(Kralın bakış açısından)
Savaş konusunda ne yapabiliriz onu düşünüyordum. Çünküünkü ülkenin durumu çok vahim Noseb'de canavarlar çok fazla ama bunların değerli kısımları çok az değerli kısımları olan canavarlarsa bizim savaşçılarımızın veya büyücülerimizin yenemeyeceği kadar güçlü bu yüzden ekonomi sadece madenler ve gıda üzerine kurulu ayrıca savaşa girmek üzereyiz savaşçılar ülkesi olarak bilinen Tusi ile gerginlik yaşıyoruz bu "hayvanlar" özel metabolizmaları ve gizli yöntemleri sayesinde 10 yaşına geldiklerinde bir canavar yakalayıp onunla birleşirler ve istedikleri zaman bunların güçlerini kullanabilirler hatta içlerinde bir slime yakalamayı başarmış üç kişi bile var bunlarla ne yapıcam ben bu ülke nerdeyse battı tam ben bunları düşünürken baş kahyam içeri girdi
"Efendim en küçük prenses döndü ve acilen sizinle görüşmek istiyor yanında bekletilemeyecek bir misafir olduğunu söyledi"
"Kimmiş bu misafir ?!"
"Bilmiyoruz"
Kesin sokaktaki yakışıklı bir p*çi yanında getirdi Sena bir valiyi değiştirmek gibi basit bir işi bile yapamaz zaten.
"Ben onları çağırana kadar içeri girmeyecekler"4 saat sonra
Kapılar açıldı. İçeri beceriksiz kızım ve beyaz saçlı kız gibi giyinmiş biri girdi bumu çok önemli misafir cidden mi Sena'nın kıyafetleri bile daha erkeksi
"Babama saygılarımı sunarım bu kişi Matsuji-"
"Yani sokaktan aldığın bir p*ç kesin haline falan acıdın ve hizmetçin olmasını falan istiyorsun demi"
Sena terlemeye başladı ve gergin gözüküyordu bir gülümseme yüzümde belirdi evet nen kralım bana ve otoriteme saygı göstermek zorunda ben böyle düşünürken o genç
"Hizmetçisi mi ? Lütfen güldürme beni sen bile benim ayakkabılarımı cilalayamayacak konumdayken boyle bir şey söylediğin düşünülürse cidden cesur olmalısın haline "acıyorum"küstah kral"
"Hımph en kim olduğunu sanıyorsun da bana böyle şeyler söylüyorsun "
Sena daha da gergin görünmeye başladı ve terleri su gibi akıyordu ben orda bir tuhaflık olduğunu anladığım da tuhaf bir ses duydum tıpkı çiftleşen kaplumbağlar gibi gence döndüm ve aman tanrılarım(percy jackson'a saygılar okuyun çok güzel kitaptır) sırtından iki kanat çıkıyordu -bir melek ve bir kemik- olamaz bir melek mi ha****tir ben az önce bir meleğe sokaktan alınmış p*ç mi dedim ? Sadece beni öldürse ucuz kurtulurum çocuklarımı öldürür veya ülkeyi yok edebilir
"Bana Matsu diyebilirsiniz undead crown olarak biliniyorum ve melek sayılıyorum ve size kibirle ilgili bir ders vermek istiyorum dersin bedelimi basit bir şey canım sadece hayatın"
Işınlanırmış gibi önüme geçti ve boğazımdan tutup beni kaldırdı
"Matsu-sama durunnnnn lütfennnnnnn!!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undead Crown
FantasyHayattan sıkılmış ve umudu kalmamış elli tane insan aynı anda dünyadan göçmeyi ister ve canı sıkılmış bir tanrı onların bu isteğini duyar "hepinize rastgele özel yetenekler bahışedildi şimdi siz işe yaramazlar bu yeni dünyada yaşayın ve beni eğlendi...