14.BÖLÜM

4.5K 242 19
                                    

Bölüm sonunda oylamayı ve yorumda bulunmayı unutmayın olur mu :)

Bu arada bölümlerle ilgili kesitlere ait videolar ı izlemek için instagram hesabını ziyaret edebilir ve takibe alabilirseniz sevinirim.

https://www.instagram.com/bircimcikmutluluk/

Bir adım geri çekildiğimde kolları arasından ayrılmadan akşam karanlığı ile koyulaşmış gözlerine baktım. Yeniden aşkla bakan ifadesinden bir anlığına dahi olsa gözlerimi kaçırmak istemiyordum artık. Hiç bıkmadan, usanmadan yüzünü seyretmeyi ve her daim aşkla bakan gözbebeklerinde kendimi görmeyi, hasretlik çekmeden doya doya kokusu ile yıkanmak istiyordum. Onu hem bu kadar çok severken defalarca kez kaybetme korkusu ile sınanmak bu sefer bir koz olmuştu yüreğime düşen. Bağlılığım çelik bir halat misali kalbine sıkı sıkı tutunurken tıpkı onun hissettiği gibi korku içimde peyda olmuştu. Şimdi ne demek istediğini anlayabiliyor ve görüyordum. Ne yazık ki bunu anlayabilmem için böyle bir an yaşamış olmamız acı vericiydi.

Söylediği gibi belki de onun Defne'sini gölgeleyen içimdeki bu sorun beni ondan uzaklaştırmıştı farkına bile varmadan. Onun benim için çırpınışlarını görememiştim. Aslında hep karşımda duran ve her zaman ne istediğini belli eden, söyleyen duruşunda hep bir ama ararken kaybolmuştum. Şimdi limanını bulmuş bir gemi gibi demir atmıştım yeniden dünyasına. Fırtınanın bıraktığı tahribat büyüktü ve ben artık seve seve göğsünde mola verecek, yaralarımı saracaktım.

Ellerim yavaşça göğsünün üzerine kayarken az önce söylediği sözleri tekrarladım. ''Bu son... Bir daha seni benden kimse ayıramayacak''

Yüzünde büyümeye başlayan tebessüm ile ona uyup dudaklarım iki yana kıvrıldı. Uzun parmakları havalanıp çenemi kıskacı altına aldığında eğilip tüy kadar hafif bir öpücük bırakıp geri çekildi. Dilim hemen tadını almak istercesine dudaklarım üzerine kayıp hareket ettiğinde fazlasını isteyen tavrım ile kısa bir an dudaklarım üzerinde oyalanmıştı gözleri.

Yerçekimi gibi fazla olan aurası beni ona daha fazla yaslarken dudaklarım arasından sızan sıcak nefesim yüzünü okşadı.

''Eve girsek mi artık?''

Sitenin önündeki halimiz dışarıdan görecek bir göz için fazla rahat ve edepsiz sayılabilecek bir haldi çünkü.

''Seni bırakmak inan hiç kolay değil fakat sabah erkenden şirkete gitmem gerek''

Sözlerine yüzüm asılırken bu gece onsuz uyuma fikri içimi kapkara bir sis gibi kaplamıştı. Kokusuna ve sıcak tenine şimdiden alışan vücudum onsuz bir geceyi geçirmek istemezken ''Gitmesen'' diyerek dolu gözlerimi gözlerine çevirdim.

Bir süre ifademi inceledi. Kararsızlığı git gel yaparken deri bir nefes alıp bıraktı. Elimin altında şişen kaslı göğsü şimdiden içimi kıpırdadırtken kendime hâkim olarak umutla bakmaya devam ettim.

''Pekâlâ... Bu gece de seninle kalırım fakat bu iş rayından çıkmak üzere'' derken sesindeki ima net olarak anlaşılıyordu. Söylediği gibi birbirimize soyunan ve bir olan ruhumuz büyük bir açlığın karşısında yanıp tutuşuyor ve engellemekte zorlanıyorduk. Zaten pamuk ipliğine bağlı olan iradem ona karşı duramıyordu.

El ele ilerleyip apartmandan içeri girdik ve dairenin olduğu kata çıktık. Çantamdan anahtarları çıkarıp kapıyı açtığımda hemen duvardaki düğmeye uzanıp ışığı yaktım. Ardımdan kapanan kapının hemen sonrasında Uras'ın eli belimi kavrarken ensemde hissettiğim nefesi ile durmak zorunda kalmıştım.

Kanımı kaynat nefesi içimde bir lav olup taşmaya ve patlamaya hazırdı. Başımı yana yatırıp boynumu açığa çıkardığımda bu sefer dudakları devreye girmişti. Islak öpüşü bir gezgin gibi hareket ederken dudakları arasından konuştu.

SEN ONA AŞIKSIN 2- SIYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin