Bölüm 4

57 10 2
                                        

Kapı ufak aralıklarla "tak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapı ufak aralıklarla "tak...tak" derken aslında biraz korkuttu bu garip ritim ama, zaten bir sürü şey oldu, daha ne olabilir ki diye düşünüp kapıya doğru gittim.Delikten bakınca kimse görünmüyor!

"Eeh! Bu ne yaa !Korku filmi mi çekiyoruz burda!" diye kendi kendime söylenerek hızlıca açtım!!Birden çarparak içeri girdi!

 Ilık ılık yüzüme değiyor... Ne güzel bir rüzgar böyle... ama o sesleri çıkaran da rüzgar olamaz değil mi? Etrafa bakındım bir süre, hatta birkaç adımlık olan merdiveni inip dışarıya göz gezdirdim.Bahçe kapısını açıp sokağın iki ucunu bile kontrol ettim.Garip..aklıma o kaçıktan başka bir şık gelmiyor.'Kesin odur.Korkuyorum..hayır!! Şimdiye kadar, iki yıl boyunca hep korktum ama şimdi, hayır!!O kim oluyor ki beni hatta bütün yakınlarımı böyle korkutabilsin!Ne hakkı var!Daha ne kadar! hem, ne zamana kadar korkup kaçacağım ki?!'

Düşünerek ağır adımlarla içeri girip kapıyı kapattım ve arkasına yaslandım.Gözlerim bir noktaya sabitlendi, ayıramıyorum.Aklımdan geçen cümleler kalbime iyi geliyor sanki..'daha ne kadar !!! Ne kadar korkabilirim!!!Beni hafife aldığı için mi bu kadar cesur bu adam..Hayır, yalnız beni değil, herkesi hafife alıyor.Peki ben..Onu durduramaz mıyım?Güçlü olmak insan ölürmeye cesaret edebilmek mi demek?Kesinlikle hayır!Benim de öfkem var, sabrım var, yeteneklerim var, en önemlisi insanlığım var..İnsansın sen Kang Soo-in, o canavarın aksine...Uzun bir süredir, diğerlerinin 'katilin kızı' diye etiketlemelerine, görmezden gelmelerine, aşağılamalarına rağmen.. insansın sen.İnsan kalabildin.Bu yüzden çok güçlüsün kızım!Bu cümlemle yüzüme bir rahatlama ve gülümseme kondu.Gülümsemem iyice yayılırken, 'Kang Min-seok'un kızısın sen Soo in-aa' dedim kendime seslice.

Küçük kol çantamı alıp ince uzun ceketimi giydim ve dışarı çıktım.Hava alayım biraz.Beynime oksijen giderse daha güzel cümleler kurabilir mi acaba kalbim için? Yine gülümsüyorum hafiften.Evet Kang Soo-in, rahat ol.Yerinde sayma ve ilerle..

                                        **

Dün Yi-an'a söylemiştim telefon işini.O da düşünmüş zaten.Normal bir telefon alalım diye biraz ısrar etti ama ben işten çıkmıştım ve şu anda tek çalışanımız Yi-an.Zaten iki kişi olduğumuz için çok sıkıntı olmuyor şimdilik ama sonra yine çalışmaya başlamam lazım.Neyse telefonum elime geçer geçmez Lee Bong-soo'yu aradım, şüphelenmemesi ve endişelenmemesi için. Çünkü Kore'ye dönmelerine daha 3 hafta var.İşin kötüsü Bong-soo ve So-young olmadan 1 hafta boyunca o okula tek başıma gitmek zorundayım.Oooof offf !! 18 yaşındayım ama tek başıma okula gitmeye korkuyorum, kalabalık görmekten korkuyorum ve insanlarla muhatab olmak zorunda kalmaktan nefret ediyorum !Nerdeyse ağlamaklı çıkan bir sesle sızlandım resmen

"Bong soo-yaa! Biraz daha erken gelemez misiniz?"

"Neden ki?"

"Yaa neden olacak Lee Bong-soo! Yeni bir okul hayatınız var artık ama daha en başında kaytarıyorsunuz.İkiniz de bir hafta hiç derslere girmeyeceksiniz"

ONE WAY : IS YOU ?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin