Hem izinsiz defterimi karıştırmalarına öfkelediğim, hem de yakalanmış gibi hissettiğim ve stresten terleyip titrediğim kısa bir süre için ne yapacağımı bilemeyerek ayakta kıvrandım resmen... Arka sıralardan birinde oturan bir kız seslendi:
"Hana? Kapıyı kapatabilir misin?"
Adımı duymalarıyla üçü de bana dönüp bakmaya başladılar.
Yun gülüseyerek sesleniyor:"Oo Hana! Buraya gelsene, sana ilginç birşeyler göstereceğim."
Aynı anda hem korkmak hem sinirlenmek de hem de stres nasıl duygu curcunasıdır yaa! Kendimi sıka sıka yanlarına gittim.Beni çağırıp çocukların önündeki sıraya yerleşen Yun'un yanına oturdum.
Yun:"Hana-yaa, bu defteri buldum. İçinde tuhaf şeyler var. Şu sıranın altına düşmüştü."
Konuşmaya devam ederken içini açıp ilginç bulduğu yerleri bana gösteriyor.
Baekhyun:"Hey, sen iyi misin Hana? Biraz gergin görünüyorsun?"
Yun:"Hm? Ah evet yüzün de solmuş gibi, bir şey mi oldu?"
Demek ki defterin bana ait olduğunu bilmiyorlardı. Onlar sorular sorarken ben ışık hızıyla gerçek ismim yazıyor mu yada Kang Soo-in olduğumu kanıtlayacak herhangi bir şey var mı diye defteri hızlıca öylesine bakıyormuş gibi yaparak kontrol ettim. Ona göre sahip çıkacağım yada benim değilmiş gibi davranacağım..
Sehun:"Hana?"
Şaşkın bir halde yüzümü kaldırdığımda Sehun'un endişeli suratı karşımdaydı.
"Yok bir şey. (Sinirle dişlerimi sıkarak devam ettim) Bu ne! Niye elin defterini özel eşyasını bu kadar inceliyorsunuz? Ayıp değil mi?!"
Sehun (Yun'u göstererek):"Şu meraklı getirip ısrarla bakmamızı ilginç olduğunu falan söyledi, o yüzden.."
Yun:"İyi tamam ya unni bi sakin ol, millet gelince sorar sahibini bulurum. Hatta şu arkadakilere sorayım ver de."
Bir de götürüp diğerlerine gösterecek ya! Karmakarışık bir halde olduğumdan fazla düşünmeden atladım:
"Burda! Zaten! Sahibi!" diye aynı sinirle çıkışırken her bir kelimede Yun'un kafasına not defterimle küçük darbeler indirdim.
Tek kaşımı kalırıp gayet ciddi ve tehditkar bir uslupla devam ettim:
"Aynı şeyi tekrar asla yapma, asla!! Gelecek sefere bu kadar iyi tepkiler vermem!"
Üçü de çok şaşırdılar..
Yun:"U-unni..ben..."
Baekhyun hayal kırıklığına uğramış ve şaşkın halde konuştu:" Ne yani senin miydi defter? Hadi tamam senindi de niye bu kadar çok sinirlendin dostum? Alt tarafı bir not defteri. Hem biz yabancı mıyız sanki, arkadaşlarınız."
Baekhyun son cümlesinde gülümserken öfkemin de bir parça dindiğini ve onlara göre gerçekten çok tepki verdiğimi farkettim.
Sehun:"Aah, ımm kusura bakma Hana, hem sana ait olduğunu hem de bu kadar önemsediğini bilmiyorduk.."
Of yok, tamam izinsiz olsa bile sonuçta bilmiyorlardı, aşırı tepki veren benim. Sıkıntıyla elimi alnımda gezdirdim.
"Yok- aslında ben biraz...fazla tepki-"
Neyse yok cümleyi bitiremeyecem...Konuşmayı kesip direk pencere kenarı sırama geçtim ve yüzümü pencereye çevirip masaya abandım.
Kısa bir süre sonra Baekhyun önümdeki sıraya geçip bana doğru eğilerek, gülümsediğini hissettiğim sesiyle konuşmaya başladı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE WAY : IS YOU ?!
FanfictionBaşa dönüyorum sanki..Vücudum kalbimi taşıyamayacak gibi..Kaburgalarım parçalanıyormuş gibi...Yol kenarında yürüyorum boş boş.Ne kadar yürüdüm bilmiyorum, saat geç olduğundan etrafta insan yok, kırmızı ışık yanıyor..Karşıya geçmem lazım ama emin değ...