Savaştan bir gün sonra Noseb sarayında ziyafet vardı kazanılması imkansız gözüken bir savaşı kazanmış oldukları için askerleri rahatlatmak(zihinsel olarak) ve soyluları bir araya toplamak için bu etkinlik Matsu'nun isteğiydi. Konukların hepsi gelmiş ve yemekler hazır olmasına rağmen ziyafet daha başlamamıştı çünkü Matsu daha gelmemişti kimsede bu psikomanyak meleği kızdırmak istemediği için yemek yemeğe cürret edemedi. Sahneye en son assolistler çıkar edasıyla kanatları açık içeri giren ve en sevdiği kırmızı siyah kıyafetini giyen Matsu'nun arkasında iki kız geliyordu kamuflajını kapatmış ve eski kızıl saçlarıyla mavi gözlerini almış Lilith ve buz gibi bakışları ile ifadesiz yüzü dışında tamamen sıradan gözüken Küzim. Matsunun elinde kızı Lacertilia belli oluyordu Matsu ona sevgi ve şefkat ile bakıyordu daha sonra başını kaldırdı ve salondaki soylulara küçümseme ile baktı yüzünde her zamanki şeytani sırıtış belilirken doğrudan masanın başındaki kral Nucamhala ve yanındaki prenses Sena ile onun kardeşleri olduğunu tahmin ettiği kişilere baktı
Nucamhal
"Hoş geldiniz Matsu-sama bu ziyafete gelerek bizi onurlandırdığınız için ne kadar teşekkür etsem az siz kesi-""Tamam bu kadar yağ çektiğin yeter kralcık buraya sadece bir şey için geldim oda bu" dedi ve kucağındaki yaşına göre aşırı güzel iki aylık gibi görünen bebeği kaldırdı
"Bu benim kızım ve varisim Lacertilia Hiyodeku a Arshender Koyakin" Matsu bunu söylediği zaman o içeri girdiği anda yemeklere saldıran bir kaç kişi boğulma tehlikesi geçirecek şekilde öksürdü ve Sena ölü sararırken kendi kendine birşeyler mırıldanmaya başladı bu mırıldanmalar şöyleydi
"Tabiki bana bakmayacak
Nefret ediyorum...
O kızıl saçlı kız...
Matsu-sama"Matsu bunu umursamadan devam etti (genç prensesin hayatını karartan Matsuya her oy bir ıslak sopa)
"O daha çok küçük olduğu için bir süre Nosebden ayrılacağım ve kızımla ilgileneceğim bu süre içinde Lilith benim temsilcim olucak o ne derse ben demişim gibi sayın"
bunun üstüne salondakiler bir şok daha yaşadı çünkü onların bildiği Lilith kırmızı gözlü siyah saçlı hançer dahisiydi bu kızın Lilith olduğunu kabullenmeleri zor oldu ama imkansız değildi bu dünyada görüntü değiştirmek için birden çok yol vardı.
"Ve endişelenmeyin uzun bir süre burda olmayacak olsamda Lilith ve desteğim burada olucak ve Noseb bu süre içerisinde dahada güçlenecek "Daha sonra Matsu Küzim ile birlikte saraydan ayrıldı arkasında boğulma tehlikesi geçirmiş soylular umutsuzluğa kapılmış hanım efendiler şok geçiren bir kral ve kalbi kırık iki kız bırakmıştı
※sıkıcı kısım bitti şimdi benim sevdiğim kısıma geçiyoruz(bölüm devam ediyor)
...................................
Undead sarayına giderken Matsu hızlı ama kucağındaki bebeği uyandırmayacak kadar nazik bir şekilde uçuyordu belki onu cidden kendi çocuğu gibi gördüğünden yada hiçbir suçu olmamasına rağmen kendi gibi ihanete uğramasından kızına karşı kimseye beslemediği bir şefkati besliyordu ve ona sempati duyordu.
Matsu ve Küzim undead sarayına girdikten bir saat sonra Lacertilia uyandı ve ağlamaya başladı Matsu durumu anladı bebek açtı iki gündür bir şey yememişti ama ne orda ona süt verecek bir anne nede su kat hazırla bebek maması vardı. Matsu durumu anladı ama ne yapabileceğini düşünürken panik yaşamaya başladı çünkü o bir çiftlik hayvanı getirecek yada bir süt anne bulmak gibi basit fikirleri hic düşünemeyen bir maldı. Aklına gelen ilk çözümü yaptı ve elinde bir ateş yaratıp Lacertiliaya anca ısısı fazla gelicek ama yanmayacak şekilde yaklaştırdı bu sırada kızın durumunu gözlüyordu be evet oldu kızı [Termal direnç Ex] adlı yeteneği kazandı ateşin ısısını artırırken zihniyle Küzimi çağırdı. Küzim gelene kadar Lacertilianın yeteneği çoktan beş yüz dereceye kadar onu koruyacak şekilde yükselmişti. Matsu odasındaki mahsenden bir süt testisi aldı ve Küzimi slime formuna geçirdi.
*floshhhhhhh*
Testideki tüm sütü Küzim'in başından aşağı boşalttı ve Lacertilia'nın ağzını onun göğüsüne dayadı. Bebek iç güdüsel bir şekilde emmeye başlarken Küzim onu kucaklamıştı. Bu sahne gerçketen garipti endişesinden yüzünde ter dereleri oluşmuş bir meleğin hizmetkarı olan undead, slime türü bir canavar savaşçı tanrısal bir güce ulaşma potansiyelli olan bir kertenkele insanı emziyordu eğer bu kadar tuhaf olmasa bu sahneden harika bir aile tablosu çıkabilirdi. Lacertilia doyduktan sonra emmeyi bıraktı ve ağlaması kesilmişti. Doyduğu için yüzünde bir gülücük berilen bebeğin hali o kadar tatlı o kadar güzeldiki Matsu mutluluktan ağlamaya ve artık intikamını almadan ölse hatta o an p*ç delilik tanrısı gelse bile yüzü yerine karnına vuracağını bile düşündü. Duygularını göstermesi imkansız olan Küzim bile o an gülümsüyordu ve içten içe Matsudan nefret etsede "onun çocuğunun" gülmesinin sebebi olduğu için mutluydu bu olayı bir aşağılanma değil bir hediye olarak kabul etmişti çünkü bu gülücük onun yaşadığı en güzel tecrübeydi(Ben bütün bölümde bundan bahsedebilirim ama siz istemezsiniz). Bundan sonraki günler daha sakin ve kolay olmuştu Matsu Lacertilia altı aylık bir vücuda sahip olana kadar Küzim ile bu olayı tekrarladı ve o güzel yüzün gülümsemesini her gün görmenin verdiği haz ile her gün ikiside kendinden geçti. Lacertilia vücudu anormal hızla büyürken Matsu onun tüm ihtiyaçlarını bizzat kendisi karşılıyor ona bu dünyayı İkez'in yardımı ile öğretmeye çalışıyordu. Lacertilia'nın çok zeki olduğu belliydi büyüyen sadece bedeni değil ayni zamanda zihnide anormal bir hızla büyüyordu. Doğumundan yarım ay sonra yürümeyi ve konuşmayı öğrenmişti. İlk başlarda undeadlerden korksada buna alıştı hatta babasından izin isteyip onun için bir undead arkadaş yapmasını istedi Matsuda elbette bunu kabul etti şuan Matsu'nun hayatında geçirdiği en güzel zamanlardı aslında Lacertilia'nın bu kadar hızlı büyümesi biraz üzücüydü ama Matsu bu bile yeter dedi. Ne yazıkki bu güzel zamanlar bitmek üzereydi çünkü Lacertilia'nın sağlam bir temel yapması gereken zaman gelmişti oyun oynarken mor-turuncu-yeşil arası saçları dalgalanan kızına baktı ve iç çektikten sonra ona seslendi
"Lia buraya gelirmisin"
Yn: sınavları olmasına rağmen size bir hafta önce bölüm atan yazarınıza bir teşekkürü çok görmezsiniz inşallah
Lacertilia bin kat daha çirkin olsaydı bunun gibi görünürdü
Lacertilia: kertenkelenin bilimsel adıdır ve evet Matsu odun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undead Crown
FantasíaHayattan sıkılmış ve umudu kalmamış elli tane insan aynı anda dünyadan göçmeyi ister ve canı sıkılmış bir tanrı onların bu isteğini duyar "hepinize rastgele özel yetenekler bahışedildi şimdi siz işe yaramazlar bu yeni dünyada yaşayın ve beni eğlendi...