Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
----------
"Gri!" Chanyeol ormanda gezinirken mutlulukla Gri'nin ismini bağırıyordu.
Elinde tuttuğu kahverengi kutu elini yormuşken önemsemedi ve ormana doğru biraz daha bakındı. Ormanın derinliklerine gitmek istemiyordu çünkü bu orman çok büyüktü, Chanyeol'ün de dokuz yaşında olduğunu varsayarsak kesinlikle kaybolurdu.
Chanyeol onu bir an önce görüp gitmeyeceğini söylemek istiyordu. Gri bunu duyduğunda çok sevinecekti, emindi!
"Gri! Neredesin?" Chanyeol Gri'yi bulmak için ormanın ortasından geçen yola doğru tereddütlü adımlar attığında Chanyeol Gri'nin hep buralarda dolaşmaktan nasıl oluyor da hiç korkmadığını anlamıyordu. Halbuki küçücük bir şeydi, Chanyeol onun yaşındayken dışarı tek başına çıkmaya bile korkuyordu.
Fakat şimdi büyümüştü. Çoktan dokuz yaşına girmişti, yakında on olacaktı hem de! Chanyeol büyüdüğü için kendiyle gurur duyuyordu.
"Amanın, Chanyeol!" Chanyeol tereddütle ormanın içine yürürken aniden arkadan üstüne atlayan küçük çocuk yüzünden korkmuştu. Onun nereden çıktığını hiç anlamamıştı ama beline yapışmış olduğunu fark edebiliyordu.
"Sonunda. Seni arıyordum." Chanyeol ona dönmek ve sarılmak istedi fakat Gri ona arkadan öyle sıkı sarılmıştı ki, geriye dönemiyordu. "Gitmemişsin. İnanamıyorum, gitmemişsin!" Gri ona arkadan sarılmayı bıraktı ve önünü dolanıp bu sefer de boynuna zıpladı. O kadar hızlıydı ki, Chanyeol şaşıp kalmıştı. "Nasıl oldu da gitmedin? Kaçtın mı yoksa? Yoksa benimle kalmaya mı geldin?" Gri heyecandan hızlı hızlı konuşurken dilinin dönmediği birkaç harfi yutmuştu ve bu çok tatlıydı!
Gri Chanyeol'ün boynuna sarılmak için Chanyeol'ü kendi boyuna kadar eğmişti ve Chanyeol böyle durmaktansa onu kucağına almayı daha mantıklı bulup Gri'yi kucağına aldı.
Gri hemen bacaklarını ona sararken merakla bakıyordu. Chanyeol onun gözlerindeki merakı söndürmek için sırıttı ve söyledi. "Ailem gitmekten vazgeçti."
"Yaşasın!" Gri kollarını yukarı kaldırıp bağırdığında Chanyeol düşmemesi için onun sırtından tutmak zorunda kalmıştı. "Yıldızlara gidebiliriz öyleyse! Seni daha çok da öpebilirim, bir sürü sarılabilirim!" Gri Chanyeol'ü sanki epeydir görmüyor gibi Chanyeol'ün yanaklarına öpücükler bırakırken aynı zamanda sıkıca sarılıyordu.
"Aman be, çok yapışık bir çocuksun sen!" Chanyeol gülüp onu koltuk altlarından tuttu ve kendinden ayırdı. "Şuna bak, yüzümü ıpıslak ettin!"
"Çünkü seni çok seviyorum, ondan öptüm. Böyle Dünya kadar seviyorum. Hatta evimiz kadar!" Büyük ihtimalle Dünya Gri'nin evinden kat be kat daha büyüktü ama Chanyeol onun bu tatlı sevincini bozmak istemiyordu. Bu yüzden ellerini bu sefer de sevgisini göstermek için iki yana açan Gri'ye bakıp sevgi doldu.
"Ben de seni evimiz kadar seviyorum." Chanyeol onun yanağını öpüp söylediğinde Gri geriye çekilip güldü. "Yapma bak, gülüyorum sonra!"
Chanyeol Gri'nin gülüşünü ilk defa gördüğü için ağzı açık bir şekilde kaldığında Gri mutlu yüz ifadesini yüzünden sildi ve eski haline geri döndü.
Chanyeol uzun zamandır yıldızları izliyordu. Yıldızlar çok parlaktılar ve bu yüzden her zaman onları görmek istemişti. Fakat Gri, bütün bu yıldızlardan daha parlaktı. Bu Chanyeol'ü ona sanki en parlak yıldızmış gibi bakmaya zorlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until It's Gone || Chanbaek
Fanfiction"Neden saçların gri senin?" "Sen neden hastane kokuyorsan, ondan."