Elden geldiği kadar hızlı gitmeye çalışıyorum. Ana konuya gelmek için mantık çerçevesi olsun istiyorum. Sabr önemli.
''Biraz daha röntgene bakarsanız kolumla aşk yaşadığınızı düşüneceğim.'' Oturduğum yerden kalkıp Bayan Mahmoud'un yanında dikeldim. Kırık bir kola bakıyordu bu kadar beklemenin amacını anlamıyordum.
''Aşk yaşayacak vaktim yok. Yine de...'' Röntgeni alıp masaya bıraktı. ''Söylemeliyim ki çok fazla şanslısın. Kolunun durumu iyi, sana iki gün sonra çıkması gerektiğini söyledim alçının ama röntgende sorun yok. Düşme açını bilmiyorum, alçı korumuş olmalı.'' Gözlüğünü takıp dosyamı açtı. ''Sadece üç hafta alçıda kalmış fizik tedavi vermeyeceğim. Sen yine de bir hafta göstereceğim hareketleri yap.''
''Amuda kalka bilecek miyim?'' diye sorduğumda Bayan Mahmoud bana baktı. Bakışı çok komikti.
''İstediğini yapabilirsin gayet sağlıklısın.'' Gülerek birkaç kağıt uzattı. Kağıtlara baktığımda içinde yapmam gereken hareketler vardı.
''Pekala, teşekkür ederim. '' çıkmak için ayağa kalktığımda Bayan Mahmoud'un sesiyle durup ona baktım.
''Eva, aslında Tess ile senin hakkında konuştuk ve düşündük ki artık sende üniversitemizin, aynı zamanda hastanemizin çalışanlarındansın. Öğrencimiz değilsin. Neden öyle yemeklerinde bize katılmıyorsun? Aramızda seni görmekten mutluluk duyarız.'' Dediğinde nazikçe güldüm. Şalımın ucuyla oynadım birden. Size biri güzel bir şey derdi ve siz utanıp saçlarınızın ucuyla oynamaya başlarsınız ya işte tesettürlü bir kadın için dışarıda saçı başındaki örtüsüdür.
''Bu çok nazik, mükemmel bir teklif. Şuan içimdeki sevinç tarif edilemez, altı yıl önce burada yeni geldiğimde sıradan bir öğrenciydim şimdi ise profesörlerle oturup öğle yemeği yiyecek konuma geldim. Bu Allah'ın büyük bir lütfu Bayan Mahmoud fakat ben buraya gelirken tek değildim. Biz üç kişi geldik, üçümüzde bu konumu başarana kadar yan yana olsak daha iyi olacak.''
''Anlıyorum, bu senin düşüncen ama fikrin değişirse unutma her zaman yanımıza gelebilirsin.''
''Teşekkür ederim.'' Sessizce odadan çıktığımda karşımda Melisa ve Hira dikeliyordu. Hira'nın kucağındaki küçük yaramaz siyah şey bana bakıyordu.
''Hayatımda gördüğüm en çirkin çocuğu doğurmayı başarmışsın Hira.'' Gülerek Khan'ı kucağıma aldım. ''İsmi hele... Khaled isim seçme konusunda berbat. Çocuğa kendi ismini verecekmiş az daha!'' Yedi aylık bir bebeğin getirisi olarak her şeye el atıyordu. Önlüğümde ki yaka kartını alınca da ses çıkarmadım.
''Amerika da yaşıyoruz. Benim kocamı ve oğlumu hem ten renginden dolayı hem de inancından dolayı öldürüyorlar bu ülkede. Khaled isterse kendi ismini bile verebilir oğluna.''
''Pekala, bu konu hakkında fazla doluymuşsun. '' dedikten sonra Khan'ı alnından öptüm. Hayatımda gördüğüm en tatlı bebeklerden biriydi.
''Elbette ki bu hakkında dolu olacağım. Bir gün önüme Amerikan polisi bir katil getirip akli dengesi yerinde mi diye rapor alırken o katil kocamın ve çocuğumun katili olabilir!''
''Yeter cidden içim şişti...'' Melisa araya girip Hira'yı kolundan çekip sürüklemeye başladı. ''İnanın bugün fazlasıyla savaşla ilgili haber izledim. Biliyorum dünyanın öbür ucunda insanlar ölürken dinlenmek istemeye kimsenin hakkı yok. Beş dakika dünya top yekün savaşa girmeden iki dakika dinleneyim...'' Hızlı hızlı yürürken arkalarında tek elimde Khan'ı tutarak ilerledim. Alçının yeni çıktığı elimi yavaşça hareket ettiriyordum. Sızı gibi tuhaf bir his vardı. Üç haftadır hareket olmamasının sonucu buydu. En sonunda sıcak havaya çıktığımızda derin bir nefes aldım. Etrafıma baktım. Herkesin önünde kitaplar aralıksız okuyordu. Bazı gençler ağacın dibine oturmuş telefon ve sohbet arası gidip geliyordu. Boş olan bir banka ilerleyip oturdum. Yanıma oturan kızlar sessizce etrafa bakıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Geçmişten Gelen
Romance14 Temmuz 2016- 7 Temmuz 2020 Eva Serisinin 2. Kitabı. 1. kitapda kalan aşklar, görevler, gizemler devam etmek ve nokta konmak zorunda. (1. Kitabı okuyunuz lütfen)