Acımasızdı, acıyamıyordu. Ve kadını gitmişti. Evet kadını… dün gece tüm benliğiyle onun olmuştu.
Aslında önemsemiyordu.
Gece yarısı olmuştu. sokağı çok sessizdi ve mezarlığa yakındı. mezarlık… hayallerin çöpe dönüştüğü güzide mekan… bedenlerin toprakla sevişmekten kendini alamadığı yer. seviştiği ve seviştiği.. sevişmenin meyvesinin de kemik olduğu mezarlıklar. bir tane elektrik direği ve alabildiğine karanlık. çok huzurlu. çünkü insanın girmeye korktuğu yer. insanın girmediği her yer huzurlu geliyordu ona. birinin girmediği yer hep huzurluydu. tıpkı daha önce hiç sevişmemiş bir kızı öperken aldığı haz gibi. kızın aldığı haz ise kendinden çok daha fazla…
tuhaf bir ışık giriyordu içeri. güzel de bir havası vardı, yatağından doğrulurken gözüne kızın giymeye doyamadığı o narin elbisesi geldi. bavulundan özenle onu seçmiş ve bırakmıştı sanki. ah dedi ah… kafasını salladı dakikalarca, bunu saatlerce yapabilirdi ancak yapamazdı da. ağlayan bir bebek masumluğu vardı ancak kullanamıyordu bu masumluğu. onu acımasız bellemişti son sevdiği kadını. acımasız. ne kadar da acı. ne kadar acı. ne acı…
tekrar uzandı yatağına yine tavanla birleşti gözleri. sevişiyordu. sevişiyordu. tavan o kadar çekiciydi ki. ilk önce üzerinde çatlaklardan öptü. sonra yavaşça avizeye indi. indi… ah lanet olası hayat dedi.. ah diye çekti içini.. tam 4 ay aradan sonra gözleri eriyordu yukarıda.. eriyordu ve suyunu bırakıyordu tenine. damlalar.. damlalar çenesinden köprücük kemiğine ulaşıyordu. ağlıyordu… içtenlikle ağlıyordu.. gençti, henüz yirmiydi.. yakışıklı sayılabilecek bir suratı, sarıya yakın saçları bir de bira göbeği vardı. ama en sevdiği yeri beliydi.. ne gereği varsa… sol elinin orta parmağını hissetmediğini farketti.. havaya kaldırdı… damlaların arasından bulanık bir görüntü ile gördü onu.. normaldi her şey… tek normal olmayan ağlamasıydı… bu kadar yeter dercesine sandalyeye uzandı yattığı yerden…
oda çok karanlıktı.. kokuyordu. hem erkeksi hem de kadınsılık vardı odada.sigara daha baskındı ama… sigaranın cinsiyeti neydi? erkekti belki de.. erkek gibi yanıyordu içten içe… bir çakmak yüzünden yanıyordu tıpkı bir kadının erkeğini ağlatması gibi.. aklına sigara geldi, cebine uzandı ve aldı. paketten son dalı çekti. yaktı. ciğerlerini patlatırcasına bir duman aldı. pfffsss…. ve verdi… hhhhh…. aklına 4 aydır uğraştığı ve bitmek üzere olan dizi senaryosu geldi… neden yazmıştı bunu. ah tabi ki… biraz daha para…. çekmeceye uzandı.. açtı.. ve… SENİ LANET OLASI PİS KALTAK!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOKA SARAN BİR HİKAYE
Historia CortaAklını bir şişeye sığdıran adamın ölüme uzanışı.