26. Bölüm

1.8K 170 7
                                    


Sırtımdaki sıcaklıkla kıpırdandım. Güneşin yakan tatlı sıcaklığı uykumu bölmüştü. Gözlerimi araladağımda güzel bahçemin sonbahar manzarı ile karşılaştım. Yavaşça doğrulup gerinirken esnemeyi unutmamıştım. Sağ tarafıma baktım. Athan yoktu. Yanıma gelip bana sarıldığını hatırlıyordum. Onun için seçtiğim kitap yoktu. Üzerimde onun tişörtü vardı. Şimdi yoktu.Yoğun bir insanın karısı olmak zordu. Birbirinizi tanımadan evde yaşıyordunuz.

Şezlongdan kalkarken yavaştım. Güneş çok güzeldi. Ayağa kalktığımda Athan'ın tişörtünü çıkarıp kenara bıraktım. Pantolonumu çıkarıp onun üstüne bıraktım. Havuza uzun uzun baktım. Bu konuyu aşmıştım. Yaşadığınız bir kazayla ömür boyu yaşayamazdınız. Uzun yıllar sonra ilk defa havuza girmiştim geçen yıl. Düşünmeden koşarak havuza atladığımda ayaklarım yere basana dibe batmayı tercih ettim. Ayaklarımın temasını hissettiğimde yukarı, tam suyun içinden bulanık şekilde gülümseyen güneşe doğru yüzmeyi tercih ettim.

Başımı sudan çıkardığımda derin bir nefes aldım. Saçlarımı geriye itip yüzümü güneşe döndüm. Vücudumu sertbest bıraktığımda suyun üzerinde salınıyordum. Havanın soğuk olduğunu ancak o zaman anladım. Yine de çıkmadım. Bir süre daha suyun üzerinde durmayı tercih ettim. Soğuk dayanılmaz bir hal aldığında hızla suya dalıp kenara doğru yüzdüm. Kenardan destek alıp kendimi yukarı çektim. Şuan bir dergiye poz versem ancak bu kadar havalı hissederdim. Kendini şu hayatta şımartmadan yaşayamazdın.

'Biliyorum teşekkür ederim, çok güzel pozlar verdim.'' Diye söylendim. Kendi halime gülmeden edemedim. İçeri koşmadan önce –soğuk fazla şımarmama izin vermemişti- üzerimden çıkardığım kıyafetleri almak için döndüm. Tam almak için eğildiğimde duyduğum ıslık sesiyle arkamı geri döndüm.

''Çok iyi pozlardı!''Athan pislik bir sırıtış takınmış bana bakıyordu.

''Beni dinliyordun!'' Bakışları vücuduma indiğinde dinlemediğini anladım. Elimle vücuduma gittiğinde nereyi kapatacağımı şaşırdım. ''Aaa! İç çamaşırlarım var. Seninle uğraşmayacağım. Sapık!''

''Kocasına böyle seslenen birini ilk kez duydum... Hem...'' Athan elindeki havluyu havaya kaldırdı. ''Kocası karısını düşünürken.''

''Üşüdüm.'' Havluya doğru hamle yaptım. Daha ikinci adımımı atmadan Athan havluyu geri çekti.

''O benim!'' Athan havluyu kenara atıp kendini havuza attığında titreyen çenemle ona baktım. Bilerek yapmıştı o benimdi. Biliyordum. Üzerinde kıyafetleriyle yüzecek kadar aptal değildi. Aptaldı. İkinci kez düşünmeden havuza Athan'ın peşinden atladım. Ayaklarımın tekrar yere değmesi için dibe batmama izin verdim. Bu sefer ayaklarım yere değmeden belimden tutulup yukarı çekildim.

''Hey!'' ağzımdan suları çıkararak söylendim. ''Ne yapıyorsun Athan?''

''Sen ne yapıyorsun?''

''Dibe batıp çıkacaktım.'' Diye söylendim. Yüzmüyordum. Çünkü Athan beni tutuyordu. Sesini çıkarmadan öylece duruyordu. Üzerinde spor kıyafeti vardı. ''Sen duş almadan mı girdin havuza?''

''Şey... Ben...'' diye gevelerken ağzında omuzlarına elimi koyup tüm gücümle onu aşağı bastırdım. Ama unuttuğum bir şey vardı beni hala Athan tutuyordu. Benim yapmak istediğimi o yaptı beni ve kendisini en dibe çekip oradan geri yüzeye çıktı. ''Böyle yapacaksın!''

''Elli altı kiloluk kızı aşağı çekmesi kolay! Ben seni nasıl aşağı çekeceğim.'' Ona yaklaşıp burnumu burnuna değdirdim.

''Orasını sen çözeceksin.'' Burnunu hareket ettirip kıdıkladı. ''Seni öpebilir miyim?'' sorusuyla sırıttım. Kafamı olumlu anlamda salladım. Dudakları yavaşça dudaklarıma değdiği anda telefonum çaldı. Benim bu telefona cevap vermem gerekiyordu. Dün başhekimle başım beladaydı. Athan ne yapacağım diye gözümün içine bakıyordu. Özür dilercesine ona bakıp ellerinin arasından kurtuldum. Kenara doğru yüzerken küfür ettiğini duydum. Telefonumun bu kadar küfür yediğini ilk defa duyuyordum. Havuzdan çıktığımda Athan arkamdan bağırdı. ''Havluyu al!'' dediğinde eğilip havluyu aldım. Vücuduma sarıp telefonumu açtım.

Eva; Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin