49-Prolog Tadında

1.3K 123 14
                                    

Bölüm tam yüklenmemişti şimdi düzeltildi

Matsu intikamının almanın verdiği rahatlık ile o geceyi göz yaşları içinde geçirmişti. Tamam belki beklediği kadar şaşalı bir intikam değildi ama amacına fazlasıyla ulaşmıştı. Şimdi ise İkez'in kaybolan gücünü tamamlamak kalmıştı şu kutsal konsey zımbırtısına daha fazla bulaşmak istemiyordu Kurucifer adındaki o düşmüş melek cidden tam bir canavardı eğer biraz daha zorlarsa bir Tanrı ile eşit güce kavuşabilirdi Urumir bile o kadar güçlü değildi bu arada Urumir'in seviyesi [786] ydı.

'Sanırım şu Astemi bir ziyaret etsem iyi olucak. Kafası benim gibi ise yeni bir müttefik buldum demektir eğer şu melek bozuntuları gibi ise lazım olan üçüncü meleği buldum demektir.'

..........................

"Beni dinle Luna seni YNO adlı bir akademiye gönderiyorum orada bulunan "Beyaz Gül" lakaplı bir kızı yenmedende geri gelemezsin"

Dedi Aku olarak da bilinen melek Astev. Karşısında küçük bir kız vardı sarı saçlara kahverengi gözlere ve hafif sivri kulaklara sahip uzun bir kızdı. Boyu uzun olmasına rağmen beyaz teni ve çocuksu yüzüyle on dört on beş yaşlarında okuduğu belli oluyordu bu kızın adı Lunaydı melek soyuna sahip olan bir başka çocuk.

"A-a-ama a-anne neden gitmem gerekiyor ?"

Luna kekeleyerek sordu bir meleğin soyuna sahip olmasına rağmen aşırı utangaç ve çekingen bir ifadeye sahipti. Astem gülümseyerek elini çekingen kızın başına koydu ve sarı saçlarını nazikçe okşamaya başladı

"Luna biliyorum ki kibirden yoksun ve özel bir kızsın ama bu güçsüz olmana sebep oluyor seni sonsuza kadar koruyamam. Biliyorum çok büyük bir potansiyele sahipsin ama bunu dışarı çıkarmamız lazım bu yüzden sana rakip olucak birini buldum. Seni her zaman koruyamam "

Luna'nın kahverengi minik gözleri doldu o annesinden ayrılmak istemiyordu ama ona karşı sa gelemiyordu

"Peki o kızı yenip en kısa zamanda senin yanına döneceğim anna"

Astem gülümsedi ve Lunayı ilk bulduğu zaman sırtındaki anka dövmesinin güzelliğini hatırladı kızının güvenilir bir yoldaşı vardı.

...........................

"Hahahaha başardım ve başardım"

Xilem atölyesinde hunharca kahkaha atmakla meşguldü en büyük icadını tamamlamıştı.

"Ahh küçük makine sen mükemmel bir sanat eseri oldun sana ne ad versem acaba"

Bronz kanadına gömülmüş saatler Xilem düşünürken deli gibi dönüyordu

"Galiba buldum sana o dünyada ki zamanın efendisinin ismini vericem bundan sonra sen Kronos olarak bilineceksin"

Kronos bir robottu. Kızıl mavi ve siyahın hakim olduğu gövdeye sahip motorsiklet kaskı biçiminde bir kafası ve ince bir gövdesi vardı. Dışarıdan bakan biri onun bir makine olduğunu söylemekte zorlanırdı tek bir vida yada kaynak yoktu makine tek bir parçaymış gibi görünüyordu

"Benim mükemmel eserim seninle bu savaşı kazanabilirim"

Xilem o an hüzünlü bir şekilde gülümsedi bazen geleceği görmek lanetlerin en büyüğüydü . Xilem yorgundu bu yüzden vefakar dostunu çekici Vulkanusu masasına koydu.

...........................

Enki mühürlü olduğu dağda lânetler ederek duvarlara ve kapıya tüm gücüyle saldırıyor ve Matsu'nun yedi sülalesinin yedi sülalesine sövüyordu ettiği küfürler o kadar yaratıcı ve ağırdı ki en büyük küfürbazlar gelse saygı ile eğilip Enki'nin öğrencisi olmak için yalvarırlardı. Bu günde tüm enerjisini harcamış ve kılını bile kıpırdatamadığı bir şekilde Matsuya sövmeye başladı

"Buradan bir çıkayıp undead pisliği senin ta ..."

Kalan kısmı hayal gücünüze bırakıyoruz. Bu küfürlerin Enkiye bir faydası olmasada ediyordu işte

......................

Tina ne yapacağını bilmiyordu ve açıkça güçsüz olmasına lanet ediyordu. Çok güçsüzdü ve bunun için diğer meleklere yağ çekmesi gerekiyordu yoksa anında yok olabilirdi. Kendiside melek sayılsa bile ondan güçlü pek çok kişi vardı dört şeytanı bırak bazı ejderha ve slimeler bile ondan açık ara güçlüydü. Tina insanların ulaşamayacağı bu seviyeye sadece zekası ile gelmişti kaç tane küçük krallığı kandırmış ve kaç hazineyi çalmıştı. Bir insanın ulaşabileceği en yüksek güce ulaşmak için sayısız kez birilerine ihanet etmişti ve o son şanslı karşılaşma ile bu sınırı aşmayı başarmıştı ama şimdi kutsaması ona tehlikeyi anlatıyordu

[Ruhların sesi]

Bu kutsama ona ne yapması gerektiğini fısıldıyordu ve hep haklı çıkmıştı şimdi ise ruhlar ona ölümü ve savaşı fısıldıyordu en kısa sürede hazırlamalıydı yoksa cehennemin dibindeki görmek istemediği bazı düşmanları ile buluşabilirdi.

....................

Moki hala [Aşk] etkisinde ve bilinçsizdi. Evet Matsu MAya yavaş bir şekilde gidip gelmiş eski yoldaşlarını işkence ve çeşitli fantaziler ile öldürmüş onların kutsal güçlerini de almış buna rağmen Moki  tüm by süreyi bilinçsiz bir şekilde geçirmişti. Moki bilinçsiz olduğu bütün bu süre boyunca erotik rüyalar görüyordu çoğunda Matsu'nun s*x kölesi olduğu onun için korkunç rüyalar. Bir süre sonra yavaş yavaş bu rüyalar hoşuna gitmeye başladı. Matsu çirkin biri değildi hatta oldukça yakışıklı olduğu bile rahatlıkla söylenebilir ve rüyalarda herşeyin mümkün olabileceğinide hesaba katarsak Moki rüyaları sayesinde Matsuya aşık olmuştu.

............................

Hood kendisini garip hissediyordu yoldaşları esir düşmüş olmasına rağmen hiç endişeli değildi aksine Matsu'nun yapabileceklerini ve daha ne kadar ilgilenebileceğini merak ediyordu. Bu merak içini yiyip bitiriyordu ama elden birşey gelmez onun doğası böyleydi. Bir deney için yaratılmıştı merak etmek ve yönlendirmek için diğerleri ne yaparsa yapsın nihai amacı sadece merakını tatmin etmekti. Merak onun gücünü besliyordu onu teşvik ediyordu ve merakını Matsu ile tatmin edecekti

............................

Kurucifer soğuk ve yalnız bir şatoda tek başına taştan bir tahtta oturuyordu. Burası ilk Cehuma atıldığı zaman insanlar tarafından onun için yapılmıştı. Bir çok insana yardım etmiş ve bir çok insanı öldürmüştü.

"Yalnızlık benim kaderim ha "

Kurucifer başını yukarı kaldırdı

"Öyle değil mi patron ?"

Bir düşmüş meleğin kaderi iyi değildi. Kendisinden sonra ardı ardına "melek"ler Cehuma inmişti ilk başlarda onun gibiler olduğu için sevinmiş olsada akranları olarak gördüğü o elçiler onu dışlamışlardı. İstese hepsini kolaylıkla öldürebilirdi ama tekrar tanrılar ile uğraşmak istemiyordu

"Ama senin kaderin benimkine kıyasla çok daha kötü genç şeytan"

Kurucifer Matsuyu ilk gördüğü zamanı düşünüyordu güçsüz ve cılız bir insan

"Çelişkili bir varlıksın var olmaman gerekiyordu. Delilik eğlence ve kötülük ayrıca bol bol şans bunlardan oluşmuş bir varlık olarak beklediğimden çok şey başardın"

Kurucifer Matsuya bir yakınlık duyuyordu oda kısmen onun gibiydi çelişkili varlıklar. Biri hizmet etmek için yaratıldığı efendisini öldürmeye çalışmış bir varlıkken diğeri birbirini yok etmeye çalışan iki enerjiden oluşmuştu

Yn:Sınav haftam geldi fazla zorlamayın

Undead CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin