8. Bölüm

4K 456 256
                                    


Okumaya Yorum yazmaya parmaklarınızı alıştırarak başlayın derim, yorum istiyorum bu bölüme. Çokca.

Bu bölüm Rüm için...

Tahtada yazan birkaç cümleyi temizliyordum. Dersim biteli sadece iki dakika bile olmamıştı. Melisa arkamda durmadan konuşuyordu.

''Bu adamı psikiyatri katına yatıracağım! Karısı var karısı!'' Tahtayı silince silgiyi ters çevirip mıknatısına yapıştırdım. Melisa'nı üstüne oturduğu kağıdı çekip arkasında bekleyen imza atacak kişilere uzattım.

''Bunu sınıfımda konuşmazsak sevinirim. Sayende tüm öğrencilerim duydu.'' Dedim.

''Duysunlar! Sana yaptığı o dün ki konuşmayı herkes duysun. Adam'ın ne kadar şer...'' hızla Melisa'nın ağzını kapattım. Yan tarafta imza atan kişiye baktım. Athan tek kaşını kaldırmış bize bakıyordu.

''Siz ikiniz, bugün ameliyatta gördüğüm bağırsak kurdundan daha tuhafsınız.'' Derken gülerek önüne döndü ve kağıda o fazla havalı imzasını attı. Melisa'nın ağzından elimi çektim.

''Bağırsak kurdu mu dedi o bize?'' bana dönünce omuzlarımı silktim. ''Dün duvardaki sümüklü böceğin fotoğraflarını da ben çekiyordum. Duvarları boyuyordum, odadaki tüm arkadaşlarıma temizlik çizelgesi hazırlayanda bendim...'' Melisa aralıksız Athan'a cümleleri sıralarken umursamadan masanın üstünden eşyalarımı topladım. Anahtarı sertçe masanın ortasına bıraktığımda ikisi de bana baktı.

''Hastam var. Kavganız bitince kapıyı kilitleyip anahtarı Aysha'ya bırakın.'' Tek kelime etmelerini beklemeden koşarak derslikten çıktım. Geç kalmıştım. Birkaç dakikaya odama yetişmeme imka... ''Hayır yapabilirim!'' Durup derin bir nefes aldım. Koşmaya başladım. Olimpiyatlardaki engelli koşulardaki gibi önüme ne gelirse atlayarak geçiyordum. Koridorun birine döndüğümde bağcıklarını bağlamak için eğilmiş adamın birini gördüğümde çok geçti. Üstünden zıplayamadan takılıp yere yapıştığımda yeri öpmüştüm. Gerçekten öpmüştüm.

''Of! Çok fenaydı bu!'' arkamdan gelen tanıdık sesle kafamı kaldırmaya çalıştım. Kaldırdığımda yerde beyaz bir parça vardı. ''Sanırım bu beyaz şey dişin.'' Uzun ince parmaklar dişime uzandığında parmaklarındaki dövmeler tanıdıktı. Kafamı hafifçe doğrultup dişimi inceleyene baktım. Athan ciddiyetle dişimi inceliyordu. ''İstersen yerine dikerim.'' Derken bana baktı.

''Dişim.'' Diye bildim sadece yavaşça yere yapışmış bedenimi toparlayıp oturur vaziyete geldim.

''Gül bakayım.'' Athan ona bakan şaşkın bakışlarım arasında yere oturdu. Gülmeyince tek kaşını kaldırıp otur iki dişini göstererek sırıttı. ''Bak böyle oluyor gülmek... Korkma dişine bakacağım.'' Dediğinde zorla gülümsedim. Kopan dişe göre ağzımda ağrı yoktu. ''Dişin tam ağzında. Peki bu kimin dişi?''

''Benim.'' Sesin geldiği yöne ikimizde aynı anda döndük. Tüm suratımdaki kan çekilmişti. Adam sinirden kıpkırmızı olmuş suratla bana bakıyordu. ''O ayağını yanağıma nasıl geçirdin?!'' Sağ yanağını çevirdiğinde elimle ağzımı kapatıp önce Adam'ın yanağına sonra Athan'a baktım. Yanağındaki o hasar... Gözlerim zihnime tarif gönderemiyordu. Nasıl bir şeydi o. Adam bana dönerek baktı ve zorla güldü. Öndeki iki dişi tamdı ama sağ taraftaki o küçük diş yoktu. O dişe ne deniyordu? Abraham'ı dinleseydim bu olmazdı. ''Dişimi kırdın! Kırmak az kalır yerinden söktün. Bu acelen niye!'' dediğinde randevuma geç kaldığımı hatırladım.

''Geç kaldım!'' yerden kalkıp koşmaya başladım. Sonra Adam'a mail atardım. Dişçi faturasını bana göndermesi için. Şimdi hastama yetişmeliydim. Asansörün önüne geldiğimde birkaç düğmeye bastım ama iki asansörde gelmiyordu. Merdivenlere yöneldim. Merdivenleri dörder dörder çıktım. Odama koşarken kalbim benden önce gidiyordu. Kapıdan içeri girdiğimde kendimi Angela'nın karşısındaki koltuğa attım. Nefes almaya çalışıyordum. ''Geç kaldım haklısınız ama bu üniversite de derste veriyorum, dersimi hesap etmeden size randevu vermişim. Yolda küçük bir kaza yaşadım. Diyeceksiniz binanın içinde nasıl kaza olur. Oldu. Tuhaf ama gerçek. Lütfen daha fazla burada beklemeyelim odaya geçelim.'' Zorla aldığım nefeslerle hastamın olduğunu düşündüğüm ikili koltuğa döndüğümde Athan bacak bacak üstüne atmış karşımda oturuyordu.

Eva; Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin