Dünya yüzünde hiçbir millet yoktur ki,Yezid'i bu yaptığı soysuzluktan dolayı haklı görmüş olsun..Yalnız müslümanlar değil,başka dine mensup kavimler bile,Yezid'in işlediği bu kötü hareketi ayıplamışlar,al-i Süfyan'ın ne kadar hain ve gaddar bir (Zalimler şebekesi)olduğunu takdir etmişlerdir.Bu böyle olmakla beraber,maalesef bazı gayretkeşler,yakın zamana kadar,Süfyanilerin palasını çalmakta ve :
-Hüseyin inatçı bir adamdı,Yezid'e biat ediverseydi ne olurdu sanki!?
Diye,zamirlerindeki eski düşmanlığı tazeleyip açığa vura gelmektelerdi.Hiç şüphesiz ki,bunlar Emevi neslinden,yani Yezid'in soyundan gelmişlerdi.Fakat,bütün islam aleminin lanetlediği bu ailenin torunları olduklarını açığa vurmağa cesaret edemedikleri için,tariki haktan görünerek güya tarafsız bir insan imişler gibi söz söylemekte ve kendi akıllarınca böylelikle İmam Hüseyn'e karşı muahıza hakkını kazanmaktalardı.
İmam Hüseyin:
İmam Hüseyin'in muahızları eğer Muaviye soyundan değilse bi taraf bir insansa muahızzeleri hiç şüphesiz ki işin iç yüzünü bilmemelerinden ileri gelmektedir.Aklı selim sahibi bir insan bilmediği bir mesele üzerinde hüküm yürütemez.Bir işi tetkik ve tahkik ettikten sonra hükmünü verir.Evvela ideal mefkure sahibi bir insan idealini hiç bir zaman feda etmez,yalınız islam aleminde değil,bütün dünyada ideali uğrunda kendilerini feda etmiş bir çok insankar vardır ki,bunların hepsi de aklı selim sahibi insanlar tarafından takdir edilirlerdi.Hususile İmam Hüseyin her hangi bir şahsa da benzemez.Çünkü İmam Hüseyin onu muhıza edenler gibi bi taraf bir insan da değildir.O,İslamiyeti kuranlardan Muhammed'in torunu Ali'nin oğludur.İmam Hüseyin;islam peygamberinin torunudur.İmam Hüseyin;islam peygamberine bütün varlığını feda eden,islam peygamberinin ruhu kalbi mesabesinde sayılan ve bu sebeple islam peygamberi tarafından "benim ruhum,benim etim,benim kanım,benim nefsim dünyada ve ahirette benim kardeşim,yalnız Ali'dir"sözleriyle tebcil ve takdis edilen Kur'anı Kerimde Muhammed'in nefsi Buhari Müslim gibi hadis kitaplarında yazıldığı üzere peygamber tarafından bütün islam aleminin velisi sayılan veliler şahı Aliyel Mürteza'nın oğludur.Onun dedesi Muhammed ve babası Ali:"Bu din islam dini kıyamete kadar devam edecektir ve etmelidir"demişlerdir.Muaviyenin oğlu Yezid'in islam dinini ortadan kaldırmak istemesini hoşgörenler olabilir,fakat buna Hüseyin tahammül edemez,o buna mani olmak için hiç bir fedakerlıktan çekinmez.İslam peygamberinin ve islam velisinin bu kıymetli torunu ve oğlu dedesinin ve babasının eseri olan dinin kaybolmaması için her şeyini feda eder,hatta bir buçuk yaşındaki oğlunu eline alarak Yezid'in cahil askerlerine:
Ey müslümanlar.Bana ve benim sahabelerime kafir diyerek sahabelerimi susuz şehit ettiniz.Bilirsiniz ki islam akidesince"bütün çocuklar,müslüman olarak doğarlar.Büyüdükten sonra babaları ve anaları onları doğru yoldan çıkarır.Şu gördüğünüz bir buçuk yaşındaki çocuk masumdur,müslümanlar hatta sizin ezanda peygamberliğine şahadet getirdiğiniz Muhammed-il Mustafanın kızı Fatümetüzzehranın turunudur.Bu masum susuzluktan ölüyor.Buna olsun Allahın her kese ihsan ettiği sudan bir içim su veriniz"demiş ve "itmamı hüccet etmiştir,"yani delillerini tamamlamıştır.
O büyük İmam bu bir buçuk yaşındaki çocuğa da kıyılacağınıda bildiği halde ona su istemesi bu bir buçuk yaşındaki çocuğa su verirler ümidinden ileri gelmiyordu.O biliyorduki Muaviye'nin oğlu Yezid nasıl bir taş yürekli ise onun ordusunun kumandanı bulunan Sadi İbni Vekasın oğlu Ömer de taş yüreklilikte ve şekavette kendi hükümdarı Yezid'den geri kalmıyacak ve islam peygamberinin bir buçuk yaşındaki çocuğuna bir içim suyu vermiyecek ve hatta onu susuz şehit edecektir.İmam Hüseyin'in gayesi görünürde müslümanız diyen ve hakikatte ise islamiyetten temamile uzak kalan o gruhun ahlaklarındaki mahiyeti bütün insanların gözü önüne yaymaktı.
Nitekim hadise Hazreti İmamın düşündüğü gibi tecelli etti:Sadi Vakkas'ın oğlu Ömer,yanında duran en iyi nişancılardan Hermeleye:Hüseyin'in cevabını ver demesile Hermele İmam Hüseyin'in herkesin görmesi için elinde yükselttiği masumun boğazını nişan aldı.
Peygamberin torunu,dedesi Muhammed'in ve babası Ali'nin vücuda getirdikleri mirasın islam dininin ortadan kalkmaması için uzun uzadıya düşündükten sonra her fedakarlığı yağmağa karar vermişti.Bütün bu fedakarlıklarını Emevi ailesinin hiç bir mazereti kalmaması için ifa ediyordu.Nitekim o büyük imam gayesine vardı.Ve bütün düşündükleri tecelli etti.
Kerbela hadisesinden sonra Muaviye'nin oğlu Yezid'e hak veren vicdan sahibi bir tek insan kalmadı,hatta iki sene sonra Yezid'in oğlu binlerce kişinin huzurunda Yezid'in yaptığı cinayeti tel'in etti ve Yezid'e lanetler yağdırdı..İmam Hüseyin o büyük aklı selimi o büyük ferseti o büyük dehası sayesindedir ki islamiyet mahvolmaktan kurtuldu ve minarelerde "AllahI Ekber""Tanrı Uludur"sesleri devam eder oldu.İmam Hüseyin'in büyük ferağatı sayesindedir ki bütün aklı selim sahibi insanlar hatta hiristiyan alimleri,Emevi ailesinin zihniyetini anladı."Emeviler samimi olarak müslüman olmamıştı,onlar haşimilerden ve haşimileri temsil eden Muhammed ve Ali'den nefret ediyorlardı.Onların gayesi islamiyeti kaldırmak ve eski putperestlik ayinlerini ihya etmekti"hakikati dünya ansiklopedilerine geçti.Bu yanlış mülahaza ile hüküm verenler,Hüseyni de kendileri gibi,alelade bir insan telakki ediyorlar,bu işin ruhunu kavrıyamıyorlar,hatta Hüseyin'in,kimin nei olduğunu hesaba bile katmıyorlardı.
Böyle düşünenler,din kaygısı şöyle dursun,vicdan denilen (hassas ibre ) yi bile harekete getirmiyorlardı.Düpe düz verdikleri hükümlerle Hazreti Peygamberi incitmiş oluyorlar,gayya kuyusunun içine kadar batıyorlardı.Bakınız,Kazım paşa merhum (Makalid-i aşk)ında yazdığı bir mersiyede Cenabı Hüseyin'in dost ve düşmanlarını nasıl ayırd eder:
Bendeganın her ne olsa ravza-i rıdvan bulur
Düşman elbet meyan-i cah-i gayyada solur
Sana (gül)le dokunan bilmezmikim aya nolur?
Sen o vech-i alem-i (Sırr-ı hüviyyet)sin olur
Nur-i zat-i kibriya vechinde rahşan ya Hüseyn!