24) Hangi kadın attı bizi bu yağmurlu sokağın tam ortasına?

141 2 0
                                    

Yalnız bir adam tarafından özenle kurulmuş ve kollanmış bir hayal bu denli sinsice yıkılamazdı. İşte bu kadın bunu kahkahalarıyla yeterince yapmıştı bile. O ise kahvesini midesine indirmiş konuşmak için isli dudaklarını aralamış serbest bırakıyordu cümlelerini:

-          Kahkahaların ne kadar da bayağı. Ne kadar da aciz. Tıpkı senin yıktığın bu hayaller kadar aciz. Ne kadar da çelişkisin be küçük suratlı kadın, ne kadar da çelişkilisin. Bir o kadar da denge yoksunu benliğin var. Şimdi, şimdi bakıyorum da şu etrafa.

O sırada gözlerini loş ışıklı kafenin dekorlarında serbest bırakmıştı. Süzüldükçe süzüldüler ve yine, yeniden kadının küçük çehresinde birleştiler:

-          Bakıyorum da bu ışıktan yoksun kafenin masaları kadar uzakmışız birbirimizden. Emin olduğum bir kaç şey var aslında. Birincisi; bu cinayetin ne denli düzmece olduğu konusunda hem fikir olduğumuz. İkincisi şu an sarf ettiğim cümlelerin senin; benim ağzımdan duyacağın son cümleler olması.

Sandalyeyi yere düşürecek kadar sert kalktı oradan. Bir ok gibi fırladı yayından sanki. Saplanacak, derman bulacak bir yer arar gibi fırlamıştı yerinden;  yalnız, kalbi ve hayalleri kırık genç adam. Kafeden dışarı atıverdi kendini.

Bildiği bir yerde bilmediği kişiler tarafında süzülüyordu bedeni ince eleyip sık dokunurcasına. Tek refüjlü bir yolda; elleri cebinde, kırgın bir halde yürüyordu. Cadde olabildiğince genişti; küçük çehreli kadının kalbinde açtığı yara kadar genişti; en az… adımlarını hızlandırdı. Amaçsızca hızlı adımlar attı yağmurun siyaha boyadığı; gri kaldırım taşlarından ötelere. Uzadı ayakları olabildiğince, uzadı sığmayacak kadar yere göğe. Gariban bir hayalin enkazı altında ezilirken vücudu; adımları bununla ters orantılıydı. Hızlıydı. Olabildiğince hızlı. Neyse ki sigarası vardı. Yağmurun boyadığı kaldırımlarda yürürken yaktı içinden bir tane çekip. Yürüyordu hızlı hızlı. Btb ile özenle döşenmiş apartmanlar geçerek. Yaşlı teyzenin 4. Kattan aşağıya bıraktığı çöpü izleyerek; geri kalmışlığa kin kusarak hızlı hızlı yürüyordu. Bir sokak kedisi geçti önünden peşinden üzerine lağım suyu akmış siyah bir köpekle birlikte. Yürüdü. Yine yürüdü. Tekrar yürüdü. Bir kaldırımda duraksadı. Yakışıklı bir adamdı onu durduran. Ancak onun yakışıklılığını o an sadece yalnız, hayalleri henüz yıkılmış bir genç adam görebilirdi. Yani o…

Yakışıklıydı adam; gençti de üstelik. Onu dururken utanç vardı yüreğinde en az suratında olduğu kadar. Bir kazak, yamalı bir şey, altında bir kapri. Kaprileri hiç sevmezdi özellikle de kış ayında onu giyen her canlıdan korkardı. Çocukluğundan gelme bir zaaftı bu. O yakışıklı sayılabilecek pasaklı adam bir sigara istedi ondan. Yavaşça elini cebine götürdü. Sevmediği kot pantolonu onu oldukça zorluyordu. Tiksiniyordu ondan. Bir dal sigara çıkardı adama uzattı. Ateş istedi pasaklı adam. Onu da yalnız adam yaktı. Bir ateş daha yakmıştı sanki yalnızlığa….

Hızlı adımlarla yürümeye koyuldu. Hızlıydı yine. Kafasının içinde cümlelerle boğuşarak yürüyordu.

-          Ah pasaklı adam kim bilir hangi kadın attı sen bu yağmurlu soğuk sokak kaldırımlarına. Hangi kadın esirgedi bir duman sigarayı vücudundan, hangi kadın ezdi bu denli seni yüreğinde. Hangi kadın itti pasaklı yalnızlığına. Çarkların içinde küçük çarklar olmuşuz be. Çarkların içinde çarklar. Bir saat gibi olmuşuz, biz olmasak aslında dönmeyecek öbür çarklar. Ah ulan! Büyük çark olmasaydı keşke şu kadınlar. Bu siktiğim dünyasında bu denli büyük çarklar olmamalıydı basit kadınlar. Sen atılmazdın yağmurlu sokak köşesindeki kaldırıma. Ben atılmazdım gariban bir dal sigaraya

O bunları söylerken kaldırımda oturan adam ayaklanmıştı. Sadece gülümsedi. Sanki onun içindekileri duyarcasına sırıttı uzun uzun. Bir araba gördü içinde bir kadın ve genç bir adam. Bir gökyüzüne baktı bir sigaraya, bir ona baktı bir de kendine. Kafası kalbine hükmetmeye çalışırken pasaklı adamın; cümleler döküldü dilinden tane tane;

-          Seni; titrek ve çocuksu yalnız adam. Peki ya, seni hangi kadın attı bu yağmurlu asfaltın ortasına?

BOKA SARAN BİR HİKAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin