Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
-----------
"Babanın mesleği ne?" Chanyeol heyecanla sorduğunda Gri dudağını büktü. "Bu ne saçma bir soru. O bir avcı, söylemiştim zaten."
Ah, demek bir avcıydı. Efsanedeki insan avcısına kendilerini benzetmesinin sebebi bu olabilir diye düşündü Chanyeol. Gri gerçekten çok masumdu.
"Öyleyse sıra sende." Chanyeol elini kendi göğsüne vurup söylediğinde Gri hımladı. "Yıldızlara ne zaman gideceğiz biz?"
Chanyeol soruyla afalladı. "Ah, bilmem. Belki, büyüyünce."
"Cidden mi? Büyümeyi mi bekleyeceğiz?" Gri üzgün bir şekilde söyledikten sonra iç çekti. "Neyse artık, bekleyeceğiz."
"Evet, şimdi sıra bende." Chanyeol oturduğu çimenlikte bağdaş kurup düşündü.
Evet, gecenin bir köründe bu küçük çocuk yine Chanyeol'ün kapısında bir papatya gibi bitmişti ve Chanyeol de bu sefer eve girmeyip onunla ormana gitmişti. Şimdi hep gittikleri nehirin yanındaki ağacın altında oturuyorlardı ve zaman geçirmek için birbirlerine sorular soruyorlardı. Şimdi soru sorma zamanı Chanyeol'deydi.
"Neden gülümsemiyorsun Gri?" Merakla sorup dirseğini dizinin üstüne koydu ve yanağını eline yasladı. Gri ise omuz silkti. "Çünkü gülmemem gerekiyor. Biliyorsun, avcılar gülmez."
Chanyeol güldü. "Neden gülmezlermiş?"
"Neden mi? Çünkü bir kötüyüz!" Çocuk heyecanla bağırdı. "Yani babam öyle söylüyor. Kötüler gülmeyi ve birilerinden şefkat almayı hak etmezlermiş." Gri üzülüp başını eğdiğinde Chanyeol onun babasının avcı olmayı neden kötü gördüğünü anlamamıştı. Galiba hayvan öldürmenin ciddi bir kötülük olduğunu düşünüyordu.
"Bu yüzden mi dudağından öpmemi istemiyor seni?" Chanyeol söylediğinde Gri kafa salladı. "Aslında, bir arkadaşım da olmaması gerekiyor. Yani, babam bizim arkadaşa sahip olacak kadar iyi insanlar olmadığımızı söylüyor ama bence ben iyi biriyim. Bu yüzden seninle arkadaşım."
Chanyeol bu söylediklerini duyduğunda sebepsizce duygulanmıştı. Gri'ye yaklaştı ve elini tozlu gibi duran saçlarına koydu. "Evet, Gri. Sen iyi birisin ve birilerinin sana şefkat göstermesini hak ediyorsun." Ona yaklaşıp yanağını öptüğünde Gri de onun yanağını öptü. İkisi de babanın kurallarını hayli yıkma meraklısıydılar.
"Chanyeol," Gri yüzünün yanından çekilen Chanyeol'ün ellerini tereddütle tuttu. "Beni yıldızlara götürdüğünde orada babam bana şefkati hak etmediğimi söyleyemeyecek. Bu yüzden büyümeyi beklemeyip hemen gitsek olmaz mı?"
"Oraya henüz nasıl gidileceğini bilmiyorum ki." Chanyeol de çocuğun ellerini tuttu ve onu ayağa kaldırdı. "Amma da uzakta gibi duruyorlar." Çocuk yukarı bakıp mırıldandı. "Belki zıplarsak gidebiliriz."
Chanyeol güldü. "Onu çok denedim ama olmuyor. Yatağım gibi bir uzay aracına ihtiyacımız var." Chanyeol yatağından bahsetmişti çünkü onun yatağını babası özel olarak uzay aracı şeklinde yaptırmıştı. Eğer o gerçek olsaydı ne güzel olurdu!
"Öyleyse neden yatağın ile gitmiyoruz?" Gri heyecanla söylediğinde Chanyeol derin bir nefes verdi. "Onu da denedim ama benim yatağım gerçek bir uzay aracı değil."
"Öyleyse gerçekten büyümeyi beklemeliyiz." Gri omuzlarını düşürüp söyledi. "Umarım büyüyene kadar beraber kalabiliriz."
"Tabikide kalacağız." Chanyeol kaşlarını çattı. "Bizi kim ayırabilir ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until It's Gone || Chanbaek
Fanfiction"Neden saçların gri senin?" "Sen neden hastane kokuyorsan, ondan."