermek kolay değil Dal kırıldığında kökten medet bekleme... 04.07.2016 tarihinde yazılmaya...