25. Bölüm

2.1K 194 6
                                    


Ön yargının kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu defalarca hikayemde de dile getirdim. Bence bırakmalıyız bu iğrenç şeyi... İyi okumalar. 

Profilimde diğer hikayelerimi bulabilirsiniz.

Hastanenin kapısından girdiğimde kimse beni beklemiyordu. Bu kapıyı hayatımda kullanma sayım bir elimin parmaklarını geçmezde sayısı. Resepsiyonun yanından geçerken içimdeki sakin olma hissine sahip çıkmaya çalışıyordum.

''Elizabeth Stefaniak'ı bul. Acilde onu acilen beklediğimi söyle!'' resepsiyondaki kıza bakmadan hızla ilerledim. Beth'in kim olduğunu bilmiyordu. Kızı bugün kendime asistan olarak atamıştım. Kimsenin haberi yoktu. Oradaki kız zekiyse nerede arayacağını bilirdi ismi.

''Bayan Stewart! Bayan Stewart!'' arkamdan gelen sesle durup hızla arkamı döndüm. Akemi bana doğru koşuyordu. Kaygan zeminde hızını alamayıp duramayınca üstüme düşmeden son anda kenara çekildim. Akemi yere düşmeden kendini koridordaki koltuklardan birine attı. ''Beth'i arıyordunuz sanırım.''

''Evet.'' Dedim. Ellerimi devam et anlamında göğsümde birleştirdim.

''Beni de asistanınız olarak seçtiğinizi hatırlıyorum.''

''O zaman beni durdurma peşime düş.'' Onu beklemeden yürümeme devam ettim. Akemi'nin birkaç saniye sonra ayak sesleri peşime takıldı. ''Markette küçük bir kaza yaşandı, acile ailesi de geldi. Git nöbetçi psikolog veya psikiyatır bul.''

''Bayan Stewart siz buradasınız.'' Dediğinde durup boş koridorda karşıya baktım. Yavaşça yanımda duran Akemi'ye döndüm. Genlerinden dolayı kısa boyuyla bana bakıyordu.

''Hastaya faydalı olacağımı düşünseydim burada sana emirler vermek yerine hastanın yanında olurdum! '' dedim ve önüme dönüp yürümeye devam ettim. Koridorda benim dışımda ayak sesi yoktu. ''Akemi!'' bağırmamla birlikte yanımdan hızla koşup giden silüet ile derin bir nefes aldım. Beni zorluyorlardı. Yorulmuş olabilirdim. Asla yorgun olduğumu hissetmeme izin verilmemişti. Durup dinlenmek için vakit olsaydı hissedecektim.

Köşeyi dönmek için koridorun sonuna doğru yaklaştıkça bağırma sesleri geliyordu. Acilde işler yolunda gitmiyordu sanırım. Köşeyi döndüğüm anda beynim ayaklarımı durdurdu. Bağırma sesleri kulaklarıma mantıklı birer cümle olarak geliyordu artık.

''Sana küçük basit bir cümle söyledim! Sen bunu anlamayacak kadar aptal mısın?'' Athan'ın bağırması acil koridorunda yankılanıyordu. Acil kapısından çıkan sağlık görevlileri Athan'ın sinirlerini görünce geri giriyorlardı acile. Allah'tan hasta yakını yoktu koridorda.

''Bay Stewart ambulansta yer yoktu, Bayan Stewart'ın arabası vardı...''

''Sus! Pişkin pişkin utanmadan bahane üretiyorsun. Eva'yı ambulansa bindirmeni söyledim! Ben oradaydım sen gerekirse o ambulansa binmeyeceksin ama benim dediğimi yapacaksın! Eğer, Eva'ya bir şey olursa...'' Athan Samuel'e doğru bir adım attı. Elinde tuttuğu ceketini sandalyelerden birine attı. ''Cerrah olmayı bırak doktor dahi olamazsın.'' Sinirle Samuel'in omzunu silkeledi. Samuel o atmosferden kurtulmak için gözlerini kaçırdığında benimle gözgöze geldi. Gözündeki nefret ve alaycı ifadeyi gördüm.

''Eğer Eva'yı tanısaydın o bencil kadına hiçbir şey olmayacağını bilirdin.'' Dediğinde yanağımı ısırdım. Samuel başıyla beni gösterdi. Athan onun gösterdiği yeri görmek için bana dönerken Samuel arkasını dönüp acil üçe girdi.

''Eva!...'' Athan hızla yanıma gelip bana sarıldığında ben öylece kaldım. Samuel'in söyledikleri beynimin içinde dönüyordu. Başımı hafifçe yana kaydırdım. Athan'ın kolunun yan tarafından Samuel'in durduğu yere baktım. O bakışlarındaki anlam hala havada asılıydı. Benim gözlerime ulaşıyordu. ''O aptala seni ambulansa bindirmesini söyledim! Seni orada bırakmak asla istemedim...'' Athan bir şeyler söylerken onu tam anlayamıyordum. İnsanlara karşı tavır almak bu kadar kolay mıydı? Görüş açıma giren silüet ile gözlerimi kırptım. Karşımda bize bakan Pier ile gözgöze geldim bu sefer. Nefret duygusunun en saf hali ile bana bakıyordu. Belki de bu seferki duygu benim bakışlarımdan yansımaydı. Ellerim kendiliğinden kalkıp Athan beline dolandı. Athan'ın kollarını daha sıkı sardığını hissettim. ''... Özür dilerim.'' Dediğinde bunu duydum.

Eva; Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin