Arabadan inmeden önce topuklularımı giydim. Topuklu ayakkabı ile araba kullanmak işkenceydi. Kapımı açıp indiğimde arkamda koruma ordusunun arasında iki araba durdu. Kapıları açıldığında tüm aile en özenli giydikleri kıyafetleri ile arabalardan iniyorlardı. Bugünün yıldızı ben değildim. Şimdilik.
''Anne, Elif'i tutar mısın?'' abim kızını anneme verip telefonunu açtı. Hepsi telaşla abimin peşindeydi. Bugün kongrede öğretim görevlisi olarak okunacaktı. Kimse beni bilmiyordu. Sırıtıp onlara doğru ilerledim. Annem torunundan bakışlarını ayırıp bana baktı. ''Anne olduğunda Eva, herkesi daha farklı seveceksin.'' Dedi. Çok alakasız cümleye tepki veremedim. Gülüp Elif'in bana uzattığı kollarına karşılık verdim. Onu kucağıma aldım.
''Eva!'' büyükannemin otoriter sesiyle arkamı döndüm. Bana doğru gelirken ondaki özgüvenin kimsede olmadığını fark ettim. ''Helikopter pistinde dedeni karşıla, bizde içeri geçelim. David yeterince heyecanlı onu bu işle uğraştıramam.''
''Tamam.'' Dedim. ''Elif'i de benimle götürüyorum.'' Nisa abimin kravatını düzeltirken bana bakıp kafasını salladı. Olumlu cevabı alınca kimseye bakmadan ilerlemeye başladım. Arabayla gidecektim. Üniversite denilen yer kendi ütopyasının olduğu bir yerdi. Burası bir gezegendi. Her yer hem yürüme mesafesinde, hem değildi. Ruh halinize bağlıydı. ''Saçma düşünceleri bırak.'' Kendime kızdığımda durup Elif'e baktım. Bana şaşkınca bakıyordu. Yeğenim bile şimdiden deli olduğumu anlamıştı. Şuan onu ısırmak istiyordum. Ağlamasına kıyamazdım. O yüzden bagajdan çocuk koltuğunu alıp Elif'i arka koltuğa oturttum. Şoför koltuğuna oturdum. ''Hala seyahata hoşgeldiniz küçük hanım.'' Emniyet kemerimi takarken dönüp Elif'e söyledim. Mavi gözleri aynı abime benziyordu. Elif'e olan sevgimi tarif edemezken abime benzeyen gözleri ile sevgim başka bir boyuta ulaşıyordu. Abim gibi bana sevgi ile bakıyordu.
**
Helikopter inerken arkamı dönüp Elif'i rüzgardan korudum. Hasta olmasını istemiyordum.Pervane durana kadar sırtım dönük bekledim. Sonra önüme döndüm. Önce Diana, Charles ve Alexandra indi. Koşarak yanıma geldiler.
''Eva, kedinle oynayabilir miyiz?'' diye zıplarlarken çok tatlılardı.
''Canını yakmadan elbette.'' Cevabım ile kendi etraflarında dönmeye başladılar.
''Onları fazla şımartma.'' Rosalinda tüm mükemmelliği ile bana doğru geliyordu. Çocukları korumalarına itikleyip yanımızdan uzaklaştırdı. Elif'in saçlarını okşadı.
''Çocuk sana yakışmıyor.'' Beklediğim sesi duyunca sırıttım. Noach takım elbisesinin içinde, değiştirdiği tarzı ile havalıydı. Tam yanımda dikelip elini omzuma attı. ''Sen kariyer yapacak tipte bir insansın...'' Kulağıma eğilip fısıldadı. ''bugün açıklanacağı gibi.''
''Sen nereden biliyorsun?'' ona dönüp baktım.
''Bu üniversitenin parası benim cebimden çıkıyor. Yönetim kurulunda yer almam için yeterli.'' Pis bir sırıtış takıldı. ''üzülme aramızda sır.'' Gözlüklerini indirip göz kırptı. Güneş gözlüklerini geri taktı. Dedem telefonla konuşarak indiğinde gözlerim büyüdü. Dünyanın en mükemmel insanıydı. 'Seninki gözüktü.'' Noach, Elif'i kucağımdan aldı. Hiç beklemeden dedeme koşup sarıldım. O, bana değer verdiğini telefon görüşmesini bitirerek gösterdi. Kollarını bana doladı. Onun konumunda biri için her görüşme önemliydi.
''Dede, bugün iyi ki geldin.'' Yanağına uzun bir öpücük kondurdum.
''David'in başarısı seni görmem için güzel bir bahaneydi.'' Sanki küçük bir kız çocuğuymuşum gibi elimi tuttu. Zaman geriye aktı. Anılar kafamda canlandı. Dejavu hissi tüm hücrelerimi sardı. Ben on üç yaşındaydım ve dedem tüm heybeti ile yanımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Geçmişten Gelen
Romance14 Temmuz 2016- 7 Temmuz 2020 Eva Serisinin 2. Kitabı. 1. kitapda kalan aşklar, görevler, gizemler devam etmek ve nokta konmak zorunda. (1. Kitabı okuyunuz lütfen)