Merhabalar yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz Bu hikayemiz bittiğinde Gurur ve Tutku'ya daha fazla ağırlık verip hızla bölümler gelecek. Sizler henüz Gurur ve Tutku'yu okumadıysanız bir göz atın derim. Bölüm sonunda oylamayı ve yorum da bulunmayı ihmal etmeyiniz. Keyifli okumalar :)
Sonbaharın ayazını yaşasak içim sanki bahar gibi cıvıl cıvıldı. Bunun en büyük etkisi de tabi ki Defne olurken aramızda ki sorunları geride bırakmamızın etkisi ise en büyükleriydi. Onunla eskisi gibi olmayı öyle çok özlemiştim ki, şimdi eskisinden bile kuvvetlenen bağımız ile mutluluğa adım adım ilerliyorduk. Bu yolda yine önümüze çıkan ufak tefek pürüzler yok değildi. Her şeye rağmen elimden gelenin fazlasını yapıyordum sevdiğim kadını mutlu etmek için. Onda açtığım yaraları bir bir kapatacak, tüm o yaşadığı acıları silip atacaktım hayatından.
Birkaç gündür onunla uyuyup uyanmam artık iyice onu yanımda istememe sebep oluyordu. Neredeyse gözüme onsuz uyku girmezken, kollarım arasına aldığım küçük bedeni ile bir anda rahatlıyor ve tüm yorgunluğumu atıyordum. Kokusunu ciğerlerime çeke çeke huzur buluyordum gecede. Gündüzleri onun ışık gibi parlayan gülümsemesi ile güne başlıyordum. Bundan daha güzel, muhteşem ne olabilirdi ki daha hayatımda.
Bizim kurduğum evlilik planında ne yazık ki hesaba katmadığımız şeyler gelişmişti. Defne'nin ailesinden bu dönem sonu için bu fikir sıcak karşılanmazken, onun bu yüzden döktüğü gözyaşını görmek istemiyordum. İlk iş ertesi günü babası ile telefonda görüşmüştüm. Fakat kurduğumuz sıcak diyaloga ve ailesinin bu evliğe sıcak baktığını yine de düğünün yazın olabileceğini söylemeleri beni amacımdan döndürmemişti. Defne'nin babasına tüm olup biteni anlatmıştım. Artık hayatımızda yalan ve sırlarla örülü bir örümcek ağının pençesinde yaşamak istememem ne yazık ki pek hoş karşılanmamıştı. Öyle ki karşımdaki adam neye uğradığını şaşırırken esip gürlemiş, oldu olacak bu evlilik fikrini tümüyle kestirip atmıştı. Günlerce açıklamaya kendimi dinletme çabalarım neyse ki ufak da olsa sonuç verirken bu işin telefonda çözülemeyeceğine artık emin olmuştum. İlk iş olarak Muğla'ya uçak biletini alırken bunu Defne'den gizli tutacaktım.
Cumartesi gününün bakanlar ile gerçekleştirilecek olan toplantısına hazırlanırken aklımdan bir an olsun çıkmıyordu evlilik sorunu. Defne'ye bel etmemeye çalışsam da sessizliğimden şüphe duyuyordu. Nitekim sorduğu soruları geçiştirirken sonunda pes etmiş ve aramızda ki bu sessizliği sürdürmeye devam etmişti.
Muğla'dan eli boş dönersem ne yapardım hiç bilmiyordum. Tek kurduğum plan her şeyin rayına oturması iken olumsuz gidecek bir görüşme treni rayından çıkarmaya yeterdi. Defne'nin bu yüzden ailesini karşısına alacağını düşünmüyordum. Eh, sonuçta bende ondan vazgeçmeyeceğime göre ipler oldukça gerilecekti.
Hazırlığım bittiğinde merdivenlerden aşağı indim. Evin içini saran kahvaltı kokusu görüş alanıma giren hazırlanmış mutfak masası ile yüzümde büyükçe bir gülümseme oluşturmuş, Defne'nin sırtı bana dönük beline bir yılan gibi dolanmıştım hemen. Boynuna sokulurken kokusunu solumak açlığımı körüklüyordu. Fakat bu açlık tamamıyla ona karşıydı. Halen hamilelik riskinden dolayı kendini benden uzak tutarken ona dayanmak benim açımdan oldukça zorlu geçen bir süreçti. Öyle ki gecenin bir vakti kalçalarını hissettiğimde kendimi soğuk suyun altına atmamla ancak içimde körüklenen ateşi söndürebiliyordum. Bu geçici çözüm ile nereye kadar daha dayanabilirdim henüz bilmiyordum ama bu dönem sonu ona tümüyle geleceğimde daima olacağını bilerek sahip olmalıydım.
Hâlâ onu mutfakta görmeye alışamamıştım. O kadar yabancı duruyordu ki hareketlerine yansıyan acemilik adeta üzerinden su misali akıp gidiyordu. Yine de çabası hoşuma giderken onun elinden zehir bile olsa yiyeceğimi biliyor ve onun çabasını kırmıyordum. Tüm acemiliğine rağmen elinin lezzeti enteresandı. Farklı bir dokunuşu mu vardı bilmiyordum ama oldukça lezzetli şeyler çıkıyordu ortaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN ONA AŞIKSIN 2- SIYAH
General FictionUmudun tükenişi yüze çarpar ya rüzgar misali Kalp kırığı cam kesiği gibi acıtır canı Deniz dalgalanır, fırtına kopar Savrulursun o lodosun içinde Yeniden yeşermek kolay değil Dal kırıldığında kökten medet bekleme... 04.07.2016 tarihinde yazılmaya...