Fuzuli'den;
Her gören aybetti ab-i dide-i giryanımı
Eyledim tahkik,görmüş kimse yok cananımı!
İZAH:
Genç Abdal,son iki nazmında Ali'nin oğlu İmam Hüseyin hakkındaki ruhi duygularını belirtiyor.Bunlardan birisinin,mersiye olduğu bellidir.
SEKAHÜM SIRRI
59.cu nazmında (Sekahüm sırrını faş etme sakın) diyor:(Sekahüm sırrı)dediği,eğer İmam Hüseyin aşkına sunulan ve içilen şerbet veya (ma-i tahir)ise,bunun sır olacak nesi var?Bunu zaten bilmeyen yok..Herhangi bir islam beldesindeki çeşmelerin mihrabelerinde bile:(Şehidler aşkına su.İmamlar aşkına su)gibi yazılar görülmektedir.Eski zamanlarda meşin elbiseli sakalar ve canlı sebiller görürdük,kasaba ortalarında:(Sakiya sun Şah İmamın aşkına atşana su)diye mersiye okuyup gezerler ve her rast geldiklerine kırbalarından (su)verirlerdi.Böyle olunca,ortada saklanacak hiçbir sır yok..Bu böyleyken(Sekahüm sırrı)nasıl bir sırdır ki,faş edilmemesi için sıkı sıkı tenbih edilip durulmaktadır.Yoksa ortada saklanması lazım gelen başka bir hakikat mı var?Eğer cidden böyle bir hakikat varsa,bu kelimenin,yani (hakikat)ismini taşıyan elimenin mahiyyet ve mefhumu,esasen (kabil-i talim ve teallüm olmayan)bir şeydir.
Biz,böyle bir (hakikat)ın medlulünü idrakten çok uzağız ve yazı ile de tarif etmekten aciz bulunuyoruz.Binaenaleyh,kanatımızca ortada saklayacak,gizleyecek hiç bir nokta yoktur.
Eğer,kasd edilen ve saklanması tenbih olunan (Sekahüm sırrı),İmam Hüseyin namına bir iş görmekse,bu husustaki duygularımızı,bir sır telakki etmeyerek,Bektaşilerin özel inancına göre,açıkca ortaya koymakta bir mahzur görmüyoruz.