Selamun aleyküm arkadaşlar...
Bölümü dün yayımlayacaktım ama misafir gelince yayımlayamadım.. Uzun bir bölümle karşınızdayım. Olaylar yavaş yavaş yerini bulacak inşallah... Az sabır :)
Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Desteklerinizi ve satır arasında o güzel yorumlarınızı da bekliyorum..
Kitabı okuma listesine eklerseniz çok sevinirim. Tanıdıklarınıza önerirseniz de mutlu olurum..
Çok şeyler istedim kusura bakmayın. Allaha emanet olun.. Hatalarım varsa şimdiden affola..
Keyifli okumalar...
***
(Geçmiş zaman)
İki katlı bahçeli şirin bir evde çocuk sesleri bitmek bilmiyordu. Bahçe ve ev arasında koşturuyorlar, sesleri annelerinin sesini bastırıyordu. Annelerini duyumsamazlığa gelip ahşap merdivenlerden yukarıya çıktılar. Hayat daha fazla dayanamayıp kendini salondaki tekli koltuğa atıverdi. Üçüzlerin en zorlu zamanı geride kalmış artık büyümüşlerdi. Sanki gittikçe daha da ele avuca sığmaz olmuşlardı.
Üçüzlerin doğumundan bu yana geçen on yıl genç kadını ziyadesiyle yormuştu. Genç kadın oğlu Bilal'in yanında olmasını diledi. En azından kızlar ağabeylerinin sözünden çıkmıyor, onu dinliyorlardı. Hayat duvarda asılı olan büyük saate baktı. Oğlunun gelmesine az bir zaman kalmıştı. Genç kadın biraz daha sabretmeyi denedi. Keşke kocasının sözünü dinleyip yardımcı alsaydı. Şimdi çok pişmandı.
Hayat gözlerini kapadığı kısa bir süre zarfında kızlarının sesinin kesildiğini duydu. Büyük bir neşe ile nefes alıp başını koltuğa rahatla yasladı. Gözlerini kapatıp hasret kaldığı sessizliği dinledi. Bu seferde sesleri neden kesildi diye huzursuz olmuş gözlerini açmıştı. Sanki görüyor gibi yukarıya doğru başını kaldırdı. Kızlarının sesinin gelmediği her an iyice huzursuz oldu. Ayağa kalkıp terliklerini giydi.
'Gerçekten bu kızlar adamın ömrünü tüketirler' diye söylenerek merdivenlere yöneldiğinde arkasından gelen çığlık sesleri ile korku ile merdivenlere çöktü.
"Böööö"
Üçüzler kahkaha atarak annelerini korkutmanın keyfini birbirlerinin ellerine çakarak çıkarıyorlardı. Hayat oturup kaldığı merdivenlerde korkudan yüzü bembeyaz olmuş bir halde kızlarına baktı. Genç kadın ne yaparsa yapsın üçüzlerin yaramazlıklarıyla başa çıkamıyordu. Oysa ki Hayat kızlarının başına bir tehlike geldiğini zannedip korkmuştu. Başını avuçları arasına alarak dolan gözlerini sakladı. Yıllar önce verdiği kayıplar ve yaşadığı korkular yüzünden genç kadın panik atak olmuştu.
Genç kadın boğulacak gibi hissediyordu. Vücudundaki titremeler ise henüz yeni başlamıştı. Üçüzler gülmeyi bırakıp endişe ile annelerine baktılar. Anneleri başını avuçları arasına almış ve vücudunun mütemadiyen titremesi kızların gözünden kaçmadı. Yaşları küçük olduğu için telaşe kapıldılar. İçlerinden daha cesur olanı Rehnüma ileriye atılıp annesinin başını kaldırdı. Annelerinin alnında ve yüzünde biriken boncuk boncuk terleri görünce kızlar ağlamaya başladı.
"Anne.. Annem fenalaştı"
Remle bir yandan parmaklarını ısırıyor, bir yandan da ağlıyordu. Ranya ise ona keza biraz iyi gibiydi. Ama gözündeki endişe ve korku onu ayağa dikmişti. Rehnüma gözlerini kapatıp sakin olmayı diledi. Kardeşlerinin sanki anneleri ölecek gibi telaş yapmasına sinirlendi.
"Sakin olur musunuz? Ranya annemin ilacını getirir misin? Mutfak dolabında, ikinci çekmecede"
Sonra dönüp Remle'ye baktı. Halen hıçkırıklarla ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANKEN-(Hayat Serisi-2)(tamamlandı)(Düzenlenecek)
SpiritualDaha doğmadan kaderleri babalarının iddiaya girmeleri sonucunda yazılmaya başladı. Kader onları dünyanın farklı yerlerine savursa da yolları daima kesişti. Kendisine verilen değerleri kabul etmeyip, hayallerinin peşinden koşan ve hayatını bataklık i...