B-Aşağıda gösterilen şekilde ziyaret edilir,müteakıben şu tercüman okunurdu:
Bismi şah.. Allah Allah..
Cemalindir senin nuri ilahi
Yüzündür alemin mihrile mahi
Ayağın bastığı ey mazhari hak
Erenler başının tacü külahı
Niyaz olsun sana dünya ve ukba
Ki sensin dinü dünya padişahı
Bercemal-i Muhammed,kemali İmam Hasan ve
İmam Hüseyin,Ali Ra Bülende salevat.
Tarifi:Oklar gidiş,rakamlar niyaz işaretidir.On dört niyazdan sonra,on beşinci kısma gelince niyaz edilmeden ayakta durulur,ziyaret tercümanı okunurdu.
ŞERİAT AKİDELERİ
Bektaşilerin tarikatle ilgili hallerini bir bir anlattık.Şimdi biraz da şeriat hususundaki akidelerden bahsedelim.(Şeriat)Tabirim,belki,herkesin tuhafına gidebilir,(Bektaşilerin şeriatle ne alakaları varmış?)diyecekler de bulunabilirdi.
1-)NAMAZ:
Halbuki hiç te öyle değildir.Bektaşiler için:(Namaz kılmazlar)diye sağdan soldan tariz vuku buldukça,onların:(Namazda bizim,Niyaz da bizim,İbadet de gizli,kabahat de gizli)dediklerini bilmiyen yoktur.Alevi ve Bektaşilerin bir kısmı namaz kılarlardı.Fakat bu namazları dergahlardaki mescidlerde veya kendi evlerinde gizli olarak kılarlardı.Şehir ve kasaba yerlerinde oturan Bektaşilerden bir kısmınında namaz kıldıkları bilinmeyen şeylerden değildi.Bir bilginimiz Bektaşiliğe dair neşrettiği eserde (kasaba Bektaşilerinin her zaman namaz kılmakta oldukları)tasrih edilmiştir.
Alevi ve Bektaşilerin,namazlarını gizli Muaviyenin minberlerde "Ali Muhammed"e fena söz söylemeyi emretmesi idi.Aleviler,yani Ali Muhammed"i sevenler,bu zalim halifelerin hükümran olduğu yerlerde camilere gitmekten sakınırlardı.Malum olduğu üzere iman ehlinin sevdiği ve salavat getirdiği "Ali Muhammed" Ali,Fatıma,Hasan,Hüseyinle onların evladı idi.İkinci sebepte Alevilerin halıya,keçeye secde etmeyi caiz görmemeleri idi.Alevi ve Bektaşilere göre secde edilirken alın konacak yer ya toprak gibi ana madde olmalı veya topraktan çıkan ağaç ve ot üzerinde namaz kılınmalıdır.Hele kirli ayaklarla basılan yünlerden yapılmış halı ve keçe üzerinde namaz kılmak caiz olmaz.Bu sebeple Alevilere Bektaşiler daima secde ederken alınlarını toprak üzerine koyarlar,secde edilirken her pak ve temiz toprak üzerine alın koymak caizdir.Fakat toprakların en mukaddesi Kerbela toprağı olduğu için secde edilirken alnı Kerbela toprağına koymak tercih edilir.
Çünkü peygamberimizin sevgili torunu Hazreti İmam Hüseyin islamiyeti yer yüzünden kaldırmağa çalışan Emevi halifelerinin zulmünü herkese bildirmek için nefsini feda etmiş Kerbelada iki oğlu,on dokuz akrabası,elli sahabesi ile birlikte şehit olmağa rıza göstermişti.İşte bu sebepledir ki Kerbela toprağı toprakların en mukaddesidir.
Alevilerce mukaddes tanılan bu topraklar Kerbelada hazırlanır tazyik edilir.Yuvarlak veya dört köşe olarak yapılır.Şimdiki liralar büyüklüğünde veya daha büyük olur,etrafı tırtıllıdır.12 köşe vardır.Üzerine."Allah,Muhammed,Ali,Fatıma,Hasan ve Hüseyin"isimleri yazılır ve buna namaz mühürü denir.Namaz mühürü temiz bir kese içine konur ve namaz kılınırken keseden çıkarılarak alın üzerine konacak şekilde secde edilen yere konur.Kerbelada yapılan bu namaz mühürlerini eskiden seyyahlar her tarafa götürürlerdi.