36. Bölüm

715 88 17
                                    

-

Şöminenin karşısına oturmuştuk. Athan'a yaslanmıştım. Ayakkabılarımı çıkarıp kenara bırakmıştım. Topukluları uzun süre nasıl giyiyorlardı? Atmosfere uymak için kadehlerimizide getirmiştik. Alkolsüz şampanya bana göre değildi. Athan'ın da sevdiğini düşünmüyordum. O da içmiyordu. Biz sabahlara kadar kitap okumaya alışmış insanlardık. Zift gibi kahveler bizim damak zevkimize uygundu. Kedim şöminenin önüne gelip durdu. Bize döndü ikimizede aşağılayıcı bakışlar atıyordu. Aniden poposunu yalamaya başladı.

''Bu kedi beni sevmiyor.'' Dedi Athan.

''Şuan ikimizi de sevdiğini düşünmüyorum.'' Suratımı buruşturup baktım. Romantik ortamın ortasına gelip poposunu yalamak neydi? Athan'ı sevmeme sebebi bendim. Aramız bozulduğunda Athan'a bayılıyordu. Athan yanıma gelince tuhaf davranıyordu. ''Kedimiz seni seviyor olmalı. Seninle beni yanyana görmeye dayanamıyor.''

''Kedine psikolojik inceleme mi yaptın?'' Athan'ın sorusuyla kafamı kaldırıp ona baktım.

''O da bir canlı birilerini sevebilir ama kötü haberim var kısırlaştırdım.'' Bunları söylerken gülmeme engel olamamıştım.

''Arsızdan bebek sahibi olmayı düşünmüyorum ama sen istersen... Çalışmalara hemen başlayabiliriz.'' Burnumun üzerine öpücük kondurdu. Kafamı olumsuz anlamda salladım.

''Anne olmak için kendimi hazır hissetmiyorum.'' Kafamı hemen indirdim. Bir çocuğum olsaydı ona vakit ayırabilir miyim bilmiyordum. Kendime vakit ayırmak lüks bir olaydı. En önemlisi ya annem gibi olursam... Athan'ın saçlarımın arasına bıraktığı öpücük düşüncelerimi dağıttı. Bu sefer patisini yalayan kediye baktım.

''İtiraf etmeliyim ki Arsız'ın bacakları daha güzel.'' Dediğinde Athan'ın kahkahası salonda yankılandı. Tekrar kafamı kaldırıp ona baktım.

''Lütfen alınıyorum.'' Ellerimle bacaklarımı gösterdim. Elbise komple bacaklarımı açıkta bırakıyordu. ''Arsız biraz esmer sen kızıllardan hoşlanıyor olmalısın. Evlilik cüzdanı öyle söylüyor.''

''Şiii, evlendiğimi duyarsa üzülebilir. Onunla gönül eğlendirdiğimi düşünmesin...'' Athan'ın bacağını cimcikledim.

''Kedimle dalga geçmeyi bırakır mısın!?'' birbirlerine alışıyorlardı ama aralarında çekişme vardı.

''Rahat bırakıyorum... Üniversitenin yıllık balosuna katılacak mısın?'' athan'ın sorusuyla ondan uzaklaştım. Ona döndüm.

''Sen gidecek misin? Gideceksen bende giderim.'' Dedim. Başından bu yana böyle düşünüyordum.

''Bu elbiseyi giymeyeceksen giderim.'' Dediğinde kahkaha atma sırası bendeydi. Elimdeki kadehi kenara bıraktım. Dizlerimin üstüne kalktım.

''Kıskandın mı?'' Hafifçe öne doğru eğilip burnunu sıktım. Ben kendimi koruyordum diğer insanlardan giyinişim ile peki onu nasıl koruyacaktım? Yakışıklılığı başımıza bela oluyordu.

''Hayır, ne kıskanıcam... Beden senin. Giyinişine karışmak bana düşmez. Giymesen daha iyi olur.'' Gözlerini benden kaçırmıştı. ''Arkadaşlarım bu gece için Avustrulayadan gelecek.''

''Ne?'' duruşumu düzeltip yere oturdum. Bana bunu neden önceden haber vermemişti. Hazırlık yapardım. Evin baştan aşağı temizlenmesi lazımdı. Kapalı havuzun bakımı yapılmalıydı, sinema odasının, spor odaları toparlanmalıydı. Alışveriş yapıp misafir odalarını hazırlatmalıydım. ''Athan bir sürü hazırlık yapmamız lazım. Haftaya kadar bunlar yetişmeyecek!'' dediğimde bana inanmayan gözlerle baktı.

''Otelde kalacaklar. Akşamları biraz takılırız o kadar.''

''Lütfen ben bir Türk'üm evim müsait ise misafirimi otelde süründüremem... Of inanmıyorum! Rosalinda ve Noach'da geceye katılacak. Onlar asla otelde kalmaz. David'in veya annemin evinde de kalmazlar. Noach her sabah yüzer, Rosalinda ise sırf gıcıklığına burada kalır. Dört tane misafir odası var... Arkadaşların kaç kişi?'' sorumla bir süre düşündü. Neden düşünüyordu? Arkadaşları kaç kişi olduğunu bilmiyor muydu?

Eva; Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin