YENİ Bölüm 46

46 4 0
                                    

Fakat muhammed (makamı velayet ) denilen bir gizli alem olduğunu sezinliyordu.kendisine cibrili emin in vahy getirdiği yeri bilmek istiyordu..bu arzu kendisinde yenilmez bir aşk uyandırdı ve bu aşk yüzünden kırklar cemine girdi.işin tuhafı şu ki kendisinin mübarek vücudu da daha evvel orada mevcut ve hazır idi amma gizli kapı kendisine henüz açılmamıştı.bundan sonra (peygamberlik benlik varlık)daiyelerini tamamen kendisinden nezetti öyle bir yokluk alemine daldı öyle bir tevazua kapıldıki kendisini herkesten ziyade hakir ve fakir ve edna hissetti. koskoca muhammed ortada yoktu...onun ruhu göze görünmiyen diyarlara gitmişti.bu haliledir ki (mutu kable en temutu) sırrını çözdü  ve anladıki (evvel ahir zahir batın )denilen tabirlerin bütün mefhumları tek bir canandan ibaretmiş ve o da kendi öz vücudunda tabiri diğerle kendi beyti şerifinde saklı bir sır imiş.

şemsi:

(mutu kable en temutu)sırrına vakıf olan 

(haşrü neşri bunda gördü nefhai sur olmadan 

 mesneviyi okuyanlar orada hazreti musanın da başına tıpkı böyle bir hal geldiğini öğrenmişlerdir.hazreti musa (turi sina )ya giderken yolda bir çoban kulübesi görmüş.kapısına yaklaşmış.içeriden kulağına bazı sesler aksetmiş. musa kulağını kulübe kapısına yapıştırmış çobanın şu şekilde allaha yalvardığını duymuş.

"ey ulu tanrım !sen nerdesin? kendini bana göster.ben sana hizmet edeyim.senin ayaklarının çarığını dikeyim.sırtının kirlerini yıkayayım bitlerini kırayım .sana koyunlarımın südünden yoğurdundan kaymağından ikram edeyim.musa bu kabil ibadete tehammül edemiyerek kapıyı hızla açmış ve içeriye  girmiş.çobanı bir hayli paylamış.bu sözlerin manasını da birlik noktasından incelersek allaha yalvaran çobanın yine musanın kendi vücudundan başka birisi olmadığını anlamış oluruz.mukaddes kitaplar insanı kamil olanların başına gelen bu hallerin adını (kabe kavseyni ev edna makamı) diye vasıflandırırlar.dikkatle teemül edecek olursak bu kamil adamların hareketleri kendilerine (abdal) dedirtecek kadar garip ve tuhaf bir şekilde alır.bu tasvirimi kötü manaya almayın.yol dilinde (abdal) kelimesi çok yüksek mana ifade eder.(tebdil olmak )yani bir halden diğer bir hale geçmek bir merhaleden diğer merhaleye atlamak gibi manaları ihtiva ettiği için onlara bu sıfatı yakıştırmak hiç de kendilerinin şan ve şerefine bir (şin) vermez. şu şiirleri okuyalımda bu iddiamız teeyyüt etsin:

abdallığın binasını sorarsan 

evvela muhammed ali abdaldır

hakikat ilminin aslın ararsan

cümle ululardan ulu abdaldır

muhammed kırklarda bir hayal gördü

bu ne hayal ? deyip künhüne erdi

firdevsi aladan içeri girdi

öter bülbülleri gülü abdaldır

muhammed kırklara beli bes dedi

aliyi görünce : (allah dost) dedi

muhammed de abdal olmak istedi

üçler beşler kırklar yolu abdaldır

ben bu abdallıktan geriye kalmam

tuttum abdallığı elimden salman 

hem hatice hem fatıma hem selman

kemer bestelerin beli abdaldır.



BEKTAŞİLİĞİN İÇYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin