Matsu Mokiyi alıp undead sarayına döndüğünde ne yapacağını düşünüyordu bu melek nerdeyse onunla eşitti ama hala daha güçsüzdü planı için bu meleklerden en az üç tanesine ihtiyacı vardı Enkiyi mühürlemiş ve Mokiyi kölesi yapmıştı yani iki melek elindeydi ama bu yetmezdi daha fazla kutsal güce ihtiyacı vardı. Eski yoldaşlarının vücudundan zaten yeteneklerini ve kutsal enerjiyi sökecekti ve kutsal enerjilerini alacaktı.
"Hey İkez durumun nasıl"
"Bir şekilde idare ediyorum işte ama gücüm hala solmaya devam ediyor en fazla beş ayım kaldı"
" Merak etme yeteri kutsal enerjiyi toplayacağım ve kişiliğini kaybedip sadece bilgi veren bir yetenek olmanı engelleyeceğim"
"Bunu yapmak zorunda değilsin biliyorsun değil mi ? Ben kişiliğimi kaybedersem ölmüş gibi olacağım ama hala sana destek olabilirim "
"İşte bu yüzden bunu yapıyorum sen benim yeteneğimden fazlasısın "ölmüş gibi olacağım" deme sen bana aitsin ve ben istediğim şekilde yaşama kararı aldığım için bana ait olan şeyleri kaybetmeyeceğim intikamım gibi hepsini alacağım."
"Gerçekten çok açgözlüsün Matsu biliyorsun değil mi ? Başına pek çok bela alıcaksın ama teşekkür ederim"
"Önemli değil nede olsa bu işe beraber bulaşacağız"
İkez zamanla özünün dağılmaya başladığını fark etmişti eğer yeterli kutsal güç elde etmezse ruhu dağılacak ve sadece Matsu'nun duyabildiği bir ses olucaktı. İhtiyacı olan kutsal güç bir tanrı oluşturmaya yeterdi ama o bunu sadece hayatta kalmak için kullanıcaktı
"Üstelik bu gün sonunda "şansım" normale döndü artık tekrar imkansız zarı kullanabilirim bununla birlikte işler iyi giderse bir tanrı olup bedenine tekrar kavuşabilirsin öyle değil mi ? "
İkez sessiz kaldı Matsu biliyordu ki bunun anlamı çoktan uyumuş olduğuydu.
"Pekala madem İkez uyudu yapacak birşeyler bulmalıyım hımmm acaba [Aşk] büyüsünün diğer efektini mi kullansam ama bunu daha yeni keşfettiğim için kullanabileceğim kişi büyük ihtimal tehlikeye giricek"
Matsu Enki ve Moki ile olan savaştan sonra birşey keşfetmişti eğer gerçekten sevmediği birine [Aşk] uygularsa o kişi ona aşık olmuyordu bunun yerine anlık ama aşırı büyük bir zevk alıyordu bunu İkez'e sorduğunda buna önceden sahip olmadığını söylemişti yani bir kara büyü olan [Aşk] gelişmişti. Bu kara büyülerin kötü tarafıydı işte nasıl gelişeceklerini kendileri belirliyordu iki kişi aynı kara büyüye sahip olsa bile bunların etkisi farklı olacaktır. Kara büyüler bu tahmin edilemezliği yüzünden pek çok ülkede yasaklıdır. Matsuysa sırf can sıkıntısını ve merakını gidermek için bu bilinmez tehlikeli gücü kullanıcaktı tabi eğer işe yararsa bunu intikamında kullanabilir ve biraz eğlenebilirdi nede olsa hep acımasız ve stresli olmak Matsu'nun bu dünyadaki kişiliğine tersti eğlenecek ,kızıyla iyi vakit geçirecek, İkezi kurtaracak, Lilith ve Senan-hime nin ilişkisini destekleyecek ve o p*zenek tanrıya yumruk atacaktı-
Yn: bu kısmı yazarken bana bir gaz geldi "yürü be Matsu dedim size de öyle oldu mu ?
-bunları yapmazsa ne diye o kadar uğraşmış ve yaşamaya çalışmıştı ki o ilk girdikleri zindanda biraz acılı olsada ölebilirdi ve iyi birşey yapmaya çalışırken öldüğü için cennete gidebilirdi ama bu Matsuya uymazdı. Şimdi ise cehennemin dibine kadar gitse de istediklerini yapmaya karar verdi. Ana konuya dönecek olursak Matsu kara büyüsünü kullanmak için bir denek istiyordu ve bu denek dayanıklı,hemen ölmeyecek biri olmalıydı bunun için Mokiden uygun aday varmıydı ki ? Onun iradesini kırıp köpeği yapmak tam Matsu'nun yapabileceği şeydi hem akıl sağlığını (en azından geriye ne kaldıysa) korumak için bu çok iyi bir yöntem di. Buz gibi mahzenlerinde yıllarca kalmış küflü suyu aldı ve Mokiyi bıraktığı odaya girdi. Matsu kovayı kaldırdı ve tek seferde hepsini Moki'nin kar beyazı yuvarlak yüzüne boşalttı ama bundan önce şöyle dedi.
"Uyan Mokicik sabah oldu"
Moki hızla kolları üzerine doğruldu yüzünde korku ve panik vardı
"Ne ?! Kim ?! Neredeyim?!"
Bunlar Moki'nin yeni köle hayatında söylediği ilk cümleler oldu. Matsu onun bu durumundan sadistçe haz alırken önceki parlak(!) sadist gülümsemesi bile gölgede bırakacak kadar karanlık bir gülümseme yaptı. Bir dakika odanın ışık seviyesi mi düştü yok ya kesin Matsu'nun hayal gücüydü.
"Öncelikle uyanman için su ikincisi Efendin Matsurinin Hiyodeku a Arshender Koyakin üçüncüsü benim test odamda -zindanlardan birinde- sin Mokicik seninle burada çooooook eğlenecegimize emin olabilirsin"
Moki Matsu'nun dediklerini anlayınca olanları hatırladı ve dişlerini sıkarak söyledi
"B*k içinde boğul undead pisliği"
Matsu bunu duyunca eliyle Moki'nin çenesini nazikçe tuttu ve yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı
"Böyle şeyler söylememelisin Mokicik yoksa sana [Aşık] olabilirim "
Moki çenesinden yayılan zevk dalgasını hissettiği anda ürperdi yüzü kızardı ve kesik kesik nefes alırken titreyerek doğrulmaya çalıştı
"L-l-lanet olası p-pislik ba-bana ne yaptın"
Matsu hafifçe kıkırdadı bu sefer ayağa kalkmaya çalışan Moki'nin arkasına geçti ve kollarını onun kollarının altından geçirip kulağına yavaşça fısıldadı zar zor ayakta duran Moki Matsuya direnmeye çalışsa da boşunaydı
"Hiçbirşey yapmadım sadece [Aşk]ımı dile getirdim ama bence sen çok yaramaz bir kızsın hemen utanmaya ve kesik kesik nefes almaya başladın Mokicik "
Moki bu sefer koltuk altından yayılan zevk dalgasıyla Matsu'nun desteği olsa bile ayakta duramadı nefesi hızlandı hatta konuşamayacak kadar düşünceleri karışıktı ama birşeyi fark etti bu fenomen kesinlikle doğal değildi yoksa:
"K-ka-kara bü-"
Matsu Mokinin sağ göğsünü avuçladı ve Mokinin cümlesini kesti
"Ne diyorsun Mokicik kekeleme sadece [Aşk] hakkında sohbet ediyoruz hemen kekelemeye başladın yoksa sen bir tsundere misin ? "
Moki bu sefer göğüsünden gelen zevk dalgası ile bilincini kaybetti
"Çok yazık Mokicik seninle biraz daha oynamak isterdim ama sanırım eski dostlarıma küçük bir selam vermeliyim"
Matsu sırıtarak odadan çıktıktan sonra oda biraz daha aydınlandı
Yn: Açıldım ve şunu fark ettim Matsu'nun acımasız bir pislik yerine gıcık bir sadist olmasını istiyorum o yüzden eski Matsu ile devam ediceğim uzun zamandır bölüm yazmadığım için siteden bir saat sonra burda yayınlandı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undead Crown
FantasyHayattan sıkılmış ve umudu kalmamış elli tane insan aynı anda dünyadan göçmeyi ister ve canı sıkılmış bir tanrı onların bu isteğini duyar "hepinize rastgele özel yetenekler bahışedildi şimdi siz işe yaramazlar bu yeni dünyada yaşayın ve beni eğlendi...