Biz hep anca beraber kanca beraber!
5 yıl sonra, şirkette:
Mira, küçük Azra'nın saçlarını tarıyordu. Azra'nın bir yerde canı acıdı ve "Teyse, canım aciyor." diye mızıklandı. Mira hemen saldırıya geçti. "Sen de ona bakılırsa saçlarını yıkamıyorsun o yüzden oluyor hepsi!" "Ama teyse ben de istemes miyim senin gibi saçları?" "O zaman izin vereceksin de yıkayacağım." "Tamam teyse.." Yanağından kocaman bir öpücük aldı Mira, Azra'nın.
Çok seviyordu onu. Şirketinin büyük odasında Azra'yla oynamak bütün sıkıntıları unutturuyordu ona.
Kapıdan bir ses duydu, Azra. Ona tanıdık gelen, cıvıl cıvıl bir ses. Anne karnındayken duymaktan bıktığı bir ses. Tok ve gür olsa da içindeki coşkuyu hissedebildiği bir ses. Babası, Burak'ın sesi..
"Babişkoooom!!!" dedi dünyanın en küçük bedeninden çıkan en büyük haykırmayla.
Birbirlerine koşarak sarıldılar sanki yıllardır görüşmüyorlardı. Oysa daha sabah kahvaltıda görmüşlerdi birbirlerini.. "Babalar ve kızlar birbirini çok özler.. Keşke ben de babamı tanısaydım iyice."diye mırıldandı Mira. Burak bunu duyunca kız kardeşinin, bu küçük kızın henüz 6 yaşındayken yaşadığı şoku düşündü. Babasının ona yaşattığı şoku düşündü ve kendi kızını..
Eğer kendi kızının gözleri önünde Selma'yı öldürseydi, başına geleceklere hazır olmak zorundaydı. Yumruklarını sıktı Burak. Ve düşündü, 'Baba, oğlun geri geliyor. Senin için..' Bu genç adam, yaşlanmaya yüz tutan kaslarına sinirlendi, onu yarı yolda bırakamazlardı değil mi?
Tunç'u aradı. Olayı kısaca özet geçti ve güvendiği kollara silahını emanet etti. Tunç'a sıkı sıkı sarıldı. Bu genç adam, onun silahıydı. Tunç'a güveni sonsuzdu. Küçükken tam bir bela olan bu çocuğun, şimdi sert ve soğukkanlı bir katile dönüşmesini izliyordu. Bunu ondan istememeliydi, biliyordu çünkü devamı gelirdi.
Ama ailenin en büyük kardeşi olarak aileyi bir arada tutmak zorundaydı.********
Tunç'un ağzından:
Güvenlik binasından hızla çıktım. Bu aptal memurlarla uğraşmaktan sıkılmıştım. Funda ve babam ve minik kızları Gökçen ve Aylis için özel bir güvenlik çemberi oluşturmak istemiştim. Neyse ki o anda beni gerginlikten kurtaran ağabeyim aradı.
Durumu çakıp hemen yanına koştum. Azra'yı görünce ona maalesef en kötü bakışımı atmak zorunda kaldım, sinirliydim. Hemen yüzünü buruşturdu benim minik bebişim.. Yanaklarından öptüm ve "Amca bana öyle bakma bi daha oluy mu?" lafını duyunca gözlerime sinirlendim. Ne yapayım yani? Sinirli bir adamdım. Korkulan biriydim. Çocuklara karşı da böyle olmak zorundaydım.
"Oğlum sen de kızı öldürecek gibi bakıp durma," Mira'nın tatlı sesi ona cevap vermeyince kısıldı. Anlamıştı. O hep anlardı. Birine zarar vermeye hazırlanmışsam genelde denilenleri duymazdım veya cevap veremezdim...
Bir spor salonu işletiyordum eskiden ama battık. Aslında bir çocuk içeride kavga çıkarınca vurdum ve kapatıldı desek daha doğru olur.. İşsiz işssiz takılırken Burak şirkette güvendiğim bir adama ihtiyaç var diyince buraya geldim. Büşra, sevdiği adamla ilerleyen haftalarda evleniyor...
Mira'yı ise bu gece nişanlıyoruz. Tabii Mira'yı o adama verirsem, gerçi hiç sanmıyordum ama..
Mira'nın gözlerindeki korkuyu, bir yere daldığımı ve yumruklarımı sıktığımı farkettiğimde gördüm.
"Abi? Dışarı gelir misin?"
Şimdi azar yiyecektim. Mira benim annem gibiydi bu konularda. Ona yalan söyleyemezdim, doğruyu da söyleyemezdim.
Dışarı çıktık. Ben ne olduğunu anlayamadım ama yüzümde çok şiddetli bir karıncalanma ve yanma hissettim. Mira bana tokat atmıştı! Biri bana tokat atabilmişti! O anda refleksle Mira'yı kollarından sertçe tuttum ve havaya kaldırdım.
Yüzünü buruşturdu. Canını çok acıtmıştım.. O benim canımdı kanımdı. Fakat o da bana tokat atmıştı!
"Özür dilerim Mira." dedim.
"Özür dilerim Tunç."
Onun ağlamaktan titremeye başlayan bedenini sanki bir kuş gibi kollarıma aldım. Sımsıkı sarıp hala gözümde 6 yaşında gözüken kardeşimin koyu kahverengi saçlarına öpücük kondurdum. Ben bu aile için hiç tereddüt etmeden ölebilecekken, Funda'nın kesinlikle benden korkması lazımdı.. Artık küçük sinirli ama tek yapabileceği şey çelimsiz yumruklar savurmak olan bir oğlan çocuğu değildim. Bunu bilse iyi ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşler Birbirlerini Korurlar! (KİTAP OLDU!)
ЧиклитHiç bir kardeşi olmadan bu hikayeyi yazan ben, en derinden hissettim bu bağları, keşke bir kardeşim olsaydı! "Tek şansları deneyip görmekti.. O günden sonra emin olun kör olmayı isteyeceklerdi." 6 kardeş.. Kardeşler birbirinin en yakın dostla...