Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
-----------
[Günümüz]
"Pekala, artık girebilirsiniz." Üniformalı polis gülümseyip söylediğinde Seogook da gülümsedi ve ayağa kalktı. Sonunda yazılı ifadesini de vermişti ve eve gidiyordu.
İğrenç polislerden nefret ediyordu ve burada otura otura poposu düzleşmişti! O artık yaşlı bir adamdı, böyle işlerle uğraşmak onu yoruyordu.
Bu davanın yıllar sonra açıldığına inanamıyordu. Seogook bir gün o evin bulunmasını bekliyordu ama bu kadar geç bulunacağını düşünmemişti. O evde olanları unutamıyordu çünkü çocukluktan reddettiği oğlunun başına gelenler ve sonrasında yaptıkları hep o evde olanlar yüzündendi.
Sonunda departmanın boğucu havasından kurtulup kararmış gökyüzüne çıktığında elini cebine soktu. Soğuk havalar daima en iyisiydi. Soğuk havalar artık onun cildine o kadar iyi gelmiyordu ama önemli değildi, Seogook bu havayı hep sevmişti.
Aklına çocukluktan reddettiği oğlu Chanyeol düştüğünde şimdi neler yaptığını merak etti. Onun hakkında hiçbir şey duymak istemese de o bir zamanlar oğlunu çok severdi. Bu yüzden bazen istemsizce bu olanlara küfür ediyor ve oğlunu özlüyordu.
Bu hislerin yakında geçeceğini bildiğinden kendini soğuğa kaptırarak yürüdü. Evi departmana yakındı, gitmek zor olmayacağından arabasıyla gelmemişti. Bugün eşi evde olmayacaktı zaten, ailesini görmeye gitmişti. Eve erken gitmesine de gerek yoktu.
15 dakikalık bir yürüyüşten sonra iki katlı beyaz evine geldiğinde bahçe kapısını açıp hızla bahçeye girdi ve güzel evine baktı. O anda üst kattaki camın perdesinin hareket ettiğini gördüğünde, korkuyla yerinde kaldı ve o cama bakmaya devam etti.
Yanlış mı görmüştü? Evde kimsenin olmaması gerekiyordu fakat o sanki perde oynamış gibi gördüğüne emindi. Acaba eve hırsız mı girmişti?
"Haylaz çocuklar." Hırsız olduğunu varsayarak hep yanında taşıdığı silahını belinden çıkardı ve eve doğru gitmeye başladı. Sonuçta o dedektiflik içini uzun yıllar yapmış bir adamdı, böyle olaylara oldukça alışıktı.
Cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açacakken kapının aralık olduğunu görmesiyle gülmek istemişti. Evine giren hırsızlar oldukça çaylaktı galiba, kim girdiği evin kapısını açık bırakırdı ki?
Hırsızları yakalamasının kolay olacağını düşünürken kapıyı açtı ve hızla yandaki ışığı açıp silahı doğrulttu fakat kimse yoktu.
Saklanmış olabilirler miydi? Ya da arka camdan kaçmış olabilirlerdi.
Etrafına bakınırken, tek bakmadığı yer olan kapının arkasındaki adam hızla arkasından atıldı ve kafasına silahının ucunu geçirerek bayılmasını sağladı.
Ve hırsız sandığı adamın kollarına bayılan Seogook, ölmesi gereken ilk kişiydi.
~
Seogook ağrıyan başı ile düşmüş kafasını kaldırırken bir yerde bağlı olduğunu fark ediyordu. Etraf karanlıktı ama kendi evi olduğuna emindi.
Lanet, evine giren kişi her kimse belli ki bir hırsız değildi! Bu işleri biraz karıştırıyordu.
"Beni sırtımdan vurmak, bu çok acı vericiydi Seogook." Karanlığın içinden çıkan adam konuştuğunda karanlıkta dahi gördüğü gri saçlarından dolayı gözleri büyümüştü. "Bunun mecazi anlamda olmasını isterdim ama işe bak, sen gerçekten beni sırtımdan vurdun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until It's Gone || Chanbaek
Fanfiction"Neden saçların gri senin?" "Sen neden hastane kokuyorsan, ondan."