26) Akrep de sevişir; yelkovanla

142 2 0
                                    

Soğuktu evi. O yokken tüm şehrin soğuğunu yutmuşçasına soğuk, tüm gerçekler kadar soğuktu en az. Yağmurun dövdüğü, dış cephesi eski binanın orta katlarından birinde… yalnızca fantezileri için kullandığı küçük bir odası, saygın misafirleri geldiğinde – ki bu her zaman olmaz – kullandığı biraz daha büyükçe bir salonu, yırtık perdeli; geniş yataklı bir yatak odası…

İçeri girdiğinde kıvrılan halıya dahi bakıp gülebildi. O denli özlemişti evini. Tüm odaları tek tek gezdi ve her birine sigarasından birer duman bıraktı. Yırtık perdeli, soğuk yatak odasına geldiğinde akreple yelkovan sevişmelerini durdurmuşlardı. Sevişmeler.. sevişmeler nasıl durabilirdi. Sevişmelerin bitmesi belki de hayatın durmasıydı onun için. Zamanın durması sevişmelerin durmasından da öteydi. Saatin pilinin bittiğini anlaması geç olmadı. Çekmecedeki pillerden birini almak için uzandığında senaryosunu gördü. Hala kan vardı üzerinde; kupkuru, acı, siyah… onun kaburgalarının tekmelenmesine neden olan bir kadının kanıydı bu. Daldı uzun uzun. Her satırın içinde kayboluyor, her bir dize her bir kelime onu içine çekiyordu. İçine çekiyordu ta ki kan onu durdurana kadar. Kan.. kuru, acı, siyah… hüzünlendiğini fark etti bir an; ayağa dikilip o nezarethanede kaldığı günleri anımsayıverdi. Daha sonra her şeyi siktir edercesine bir fırt aldı sigarasından uzun uzun...

Piller elindeydi artık. Birazdan akreple yelkovan sevişebilirdi kusursuzca… Birazdan akrep; zavallı bir adam gibi yavaş adımlarla sokulacaktı yelkovana… Birazdan akrep bir yılan gibi sokacaktı güzelim yelkovanı… Yelkovan… ince uzun bir kadındı akrebe göre. Uzundu yelkovan, alımlı ve akrepten çok daha hızlı… akrep… sevişkendi akrep, sevişken, yelkovana göre tombul ve tıknaz bir adam… acımasızdı hayat… akrep gibi adamlar yelkovan gibi kadınlarla sevişiyordu; belki de parası vardı akrebin yahut son model bir arabası. Hoş!  kadın severdi ya arabayı. Kadın… naif ve bir o kadar da katı. Kadınlar naifler ve bir o kadar da katılar.. kadınlar… hepsi birbirinden aciz, hepsi birbirinden kapital kadınlar. Ah kadınlar… siz; paranın sevişilemeyen bir şey olduğunu anladığınızda o kadar geç olacak ki; mastürbasyon değerinde kuruşlarınız dahi olamayacak. Olmasın da zaten…

Kadınlar güzel bir arabayı ve kokusunu içine çekeceği paraları düşlerken; akrep, yelkovanla sevişiyordu artık... Ateşli ve uzun  soluklu bir sevişmeydi. Özlemişlerdi sevişmeyi; pillerinin bittiği o soğuk ve yırtık perdeli odada.

Kalbi kırık genç ve yalnız adam ile haftalardır özlemini çektiği güzelim yatağı,kaburgalarının tekmelenmesine sebep olan bir kadının; kokusu hala üzerinde olan sütyeni. Başbalardı hemen 3 metre ötelerinde sevişirken akreple yelkovan. Kalktı yalnız adam; kalktı ve yalnızlığa bir sigara daha yaktı. Çırılçıplak yürürken o kadar özgürdü ki; küvete ulaşmaya çabalarken sırıtıyordu uzun uzun. Ulaştı, tıkacı taktı, suyu açtı ve doldurdu, sigarasını söndürdü ve kendini suyun azizliğine bırakıverdi.

Bedeni özlemini çektiği her şeyi dışarı kusarken; kalbi paramparça, kafası dolu dizgin, elleri ise hala soğuktu…

BOKA SARAN BİR HİKAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin