16.BÖLÜM

3.9K 67 0
                                    

Çıtır baklavalarımmm bölümü kontrol etmeden yüklüyorum. Bu yüzden hatalar olursa görmezden gelinizi lütfen :) Hepinize iyi okumalar dilerim.

Bölüm sonunda oylamayı ve yorumda bulunmayı ihmal etmeyiniz:)

Günün nasıl geçtiğini anlamazken akşamüzeri oluvermişti. Okuldan ayrılmadan önce Sanat tarihi hocası ile görüşmüş ve geçen bahsettiği kültür merkezi işi için referans olmasını rica etmiştim. Kendisi isteğimi kırmazken bir referans mektubu hazırlamış ve vermişti. Okulda birçok öğrenci yetenekleri sayesinde böyle ek işler yapıyordu. Bazıları kafe ve barlarda çalıp, şarkı söylerken bazıları da hocaların tavsiyesi üzerine böyle etkinliklerde sahne alıyordu.

Uras'ın kafe ve bar kısmını kabul etmeyeceğini bildiğimden kendime göre bir iş bakmış, şansıma gayet de makul bir iş bulmuştum. Yarın sabah ilk olarak kültür merkezine gidip işi alacak ve daha sonrasında okula geçecektim.

Aldığım mektubu çantama atarken Uras'ın şirketinin fakülteye yakın olması nedeniyle daha fazla gecikmeden bir taksi çevirdim. Akşam beş olmak üzereydi. En son mesajlaşmamız ardından Uras'la bir daha konuşamamıştık. Bu gün bir hayli yoğun geçiyordu sanırım günü.

Taksi hızla şirkete doğru yol alırken bende annemi aramaya karar verip numarasını çevirdim. Uzun uzadıya çalan telefon tam kapanmak üzereydi ki açıldı.

''Kuzum'' dedi o özlediğim tını.

''Anneciğim ne yapıyorsun?''

''Akşam yemeği hazırlığı bildiğin gibi. Baban birazdan gelir''

''Afiyet olsun şimdiden size... Annecim ya babamı ikna etmeye çalış olur mu?''

Annem karın ağrımı nihayet dile dökmem ile bir kahkaha koyuverdi.

''Söz veremem vallahi Defne ama elimden geleni yaparım. Hayır, anlamıyorum da günler çuvala mı girdi be kızım. Daha yeni okuluna başladın. Ne var sanki yaza yapsak şu düğünü?''

Sesim mutsuzlukla çıkarken ''Ya anne seviyorum diyorum işte! Hem demiyor muydun sen yaşın geçiyor diye şimdi niye engel oluyorsunuz asıl ben anlamıyorum!'' diye itirazımı sıralarken, annemden yorgun bir ses işittim.

''Ay tamam Defne! Bunaltma beni annem. Baban gelsin söylerim bir yol yordam buluruz... Hem bana bak, doğru söyle kızmayacağım. Siz bir haltlar yediniz mi?''

Annemin endişesi tam da durumun üzerine basarken kabul edecek değildim. Vallahi derimi diri diri yüzerdi kızmayacağım dese de.

''Hayır, anne dedim ya! Ha illaki evlenmenize şu anlık karşıyız dersen olamayacak diye bir şey yok'' dedim eğlenirken onu kendi silahı ile vurup.

''Edepsiz seni! Vallahi bacaklarını kırarım senin Defne. Okuldan eve, evden okula anladın mı beni?''

''O zaman sende babamı ikna et'' dedim karşı cevap olarak. Uras haklıydı galiba. Zafere giden her yol mubah görünüyordu. Düşüncelerim beni gülümsetirken taksi de şirketin önüne yanaşmıştı.

''Tamam dedik ya Defne! Hadi kapatıyorum ben sofrayı kuracağım''

''Tamam, anneciğim haber bekliyorum'' deyip aramayı sonlandırdım. Çantamdan çıkardığım bir miktar parayı taksi şoförüne uzatıp araçtan aşağı indim. Şirketin girişindeki merdivenleri aşıp içeri girerken içim heyecan doluydu. Biliyordum ki annem ne yapar eder babamı ikna ederdi. Eh, böylece Uras'ın isteği de yerine gelirdi.

Asansörle yukarı üst kata çıkıp sevdiğim adamın odasına yöneldim. Çaprazında kalan odada sekreteri Semra Hanım görünürde yoktu. Bende onu beklemek yerine Uras'ın odasına yönelip kapıyı açıp içeri girdim. Hemen üzerime çevrilen tanıdığım gözlere ait bir de yabancı bir çift göz ile karşılaşmıştım. Uras'ın masasının önünde rahatça oturup gülümseyen kadının gözleri bana çevrilirken, Uras hızla yerinden kalkıp bana doğru adımladı.

SEN ONA AŞIKSIN 2- SIYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin