Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
------------
"Evet, Park Chanyeol." Chanyeol koltuğa doğru eğdiği başını duyduğu ses ile kaldırmıştı. Kötü ışıklandırma yüzünden gözleri kısılırken karşısına oturan adam ona dikkatlice bakıyordu. "Nesin sen, bir bela çekici mi?"
Karşısındaki adam Chanyeol'ün bir hayli korktuğu ses tonuyla konuştuğunda, Chanyeol yutkundu. "B-ben hiçbir şey yapmadım."
"Yapmadın, tabi." Adam arkasına yaslandı ve güldü. "Bütün suçluların dediği gibi, yapmadın."
Chanyeol korkudan mı yoksa pişmanlıktan mı olduğunu bilmediği titremesini durduramazken orada burada beliren korkunç adamın yeniden gelmesinden korkuyordu. "Yemin ederim, ben onu öldürmek istemedim."
Chanyeol titrek nefesleri arasından konuştuğunda adamın sesini yeniden duydu. "Kimi öldürmek istedin öyleyse?"
"Ben, o adamı öldürmek istedim. Bizi kaçıran ve sürekli yanıma gelen adamı." Chanyeol'ün gözleri yeniden dolarken vicdanı bütün bedenini sancılar içinde bırakıyordu. "Ben Eunji'yi öldürmek istemedim, yemin ederim."
"Sizi kaçıran adam demek, güzel." Adam duyduğu ile keyiflenirken ayağa kalktı ve odada olan siyah telefona doğru gidip telefonu açtı. Yaklaşık otuz saniye sonra açılan telefona söyledi. "Kaydı durdurun."
Chanyeol'ün kaşları çatılırken kafasını kaldırıp adama baktı.
Chanyeol, sorgu odasındaydı ve sorgulanıyordu. Öyleyse bu adam neden kaydın durdurulmasını istemişti ki?
Adam siyah telefonu kapatıp Chanyeol'e döndü. "Beni tanıyor musun, Chanyeol?" Yavaş adımlarla Chanyeol'ün karşısına geçen adam söylediğinde Chanyeol yutkundu. "Polis değil misiniz? Neler oluyor?"
"Polisim elbette." Adam Chanyeol'e korkacağı bir gülümseme verip ellerini cebine soktu. "Öyleyse söyle bakalım, neler görüyorsun?"
Chanyeol adama küçülmüş göz bebekleri ile bakarken aceleyle söyledi. "B-ben, o adamı görüyorum. Babamın arkadaşı olan o adamı, Namjoon'u öldürmemi sağlayan adamı görüyorum. Her şey onun suçu. O bana Eunji'yi öldürttü." Chanyeol itiraf edip cezası neyse çekmek istiyordu. Hayatına böyle devam edemezdi. O bir deliydi, bir yere kapatılması gerekiyordu.
"O adam geliyor ve sen onu öldürüyorsun. Fakat o adam orada değil, yerinde başka biri var. Eunji'yi böyle öldürdün, değil mi?" Adam yeniden sorduğunda Chanyeol kafasını olumlu anlamda salladı. "Evet."
Adam Chanyeol'de olan her şeyin tam istediği gibi gitmesinden büyük bir zevk duyarken sırıttı."Güzel. Öyleyse bu oyuna devam edelim."
Chanyeol adamın dediği ile eğdiği başını öyle hızlı kaldırmıştı ki, boynu acımıştı. "N-ne?"
"Seni tutuklamıyorum ya da seni deliler hastanesine tıkmıyorum. Hayatına devam et, o adamı görmeye devam et. Fakat sen hasta değilsin, bunu biliyorsun değil mi?" Adam yavaşça Chanyeol'e doğru geldiğinde Chanyeol yutkundu. "Hayır, ben bir hastayım. Beni tutuklamalısınız!"
Chanyeol bağırdığında adam başından beri masanın üstünde duran çantadan bir şeyler çıkardı. "Hayır, Chanyeol. Sen bir hasta değilsin." Adam bu kelimelerini sürekli tekrar etmeye başladığında Chanyeol kafayı yiyecek gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until It's Gone || Chanbaek
Fanfiction"Neden saçların gri senin?" "Sen neden hastane kokuyorsan, ondan."