Ya Beyazıt Eger Sen öyle yaparsan Ben senin ömrün içinde yaptığın hatalardan tek bir suçunu bu halka gösteririm halk Bizim Evliya zannettiğimiz Beyazid'in böyle yediği nane varmış ha değerler ve seni taşa tutarlar. Beyazid Yarab onun Kolayı var. Eğer sen öyle yapacak olursan Ben de ne yaparım bilir misin senin rahmeti ilahiyyenden bir iğne deliği kadarını bu halka gösteririm halk; Allah'ım Rahmet Deryası bu kadar Gani iken ibadet etmeye ne lüzum var. derler halkı sana ibadet ettirmekten vazgeçettiririm. Allah; ya beyazid! Ne sen öyle iş tut, Ne de ben böyle yapayım der aralarında Musallaha vaki olur. Mısır hidivi Mehmet Ali Paşa'nın ve debdebesini, onun adamlarının Sırmalı elbiseler içinde geçtiğini gören bir Bektaşi dervişi bunların kimler olduğunu birisinden sormuş Mehmet Ali Paşa'nın kulları olduğunu söylemişler bunun üzerine Bektaşi fukarası ellerini Gökyüzüne doğru açarak: Hey Ulu tanrım Bir şu Mehmet Ali Paşa'nın kullarına bak bir de senin şu fakir kuluna bak bak da utan demiş işte Makamı Naz diye kullandığımız tasavvuf tabiri bu hikayelerden anlaşılır. Bektaşi şairlerinin Pir Mehmet dede ile Derya ile deryabinin makamı nazdan söylenmiş birer nefesini şurada göstermeyi uygun bulduk.