Bölüm 12

51 9 18
                                        

Yun'dan sonra sınıfta çocukların konuşmalarını dinlemem, yani o kadar bekleyebilmem bile büyük gelişmeydi benim için.Bu kız birden niye değişik davranmaya başladı anlamıyorum.Kafasında neler kuruyor acaba?Onun yüzünden babamı da düşünüyorum ve iç dünyam allak bullak oluyor.Sonra da böyle gücü ve kontrolü elinde tutan zengin kesim karşısında C4 gibi hissediyorum kendimi.

                                        **

Sınıftan ayrılıp lavabodaki ağlamama çabalarımın ardından çıktım.Çıkmamı bekleyen Kyungsoo söylemek istediği şeylerden sonra zorla peçete tutuşturdu elime.Bu ağlayıp kızarmış suratımı da görmüş oldu maalesef. Yalnız Sehun ne zamandır merdiveni inmiş de bizi izliyor onu bilmiyorum.

Kyungsoo:"Orda öylece durup burayı mı izliyordun Sehun aah?"

Sehun:"Yok ben..Zaten yeni gelmiştim Hyung." Omzundaki çantaya baktığımı farkedince açıklama yaptı:

"Imm Oh Hana! Ben..sen öyle çıkınca, tekrar sınıfa dönmek yerine gitmek isteyebilirsin belki diye düşündüm. Zaten bu son dersi pek kimse önemsemiyor."

Kyungsoo:"Bu ne Sehun-ah? Kızı okuldan zorla gönderir gibi...Gitmek istediğini nerden çıkardın ki?"

"Hayır, gitmek istiyorum."

Çantayı almak için elimi uzatınca, Sehun diğer kolunu da geçirip çantayı sırtına aldı.

Sehun:"Hyung, ben de eve gideyim.Sonra görüşürüz." Deyip yürümeye başlayınca bir Kyungsoo'nun donuk ifadesine, bir Sehun'a baktım ve peşine takıldım.

"Çantayı alayım."

Sehun:"Ben taşırım."

"Yine de alayım ben."

Sehun hafif duraksayıp bana dönüp bir baktı ve yürümeye devam etti:

"Kuralcılığın yüzünden basit ve saçma dialoglar kurup duruyoruz! Farkında mısın?!"

"Ne? Nasıl dialoglar kurmalıymışız ki?"

Sehun:"Baştan alalım mı? Direk görmüş olursun?"

"....."

Sehun:"Sonunda konuşabilmemiz için bir fırsat oldu."

Sıkılmış bir havayla:"Ufffff...Yine aynısın..sabah aynı duraktan bindiğimize göre evlerimiz yakın"

Hızlı adımlarla ve ara ara çenemizi dinlendirdiğimiz tartışmamızla durağa geldik. Sehun'un, en son havada kalan cümlesini otobüsün kapısına gelince hızlıca cevapladım:

"Niye benimle konuşmaya çalışıyorsun ki?"

Gülümseyiverdi:"Otobüste sıkılmayalım diye....Çantanı aslında sabah otobüse binerken almalıydım ama o zaman biraz..."

"Biraz?! Biraz beni öldürmek mi istemiştin?"

"Ahahah..Evet, ama şimdi..." gülümsemesi yavaş yavaş ciddileşerek devam etti:"Şimdi yaşamanı istiyorum!.. O geceden sonra kafama takıldı. Neden öyle bir şey yaptığını düşündüm ister istemez. Hem senin için yapabileceğim bir şey varsa, bilmek isterdim ama sorsam bile kesin söylemezsin."

"Kesinlikle öyle! Arkadaşların Kang Soo-in'in bahsi geçtiğinde 'Bu Sehun'un özeli' demişlerdi.Bu da Hana'nın özeli!"

Sehun:"Ooo, bu biraz..cidden gözü açıksın ama." diye zoraki gülerken elini ensesine götürdü.

"Kim daha yeni gördüğü, yakın olmadığı biriyle sırrını paylaşır ki??! Senin için de Kang Soo-in'den bahsetmek baya zor görünüyor."

ONE WAY : IS YOU ?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin