Fırsat elde iken bir amel kazan
Gül cemalin bir gün solsa gerektir
Zevkine aldanma tapma dünyaya
Dünya malı bunda kalsa gerektirCahil bildiğinden hiç geri kalmaz
Bin nasihat etsen pir pula almaz
Kişinin ettiği yanına kalmaz
Herkes ettiğini bulsa gerektirYarın hakkın divanına varılır
Rüzü mahşer günü sual sorulur
Günahın tartarlar mizan kurulur
Anda haklı hakkın alsa gerektirBana böyle geldi mevladan hitap
Dil tutulur oldem verilmez cevap
Kimine lutfolur kimine azab
Cennet tamu hakdır dolsa gerektirGenc Abdalım hakka yanık olana
İtikadı bütün sadık olana
Hakikatta hakka aşık olana
Divanda şefaat olsa gerektirİZAH
Genc Abdal' ın bu sözü açık olmakla beraber (dünya malına tapma) tabirini yanlış anlayanlar olmasın diye bir iki söz söylemek lazım geldi.Genci demek istiyorki:
Para hırsına mal tamahına düşüp de şunu bunu aldatma...Dünyanın fahiş zevkleri için para toplayacağım diye doğru yoldan sapayım deme.(Helali min allah) dan kazan.İyi bil ki bir gün gül gibi olan bu cemalin solacak hakkın ulu divanına varacaksın.Orada yaptığın işlerden sorulacaksın.Aklını başına iyi topla.Fırsat elde iken iyi amel kazanmağa çalış.Ciddi bir kulluk yapabilirsen divanda sana şefaat ederler.Ey benim sevdiğim nuru penahım
Pirim cemalini göresim geldi
Kaldır nikabını lutfeyle şahim
Pirim cemalini göresim geldiBir ismin Ali' dir , Haydari kerrar
Hasan Hulki Rıza, bir zati envar
Hüseyin şahımdır mümine didar
Pirim cemalini göresim geldiŞah imam Zeynel' dir,Muhammed Bakır
Keremler kanidir Sadıku Cafer
Kerem eyle hüsnün kabesin göster
Pirim cemalini göresim geldiKazım,Rıza,Taki,Naki,Askeri
Cümlenin,Muhammed Mehdi serveri
Muradım isterim bilinem gayri
Pirim cemalini göresim geldiGenci Abdal güzel söyledi halin
Erenlerden almış feyzü kemalin
Ey imamlar şahı göster cemalin
Pirim cemalin göresim geldiGice gündüz zikrim,virdim okurun
On iki imamlar şah deyi deyi
Dost bağında bülbül gibi şakırım On iki imamlar şah deyi deyiCoşkun sular gibi akar çağlarım
Ciğerciğim şerha şerha dağlarım
Şefaat isterim yanar ağlarım
On iki imamlar şah deyi deyiHak Muhammed Ali Padişahımdır
Namazım,niyazım,secdegahımdır
Münacat eylerim adil şahımdır
On iki imamlar şah deyi deyiSen bir gani şahsın senindir şefkat
Keremler kanisin ey nuru kudret
İsterim didarın eleman mürvet
On iki imamlar şah deyi deyiGenc Abdalım dilde saklarım razım
Kıblegahım sensin kıldım niyazım
Kabul eyle meded nazü niyazım
On iki imamlar şah deyi deyiİZAH
Genc Abdalım bu iki nefesinde anlaşılmıyacak bir cihet yoktur.Bütün Bektaşiler gibi;Pirinden on iki imamdan istimdad ediyor.Yalvarıyor yakarıyor ağlıyor sızlıyor ve:Gece,gündüz,benim,nazım,niyazım,virdim,fikrim,zikrim hep sizsiniz eleman,meded,mürvet.) diye çırpınıp duruyor.
( Her mekan bir tur olur gerçek münacat ehline )Muhabbet kapısı açıldı bize
Bu gün pirler ile ülfetimiz var
Gelmesin gallaşlar meclisimize
Bizim erenlerle sohbetimiz varAyni cemde herkes muradın buldu
Donandı meclisler nur ile doldu
Hep erenler evliyalar cem oldu
Bu dem bayramımız seyranımız varPirler ocağında bizim yerimiz
Rizadeyiz taşra çıkmaz birimiz
Dolu kadeh sunar gani pirimiz
Kevser şarabından işaretimiz varPirler huzurunda demler içildi
Kudret hazinesi anda açıldı
O meydanda lalü gevher saçıldı
Erenler halidir hikmetimiz varGenci Abdal tekbir getirdim Allah
Güruh gülbenk ile Allah eyvallah
Pir elinden Giydik elhamdü lillah
Başımızda tacı devletimiz var.İZAH
Gencinin bu nefesi bir ayin cem meclisini tasvir etmektedir.Canlar toplanıyor dem sofrası kuruluyor,peymaneler sunuluyor,kudret hazinesi açılıyor lalü gevher saçılıyor,türlü hikmetler oluyor,Ayin cemde herkes murad ve maksudunu buluyor.) Bütün Bektaşi şairlerinin nefeslerinde buyruklarında mütemadiyen badeden şaraptan bahsetmeleri,onların ne rakının faziletini aleme anlatmak nede şarabın reklamcılığını yapmak için değildir.Bu zümrenin bunu dile dolayıp durmalarının bir sebebi vardır.Rivayete göre Selmanı Pak kırklar meclisinde (ü-züm ) ezmiş.Bu üzümün suyunu birisi içmiş fakat hepsi birden mest olmuş.Gönülleri birlediklerini anlamışlar bunu tecrübe etmek için birisinin kolundan ( neşter) le kan almışlar.Diğerlerinin de kollarından kan fışkırmış.Bu sırada arkadaşlarından birisi dışarıda ( pervane) imiş yani gözcülük , bekçilik ediyormuş ve ayni cemin oturduğu evin damında bulunuyormuş.Onun da kolundan bir damla kan damlamış damın tavanını delerek meydanın orta yerine akmış.Bazı Bektaşi şairleri bu ( üzüm ezme) hadisesini söylediklerini şiirlerde anlatırlar:
Bosneviden:
Münkirin askeri Şama çekildi
Mümin olanlara name yazıldı
Kırkların ceminde (engür) ezildi
Ezen de ezdirende Alidir Ali.