CEM BİRLEME

37 2 0
                                    

Cem birleme şekli şöyledir:

Kerbela şehidleri için ayin cemdekilere şerbet verilecektir.Bunun için,meydancı,çırakçı veya sakiden birisi yerinden kalkar.Evvelce hazırlanmış olan şerbet tasını eline alır...önceden mürşide sunar,mürşid sağ elinin sırça parmağını şerbet tasına daldırarak bir dua okur ve kendisi ilk defa bir yudum içer,.Saki:(Sakahüm ya Hüseyn)diye diye bütün ayni cemdekilere şerbet tasını gezdirir.Herkes bundan birer yudum içer ve içerken hep bir ağızdan:(Hüseyine Rahmet..Yezide lanet..)okurlar.Bu iş bitince,şerbeti gezdiren zat,dare dikilir ve (Ve sekahüm Rabbühüm Şeraben Tahuren..)ayetini ve bazı duaları okuduktan sonra şu tercümanla bu işe son verir:

Bismi şah..Allah,Allah...

Canü baştan geçmişiz biz(Şah Hüseyin)aşkına

Kerbelayi deşti gamde can verenler aşkına

Dem bedem,hem can gözüyle,Hak görenler aşkına

Ol yezidiler elinde,(teşne-leb)ler aşkına

Kerbelada su su diye ser verenler aşkına

Gözüm yaşın sebil ettim on iki imam aşkına

Sakahüm ya Hüseyn..Ber cemali Muhammed Kemali İmam Hasan ve İmam Hüseyn Ali Ra bülende salevat..Hizmetlerimiz  kabul et ey şah..Bilhakkı ali aba ve ali dergah..Erenlerden haklı hayırlı himmet..Şeyen lillah..Allah eyvallah hü dost..)Mürşid,bir gülbenk okur.Şerbetçi,tası yerine bırakarak oturur.

Sıra,lokmaya gelmiştir.Sofralar kurulup yemekler yenilir,bu esnada da söylenen bazı tercümanlar varsa da,biraz ileride (Tercüman)bahsimizde görüleceğinden,burada yazmıyoruz.Yemek hitamında,mürşid:(Oturan,duran,koğsuz gaybetsiz evine varan...)tercüman ile,halkın dağılmasına müsaade eder.

Ayni cem dağılırken,dışarıda,akşamdan beri kendilerine  bekçilik etmiş olan pervanelere (haklarını helal etmeleri)temennisinde bulurnurlar.Meydan evinde mürşid ile,hizmet gören vazifedarlardan başka kimse kalmayınca,pervaneler içeriye girer,mürşid elinden üçer kadeh dem içerler..Ymemeklerini yiyerek,onlar da evlerine giderler..

Sayın okuyucularım,Bektaşi tarikatının iç yüzü hakkında sizlere bildirdiğim bu hakikatler,geçmiş zamana ait bir keyfiyettir.Bu anlatılan şeyler;artık,tamamen tarihin öz malı olmuş ve hükmünü kaybetmiştir.Zaten böyle olmasaydı,biz,bu işin bam teline dokunamaz,açık açık yazamazdık.Bu tarikat,eskiden nasıl (sır)idiyse,yine öyle (sır)kalmakta devam ederdi...Biz bu kitabı yazmak suretile,halkımızın ve bütün dünya insanlarının zihinlerinde bir (düğüm)halinde yer almış olan (Bektaşi sırrı)mefhumunu tam manasiyle çözmüş ve herkesin gözü önüne sermiş bulunuyoruz.Bunu yaparkende,hiç bir yalana dolana sapmadık,her şeyi,olduğu  gibi,gördüğümüz ve bildiğimiz şekilde açığa koyduk.Bu hizmetimizle yurdumuza,milletimize ve tarihimize yararlı olabilmiş isek,ne mutlu bize...

Sırası gelmişken,sünni kardeşlerimize arzetmek isteriz ki,Bektaşilerin gerek kendilerine,gerekse her hangi bir din ve mezheb saliklerine karşı,bir guna husumetleri yoktur.Burada geçen(Yezid'e lanet)tabiri,çok eski zamanlarda Peygamberin ehli beytine buğzedenlere ait,onların dillerinde yer tutan alışkanlık sözleridir.Bektaşi ve alevilerin bu nevi sözleri sarfetmelerine sebep Muhammed Ali'ye kulluk yaptıklarına inanmalarından ileri gelmektedir.Görülüyor ki,Sünni kardeşlerimizin Bektaşilere (Kızılbaş)dedikleri yersiz olduğu kadar,onların da bu söze kızarak (Yezid)tabiri ile mukabele etmeleri,kezalik yersiz hareketlerdendir.Kanaatımızca,bundan böyle el ele vermek zamanı gelmiştir,her iki tarafın dillerinden ve gönüllerinden bu kabil haksız tabirleri ve gıll-ü gışler çıkarıp atmaları,çok doğru bir hareket olacaktır.

Biz,bugün,tarihin asırları boyunca taşıya geldiği (esrar perdesi)ni açığa koyarak diyoruz ki:

(1300 seneden beri,alevilerin gönüllerinde saklıya geldiği sır (Hüseyin)in aşkından başka bir şey değildir.)Kezalik,(Bektaşilerin de,şimdiye kadar,gizli ayinler tertib ederek uğrunda yanıp yakıldıkları ve göz yaşı döktükleri(Şah),yine (Hüseyin)den başkası değildir.Kim bilir?belkide,bütün mükevvenatın ve bil'hassa islamiyetin dayandığı hakikat bunun üzerinde caridir.Bu meseleyi,Bektaşilerin görüş dairesinde biraz ileride teşrih edeceğiz.Bahsimiz çok uzadığı için,şimdilik bu kadar yeter.

Babı Haydar'dan diğer bir bab'a etmem iltica

Ey (Harabi)çün kızılbaş olduğum alem bilir.

BEKTAŞİLİĞİN İÇYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin